1.a Sürecin Gelişimi
Yatağan’da
21 Ekim 2000 tarihinde inversiyon nedeniyle SO2 yoğunluğunun 5,670 mg/m3 düzeyine ulaşması ve 22 Ekim’de Valiliğin
“Acil Durum Önlemleri” uygulamaya başlatması ile gelişen süreç yaklaşık bir ay
boyunca devam etmiştir. Termik santralin kurulduğu günden bu yana meteorolojik
değişikliklerle uyumlu olarak yılda bir kaç kez “ciddi” boyutlara ulaştığı düşünülen kirlilik ilk kez, bu kadar uzun süre
gözle görülen ve kayıtlara geçen bir biçimde toplum sağlığı için akut tehlike
oluşturacak kadar yüksek düzeylerde gözlenmiştir.
Bu noktada Türk Tabipleri Birliği Olağandışı Durumlarda Sağlık Hizmetleri
Kolu’nun talebi ile bölgede bir değerlendirme yapılması planlanmıştır.
24 Kasım
2000 tarihinde Dokuz Eylül, Ege ve Marmara Üniversiteleri Tıp Fakülteleri Halk
Sağlığı Anabilim Dallarından beş kişilik bir ekip Yatağan ve Muğla’da bir
“durum saptama çalışması” gerçekleştirmiştir. Çalışmalar Muğla Tabip Odası
Başkanı, Genel Sekreteri ve Yönetim Kurulu üyelerinin özel çabaları ile son derece
verimli ve hızlı biçimde yürütülmüştür. Bu durum saptama çalışması, süreci
kirlilik ve toplum sağlığı ilişkisi ekseninde değerlendirmek ve Türk Tabipleri
Birliği’nin tutumuna yön verecek bilgileri derlemek amacıyla gerçekleştirilmiştir.
Çalışma
üç öğeden oluşmuştur:
1. Kurumlarla yürütülen görüşmeler ve kurumların
değerlendirilmesi;
2. Alan gözlemleri;
3. Sağlık verilerinin irdelenmesi.
1.b Kurum Görüşmeleri: Yatağan ve Muğla’da aşağıda sıralanan
yedi kurum ve kuruluşla görüşülmüştür:
· Yatağan Sağlık Grup Başkanlığı
· Yatağan Kaymakamlığı
· Yatağan Belediye Başkanlığı
· Türk-İş Bölge Temsilciliği (TES-İŞ ve Türk Maden-İş
Sendikaları Yatağan Şube Başkanlıkları)
· Yatağan Termik Santral İşletmesi Müdürlüğü
· Muğla İl Çevre Müdürlüğü
· Muğla İl Sağlık Müdürlüğü
Görüşmelerde
kurumların çevre kirliliği ve özellikle hava kirliliği konusunda:
a.
Politikaları,
b. Eylem
programları,
c. Hedef kitleleri,
hedef kitlelerine yönelik duyarlılaştırma çalışmaları, hizmetleri,
d. Kirliliğe
ilişkin değerlendirme - ölçüm yöntem ve araçlarının olup olmadığı,
e. Kirlilik konusunda
kurumsal ilişkileri sorgulanmış ve değerlendirilmiştir.
Kurumlar |
Politikaları |
Eylem programları |
Duyarlılaştırma
çalışmaları |
Değerlendirme -
ölçüm araçları |
Kurumsal ilişkiler |
Yatağan Sağlık Grup Başkanlığı |
Daha çok İl
Sağlık Müdürlüğünün etkisinden söz edilmeli, kişisel duyarlılık var, kurumsal
olarak güçlü görünmüyor |
İl Sağlık
Müdürlüğü yönlendiriyor, yerel insiyatif güçlü değil, donanım yetersiz |
Yok |
TUBİTAK’tan
kiralanan bir sürekli izlem (monitörizasyon) aracı geçici olarak Merkez Sağlık
Ocağında yer alıyor, bunun dışında İl Çevre Müdürlüğünün spot ölçüm
gereçlerini kullanıyorlar |
İşbirliğine
açık, ancak kurum olarak bir yapının içinde yer almıyor |
Yatağan Belediye
Başkanlığı |
Kirliliğe
karşı duyarlı, kurumsal tavrı daha çok eylemliliğe yönelmiş, yasal
sınırlılıkları var |
Popülist
eylemlerde odaklanmış, toplumsal duyarlılık girişimleri var, yasal duruşu yeterli
görünmüyor |
Yeterli
olmamakla birlikte yayın organları ve toplantılar aracılığıyla yürüyen
çalışmaları var |
Yok |
İlişkiye
açık, Yatağan Platformu içinde, kimi örgütlerle sorunları var |
Kaymakamlık |
Kurum
vekaleten yönetiliyor, kurumsal tavrı yok, Valilik asıl yönlendirici |
Yasal tavrı
yetersiz, Valilik yönlendiriyor, yerel insiyatif yetersiz |
Yok, süreçte
bürokratik bir basamak olarak yer alıyor |
Yok (Sağlık
GB üzerinden yürütülüyor) |
Şekil olarak
var ancak işlevsiz |
Türk-İş Bölge Temsilciliği |
Kirliliği
özelleştirme / işgüvencesi konusunda toplumsal duyarlılık araçlarından biri olarak
ele alıyor |
Toplumsal
süreçlerin içinde, çevre duyarlı yapılarla sorunları var, etkinlikleri
işgüvencesi eksenli |
Yayın
organlarını, kitlesi ile toplantılarını ve topluma yönelik eylemlerini
sürdürüyor, bu açıdan en yetkin ve zengin yapı |
Yok |
Kimi
örgütler ve kurumlarla sorunları var ancak ilişkiye son derece açık,
özelleştirmeden sonra Bölge güç yitirebilir |
Termik Santral İşletmesi |
Kuruluşundan
başlayarak yasal çerçevenin dışında kalıyor |
Yönetsel,
idari ve mali kararlarında bağımlı |
Yok |
Emisyon
gazları için gereçleri var, radyasyon TAEK üzerinden yürütülüyor |
Özelleştirmeden
sonraki yapının da değerlendirilmesi gerekli. Sorunun kaynağını oluşturuyor. |
İl Çevre Müdürlüğü |
Yasal
çerçeve ile belirlenmiş çizgisi var |
Kurumsal tepki
yasal düzenleme ile sınırlanmış |
Günlük
tamimler ve basın yoluyla uyarılar dışında tanımlanmış bir aracı yok |
Referans
Laboratuvarlarında bir spot ölçüm cihazları var (geçici olarak Yatağan’da) |
Bürokratik
biçemi nedeniyle ilişkiye çok açık görünmüyor |
İl Sağlık Müdürlüğü |
Yasal
çerçeve dışında duyarlı bir yaklaşım var |
Kurumsal tepki
yasal düzenlemenin sınırlarının dışına çıkabilir |
Yok |
Yok |
Kurum olarak
toplumsal süreçlerin - yapıların içinde yer almıyor ancak ilişkiye açık, |
Yukarıda
sıralanan gözlem ve değerlendirmeler Yatağan’da, soruna karşı toplumsal
duyarlılığın, Bergama ya da Aliağa örneklerinde olduğu gibi zamanında ve güçlü
biçimde ortaya çıkmadığını düşündürmektedir. Tarafların öncelik ve
yaklaşımları farklılıklar içermektedir. Bu farklılıklar kirliliğe karşı oluşan
ilk toplumsal muhalefet hareketleri sırasında ortaya çıkmış ve son zamanlara kadar
kısmen devam etmiştir. Bugünkü durumda Yatağan’daki tüm tarafların “ortak
sorunu” kirlilikten çok özelleştirme ile gelmesi beklenen işsizliktir. Kirlilik
özellikle sendika tarafından toplumsal
muhalefet sürecinde ele alınan önemli bir öğedir. Ancak, özelleştirme
gerçekleştikten sonra sendikal yapı güç yitirirse toplumsal taraflar arasında bu
yönde muhalefet yürütecek Belediye dışında bir yapı yoktur. Bu nedenle kamu
kurumları ve Yatağan’da yer alan sivil toplum örgütlerinin bir araya gelmesi büyük
önem taşımaktadır. Kasım ayı başında oluşan Yatağan Platformu, henüz güçlü
bir örgütlenme olmasa da bu yönde önemli bir araç olabilir.
Yatağan’ın
sağlıkla ilgili önceliklerini toplum sağlığı bakışıyla ele aldığımızda
işsizliğin, iş güvencesinin ilk sırada gelmesi şaşırtıcı değildir. Gereksinimler piramidinde düzenli gelir getirici
etkinlik ilk basamaklarda yer almaktadır. Bireyin
sağlığını koruması için çalışma yaşamında ücret ve sağlık yönünden
güvencede olması gerekir.
Yatağan’da
bu güne kadar yürütülen kurumsal ve toplumsal çalışma ve tepkiler Yatağanlının
sağlıklı çevre hakkı ve hava kirliliği konusundaki duyarlılığının Bergama
örneğindeki kadar yüksek olmadığını göstermektedir.
Yukarıda
sıralanan iki temel nedenle Yatağan’da hava kirliliği toplumsal tepkinin
manivelasını oluşturmamaktadır. Bu noktada kamu kurumları kadar sivil toplum
örgütlerine de görev düşmektedir.
Yatağan’da
kirliliğin santralın kurulmasıyla başladığı ve santralın çalıştığı sürece
var olacağı toplumsal düzeyde bilinmeli ve kabul edilmelidir. Önlemler ivedilikle, hiç bir mali gerekçe öne
sürülmeden gerçekleştirilmelidir.