(2 Mayıs 2003) SARS’a İlişkin Yeni Bilgiler Dr. Murat Akova
DSÖ 30 Nisan itibariyle
Toronto’ya seyahat kısıtlamasını kaldırmıştır. CDC yeni olgu tanımı kriterlerini yayınladı
ABD’deki Hastalık Kontrol ve
Korunma Merkezleri (CDC) 29 Nisan 2003 tarihinde süreveyans amacıyla kullanılacak yeni
olgu tanımı kriterlerini yayınlamıştır. CDC’nin
tanımı DSÖ’nün yaptığı tanıma ek olarak laboratuar tanı verilerini de
içermektedir. Ek olarak klinik tanı
kriterleri yeniden gözden geçirilerek SARS Coronavirus (SARS-CoV) ile ilişkili solunum
yolu hastalığının semptomları daha ayrıntılı tanımlanmıştır. Bu kriterler
aşağıdaki tabloda verilmiştir. Metnin
İngilizce orijinaline http://cdc.gov/mmwrhtml/mm52d429a1.htm
adresinden ulaşılabilir. Tablo
1. CDC tarafından önerilen sürveyans amaçlı SARS olgu tanımı (29 Nisan 2003) Klinik kriterler
Asemptomatik veya hafif şiddette solunum yolu hastalığı
Orta şidette solunum yolu hastalığı
>38 C vücut ısısı Solunum yolu
hastalığına ilişkin klinik bulgulardan bir veya daha fazlasının bulunması
(örneğin öksürük, nefes darlığı veya hipoksi gibi) Ciddi solunum yolu
hastalığı
>38 C vücut ısısı
Solunum yolu hastalığına ilişkin klinik bulgulardan bir veya daha fazlasının
bulunması (örneğin öksürük, nefes darlığı veya hipoksi gibi)
Pnömoniye ilişkin radyolojik görünüm veya
Respiratuar distress sendromu veya
Açıklayıcı başka bir dene olmaksızın otopside pnömoni veya respiratuar
distres sendromuna ilişkin bulguların saptanması Epidemiyolojik kriterler
Semptomların başlangıcından önceki 10 gün içinde SARS’ın lokal yayılım
gösterdiği ülkelerden birine* seyahat (havaalanından transit geçiş yapmış olmak
dahil)
Semptomların başlangıcından önceki 10 gün içinde bilinen ya da şüpheli
SARS hastasıyla yakın temasta** bulunmuş olmak Laboratuar kriterleri
Doğrulanmış test
Akut hastalık sırasında veya semptomların başlangıcından itibaren >21
gün sonra alınan örneklerde SARS-CoV’a karşı antikor saptanması veya
Serum, gaita , nasal veya diğer solunum yolu sekresyonlarında SARS-CoV reverse
transkriptaz’ının PCR ile saptanması, ikinci bir örnekte farklı primerler
kullanarak ilk testin pozitifliğinin doğrulanmış olması veya
SARS-CoV’un izole edilmesi
Negatif sonuç
Semptomların başlangıcından >21 gün sonra alınan serum örneğinde
SARS-CoV antikorlarının saptanmaması
Belirsiz sonuç
Laboratuar testinin yapılmaması veya eksik sonuç bildir,mi Olgu tanımı
Olası olgu: Şubat 2003’ten bu yana saptanan nednei bilinmeyen ciddi solunum
yolu hastalığı, epidemiyolojik kritelerin varlığı, laboratuar kriterlerinden her
hangi birinin varlığı (doğrulanmış test, negatif sonuç veya belirisiz sonuç)
Şüpheli olgu: Şubat 2003’ten bu yana saptanan nednei bilinmeyen orta
şiddette solunum yolu hastalığı, epidemiyolojik kriterlerin varlığı, laboratuar
kriterlerinden her hangi birinin varlığı (doğrulanmış test, negatif sonuç veya
belirisiz sonuç) * Lokal yayılımın
saptandığı ülkler Çin, Hong Kong, Singapur, Taiwan ve Toronto-Kanada’dır.
Hanoi-Vietnam 28 Nisan 2003 tarihi itibariyle yakın zamanda lokal yayılım görülen
bölge tanımına alınmıştır. Halen burada
yayılımın durduğu DSÖ tarafından duyurulmuştur. ** WHO yakın teması şüpheli
veya olası SARS’lı hastanın bakıcısı olma, birlikte yaşama, hasta vücut
sıvıları veya sekresyonları ile temas etme olarak tanımlamaktadır. Yakın temas
örnekleri arasında hasta kişilerleöpüşme, kucaklaşma, hasta kişi ile aynı
çatal-kaşık-tabak-bardak kullanımı, yaklaşık<1 metre mesafeden hasta ile
karşılıklı konuşma, hastanın fizik muayenesini yapma veya hasta ile her türde
direkt temasta bulunma sayılabilir. Aynı oda vey ofis içnde hasta kişi ile kısa
süreli karşılıklı oturma yakın temas olarak kabul edilmemektedir. Hong Kong’tan 75 olgunun ayrıntılı değerlendirilmesi
DSÖ web sayfasında
önmüzdeki hafta Lancet dergisinde yayınlanacak ve Hong Kong’da standart bir tedavi
protokolü ileüç hafta süreyle ribavirin ve steroid verilerek izlenen 75 hastaya
ilişkin klinik, hematolojik, radyolojik ve mikrobiyolojik bulguları içeren bir
makalenin özeti yayınlanmıştır. Metnin
orijinaline aşağıdaki adresten ulaşılabilir. http://www.who.int/csr/sars/prospectivestudy/en/index.html Makaledeki verilere göre
hastalardaki ateş ve pnömoni başlangıçta tedaviye yanıt vermiştir. Ancak hastaların yaklaşık %85’inde 4-18
(ortalama 9 ) günde yeniden ateş, %73’ünde 3-15 (ortalama 7.5 ) günde sulu ishal,
%80’inde 3-13 günde (ortalama 7.5) radyolojik ilerleme ve %45’inde 5-19 günde
(ortalama 8.5) solunum bozukluğu ortaya çıkmıştır.
%45 hastada başlangıçta belrgin olarak düzelen akciğer lezyonlarının
radyolojik görüntüsü takiben başka bölgelerde bozulma şeklinde yeniden ortaya
çıkmıştır. Hastaların %20’sinde üçüncü haftada ARDS tablosu gelişmiştir. 14
hastada (dördü ARDS’li, 10’u ARDS’siz) uygulanan kantitatif reverse-transkriptaz
(RT)-PCR testi ile nazofaringeal aspirat materyalinde 10. günde viral yükün en üst
düzeye ulaştığı, 15. günde düzeyin hastaneye başvurudaki seviyeye indiği
gösterilmiştir. Multivariate analizle ARDS gelişimi için risk faktörü olarak yaş ve
kronik hepatit B infeksiyonu varlığı anlamlı saptanmıştır. SARS-CoV’ün gaitada varlığı hastaların
takibi sırasında süregelmiştir. Sonuç
olarak yazarlar hastaların 2. haftadaki kötüleşmelerinin kontrolsüz viral replikasyon
nedeniyle değil, immünopatolojik hasar sonucu oluştuğu yargısına varmışlardır. Tablo 2’de 20 hastadaki
nazofaringeal sekresyonların RT-PCR testi sonuçları verilmiştir. Şekil ise makaledeki orijinal haliyle
alınmış olup, 75 hastadaki klinik gidişe ilişkin verileri içermektedir. Tablo 2. 20 hastadaki nazofaringeal
sekresyonların RT-PCR testi sonuçları
Çocuklarda SARS
Lancet dergisinin 29 Nisan tarihinde
web sitesinde “online” olarak basılan bir makaledeki bilgilere göre Hong Kong’ta
SARS hastaları ile yakın temasta bulunan 10 çocuğa ilişkin veriler
yayınlanmıştır. Hasta çocukların hepsinde sürekli ateş, öksürük, ilerleyen
akciğer radyolojik bulguları ve lenfopeni saptanmıştır. Çocuklar yüksek doz
ribavirin,, oral prednisolon veya intravenöz metilprednizolon ile tedavi edilmiştir. Tedaviye ilişkin her hangi bir yan etki
gözlenmemiştir. Dört adölesan hasta
oksijen tedavisi gerektirmiş, iki hastada ise mekanik solunum desteği gerekli olmuştur. Daha küçük yaştaki çocuk hastaların
hiçbirinde oksijen desteği gerekmemiştir. Yazarlar
erişkin ve adölesanlarla kıyaslandığında küçük çocuklarda SARS’ın daha az
agresif bir seyir izlediğini belirtmektedirler. Makalenin
tam metnine aşağıdaki linkten ulaşmak mümkündür. http://www.thelancet.com/journal/vol361/iss9367/full/llan.361.9367.early_online_publication.25520.1
|
||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||