![]() |
(7 Nisan 2003) YENİ BİR VİRAL SOLUNUM YOLU
HASTALIĞI: SARS Prof. Dr. Murat Akova
İngilizce ‘Severe Acute
Respiratory Syndrome’ kelimelerinin başharflerinden oluşan bir kısaltma olan SARS
dilimize ‘Ani gelişen ciddi solunum yetmezliği hastalığı’ olarak çevrilebilir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) 1 Nisan tarihi
itibariyle şüpheli hasta tanımını: 1) 38 ºC üzerinde ateş ve öksürük veya solunum zorluğu olan ve
2) Semptomların başlangıcından önceki 10 gün
içinde a. SARS olduğu bilinen ya da şüphelenilen bir kişiyle
yakın teması olan veya b. hastalığın bulaştığı bilinen ülkelerden
birisine seyahat öyküsü olan veya c. bu ülklerden birinde yaşayan hasta kişi olarak
yapmaktadır. SARS ilk kez 26 Şubat 2003’te Hanoi’de 46
yaşında bir işadamında gelişen akut atipik pnömoni ve solunum yetmezliği tablosu
olarak tanımlanmıştır. Hastalığı ilk
defa bildiren DSÖ görevlisi Dr. Carlo Urbani’nin kendisi 29 Mart’ta SARS nedeniyle
yaşamını yitirmiştir. Ancak Çin’in
Guandong bölgesindeki olguların Kasım 2002’den itibaren ortaya çıktığı
saptanmıştır.
Hastalık genellikle 38 ºC’nin üzerinde bir ateş ve titreme tablosu ile
başlamaktadır. Eşlik eden diğer bulgular
başağrısı, bitkinlik, ishal ve yaygın miyaljidir. Başlangıç bulguları içinde
solunum yoluna ilişkin semptomlar içinde boğaz ağrısı ve kuru öksürük sıklıkla
rastlanan bulgulardır. Takiben hastaların
bir kısmında ortalama 2-7 gün (en kısa 1, en uzun 11 gün) içinde dispne hipoksemi ve
ARDS tablosu gelişmektedir. Hastaların
önemli bir kısmında akciğer filminde fokal veya yama tarzında infiltrasyon veya buzlu
cam görünümü benzeri lezyonlar saptanmaktadır. Saptanan
lezyonlar daha çok alt zonlara lokalize olarak bulunmuştur. Bu haliyle SARS bir atipik pnömoni tablosunu
andırmaktadır. Saptanan diğer laboratuar
bulguları arasında lenfopeni, lökopeni veya lökositoz, trombositopeni, hafif LDH, AST,
ALT ve CK yüksekliği mevcuttur.
DSÖ verilerine göre 5 Nisan 2003 tarihi itibariyle
yukarıdaki hasta tanımına uyan 19 ülkeden toplam 2416 hasta tanımlanmıştır.
Hastalığın en sık bildirildiği ülkeler Çin (Guandong ve Shanxi bölgesi 1220
hasta), Hong Kong (761), Singapur (100), ABD (100), Kanada (69) ve Vietnam (59) dır. SARS nedeniyle şimdiye kadar ölen toplam
hasta sayısı 89 olup, bu ölümler toplam 6 ülkeden bildirilmiştir: Çin (49 ölüm),
Hong Kong (17), Kanada (7), Vitetnam (4) ve Singapur (5), Tayland (2). DSÖ Hong Kong ve Çin’in Guandong bölgesine
zorunlu olmadıkça seyahat edilmemesini önermekte, Amerikan Hastalık Kontrol ve Önleme
Merkezleri (CDC) ise bu ülkelere ek olarak Kıta Çin’i, Singapur ve Vietnam’a
zorunlu olmadıkça gidilmemesini tavsiye etmektedir.
SARS esas olarak damlacık infeksiyonu ile
bulaşmaktadır. Hastaların vücut
sekresyonlarının hastalığı bulaştırmada önemli rol oynadığı sanılmaktdaır.
Hastalığa yakalanan kişiler SARS’lı bir hasta ile aynı ortamı/evi paylaşan veya
hasta ile direkt yakın teması olanlardır. Hastalığa
yakalananlar içinde, infeksiyon kontrol önlemlerini almadan SARS’lı hastalara bakım
hizmeti veren sağlık personeli önemli sayıda saptanmıştır.
Şimdiye dek elde edilen veriler hastaların
semptomatik oldukları sürece hastalığı bulaştırabildiklerine işaret etmektedir. Ancak hastaların semptomatik hale gelmeden önce
hastalığı bulatırıpı bulaştırmadıkları bilinmemektedir.
Halen SARS’ın etkeni kesin olarak
saptanamamıştır. Şimdiye kadar elde edilen
bulgular yeni bit tür coronavirus olabileceğine işaret etmektedir. CDC dahil toplam 10 laboratuarda hastalardan
coronavirus’a ilişkin bulgular elde edilşmiştir.
Bu bulgular arasında virus kültürü, elektron mikroskopik görüntüler
ve PCR ile virus nükleik asid amplifikasyonu sayılabilir. Ayrıca hastalığın
tanısına yönelik diagnostik bir test geliştirme çalışmaları da sürmektedir. Şimdiye dek bilinen Coronavirüs türleri
sağlıklı insanlarda hafif üst solunum yolu infeksiyonuna, immünsüpresif hastalara
pnömoniye, hayvanlarda ise solunum, gastrointestinal, hepatik ve nörolojik hastalığa
yol açmaktadır. Coronavirüsler ortamda 3
saate kadar canlı kalabilmektedir.
Hava yolculuğu sırasında SARS’ın bulaşma
olasılığı kesin olarak bilinmemektedir. Ancak
tüberküloz gibi solunum yoluyla bulaşan diğer hastalıkların hava yolculuğu
sırasında bulaştığı bilindiğinden böyle bir olsalığın SARS için de söz konusu
olabileceği tahmin edilmektedir. Salgının olduğu bölgelerden gelen yolcular 10 gün
süreyle SARS semptomlarının ortaya çıkması açısından uyarılmalı ve semptomatik
olmaları halinde en yakın sağlık kuruluşuna başvurmaları sağlanmalıdır.
DSÖ’nün 4 Nisan tarihi itibariyle önerdiğine göre, uçak içinde SARS semptomları
gösteren bir hasta saptanması halinde bu kişiyle aynı sırada ve 2 ön 2 arka sıraya
kadar olan bölümlerde oturan yolcular ve kabin görevlileri ile hastaya bakım veren
tüm yakınları hasta ile temas etmiş kabul edilmelidir.
Hastaya ağzını örtecek bir maske verilmeli ve sadece bu hastanın kullanımı
için bir tuvalet ayrılmalıdır. Hasta
sekresyonları ile direkt temas edilmemelidir. Yakın
temas kategorisine giren kişilerin temas sonrasından itibaren 10 gün süreyle
semptomlar açısından izlenmesi gerekmektedir. Eğer
hastalık bulgularını gçsteren kişi kabin görevlilerinden birisi ise uçak içinde
bulunan tüm kişiler hasta ile yakın temas etmiş kabul edilmelidirler. Bu kişilerin de 10 gün süreyle semptomlar
açısından izlenmeleri gereklidir. Hong Kong
ve Singapur gibi bazı ülkelerde hastalığın inkübasyon döneminde kabul edilen bu
gibi kişilere karantina önlemleri uygulanmaktadır. 4 Nisan tarihi itibariyle ABD de
SARS’ı karantina uygulanabilir bulaşıcı hastalıklar listesine almıştır. SARS olduğu tahmin edilen kişilerin hastalıkları
süresince izolasyonları gereklidir. Bu izolasyon semptomları şiddetli olan kişiler
için hastanede, hafif semptomları olanlar için evde yapılmalıdır. Ateş ve solunum
yolu semptomları geçtikten sonra 10 gün süreyle işe, okula veya toplu kişilerin
toplu halde bulunduğu alanlara gitmememeleri, ev dışı faaliyetlerini kısıtlamaları
önerilmektedir. Hasta ile aynı evde yaşayan
kişiler bu 10 günlük süre içinde el yıkama başta olmak üzere infeksiyon kontrol
önlemlerine uymaları gerekmektedir. SARS’lı
her hastanın ev içinde veya diğer kişilerle yakın teması halinde bir maske takması,
eğer takamıyorsa diğer kişilerin maske takması gereklidir. SARS’lı hastaların her hangi bir vücut
sıvısına temas halinde mutlaka atılabilir eldiven kullanılması gereklidir. Temas sonrası eldiven derhal çıkartılmalı ve
eller yıkanmalıdır. SARS hastalarının
kullandığı yemek gereçleri, havlu ve yatak çarşafı gibi eşyalar başkaları
tarafından kesinlikle kullanılmamalıdır. Ancak
sıcak su sabunla yıkandıktan sonra bu gereçlerin başkları tarafından
kullanılmasının sakıncalı olmadığı belirtilmektedir.
Ev içinde yüzey temizliğinde kullanılan
temizleyiciler ortam temizliği için yeterlidir. Ancak
bu temizliğin sık sık yapılması gerektiği bilinmelidir. SARS’lı hastayla aynı evde yaşayan kişilerin
SARS semptomları geliştirmedikleri sürece ev dışı faaliyetlerini kısıtlamalarına
gerek yoktur.
Kanada ve Hong Kong’tan bildirilen olgu
raporlarında hastaların büyük çoğunluğunun empirik olarak oral oseltamivir, geniş
spektrumlu antibiyotikler (amoksisiln/klavulanat, seftriakson, sefepim’den biri ile
kombine halde klaritromisin veya azitromisin), kortikosteroid ve intravenöz ribavirin
aldığı belirtilmektedir. Ancak etkenin
bilinmediği böyle bir durumda empirik ilaç tedavisinin etkinliği konusunda yorumda
bulunmak mümkün değildir. ARDS geliştiren hastalarda mekanik ventilasyon
kullanılmakta ve diğer destek tedavileri uygulanmaktadır.
|