Taslaktaki olumsuz noktalar
Dr. Zuhal Amato Okuyan
Dr.Murat Civaner
Dr.Semih Şemin
Böyle bir kanunun gerekliliği:
Genel olarak bu tür bir yasal düzenlemeye gidilmesi ve kamuoyu gündemine
sokulması olumludur. Ancak sağlık sisteminin oturtulamadığı, gerekli standartların
oluşturulamadığı ülkemizde yasal düzenlemeye sondan başlamak, ister istemez
asıl amacın özelleştirme, özel sigorta şirketlerinin palazlanması gibi
konuların önünü açmak olduğunu akla getirmektedir. Hiç kuşkusuz hasta haklarının
uygulanabilmesi, iyi hekimlik uygulamalarının yaygınlaşabilmesi için mal
practis kavramını tartışmak, hekimler, hukukçular ve ilgili tüm kesimler
arasında ortak bir dil oluşturmak zorunludur. Aksi halde, “mal practis”
bir kavram karışıklığı içinde ele alınacak ve kişilere veya çıkar gruplarına
göre yorumlanacaktır.
Metnin üslubu ve içeriği:
Metnin bir çok bölümü tercüme edilmiş gibi gözükmektedir. Uluslararası
metinlerden alıntılar yapıldığı için hukuk dili açısından da doğru olmayan
bir üslup ortaya çıkmıştır. (Örneğin bir maddede “hükümetler” sözcüğü kullanılmıştır
ki, bu belge uluslararası bir belge değildir.)
Zorla muayene ve olağanüstü durumlar gibi ülkemiz için önemli olan
başlıkların bulunması çok iyi bir gelişme, ancak fikir farklı olunca korkarız
içerik boşalabilecek.
Metnin batı ülkelerindeki mal practis davaları ve hekim örgütlenmelerinden
etkilendiği görülmektedir. Ancak ülkemizde önce dava sayıları artıp, ardından
hekimler tazminatların ağırlığı karşısında şirketler kurup, sigorta yaptırmaya
başlamamış; tam tersine mal practis tazminat davaları henüz kayda değer
bir sayıda değilken ve bu davalar hasta ve hekimlerin gündemine girmemişken,
yukarıdan bir düzenleme ile konu hakkında yasa çıkarılmaya çalışılmaktadır.
Taslağın temel noktası hastaların haklarını arayabilmeleri için yasal bir
zemin oluşturmaktan çok, sigorta şirketlerine yeni bir Pazar yaratılmasıdır.
Metinde tedavi yöntemleri üzerinden tanımlamalar yapılmış, ancak tanı
yöntemlerinden bahsedilmemiştir.
Terimler:
Bilgilendirerek izin alma: Aydınlatılmış onam biçiminde de tanımlanan
bu kavramın- taslaktaki haliyle tanı yöntemlerini içermese de- metinde
yer alması olumlu bir gelişmedir. Ancak tanımda bu işlemin uygulanmasına
ilişkin net bir ifade yer almamaktadır. Daha çok sözel bir iletişimin çerçevesi
çizilmektedir.
Hasta hakları: Hasta Hakları Yönetmeliği’nde tanımlanan haklara gönderme
yapılması eleştiri noktası olabilir. Ancak hasta hakları gibi etik bir
manzumenin ülkemizde hukuksal düzenlemeler içinde yer alması olumludur.
Dolayısıyla- içerigi tartışılabilirse de- hasta hakları hem yönetmelik,
hem de yasa ile tanımlanmış olmaktadır.
Standart uygulama: “Kabul edilmiş tıbbi uygulama kuralları” üzerinde
tanımlama yapılmıştır. Burada bilirkişilik kurumu üzerinden bir yargılama
yapılacağı akla gelebilir. Çünkü ülkemizde henüz “mesleki standartlar”
geliştirilmemiş, uygulanmamış ve bunu denetleyecek, güncelleyecek kurumlar
arası bir yapı oluşturulmamıştır. Metnin devamında da, mesleki standartlar
geliştirilmesine ön ayak olabilecek bir tanımlama olduğuna ilişkin net
bir ifade yer almamaktadır.
Tıbbi kayıtlar:
Hastanın, tıbbi tedavi kayıtlarının (film dahil)- asılları olmamak
üzere- bir suretini alabileceği ifade edilmektedir. Ancak pratikte bunun
nasıl mümkün olabileceği soru işaretidir. Ayrıca kayıtların sureti için
kayıtların gerçek bedelinin talep edilmesi, hastanın iki kez ücret ödemesine
yol açar. Kayıtların- kimlik bilgileri gizli tutulsa bile- hasta izni alınmadan
bilimsel araştırmalarda kullanılmaması gerekir.
Hekim-Hasta ilişkisinin başlaması:
Hekimin kendisine başvuran her hastayı kabul etmek zorunda olmaması
açıklanmaya muhtaçtır. Burada tanımlanan kavramların daha çok muayenehane
hekimliği çerçevesinde düşünüldüğü görülmektedir.
Madde 11’de yer alan bilgilendirerek izin alma tanımı içine tanı yöntemleri
de eklenmelidir.
Bizzat İzleme:
Madde 18’in üçüncü paragrafında yeni bir tıbbi uygulama ile yeterlik
belgesi olmayan bir hekimin, yeterlik belgesi olan bir hekimin izleminde
o uygulamayı gerçekleştirebileceği belirtilmektedir. Bu düzenleme, suiistimal
olanağını oldukça artırmaktadır.
Sigorta yaptırma zorunluluğu:
Zorunlu “mesleki mali sorumluluk” sigortası yaptırılması öngörülmektedir.
Bu tür bir sigortanın yasa ile zorunlu tutulması ve bu sigorta yaptırılmadan
mesleki faaliyette bulunamayacağının belirtilmesi, sağlık çalışanlarına
haksız bir dayatma getirmektedir. Ayrıca temel olarak, sigorta şirketlerine
yeni bir pazar alanı açmaktan öte bir amacı olmadığı görülmektedir.
Sonuç:
Bu tür belgelerin içeriği hekim kamuoyunda ve diğer ilgili ortamlarda
sadece tartışılmakla kalmamalı, içselleştirilmelidir de.
 ANA
SAYFAYA DÖNÜŞ
|