“Tıbbi Uygulama Rehberleri Yol Gösterici Olmalı “
ANKARA- Sağlık Bakanlığı’nın Tanı ve Tedavi Protokolleri Etik Kurulu
oluşturma toplantısına davet mektubunu, toplantıdan bir gün sonra alan
TTB Merkez Konseyi, konu ile ilgili görüşlerini ve daha önceki çalışmaları
aktaran bilgileri Sağlık Bakanlığı’na iletti. Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri
Genel Müdürlüğü’ne TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr.Füsun Sayek imzasıyla
gönderilen yazıda, TTB’nin görüşleri şöyle ifade edildi:
“ 7.2.2000 tarihli ve 10 Şubat 2000 tarihinde yapılacak “Tanı ve Tedavi
Protokolleri Etik Kurulu” oluşturma toplantısına; “gerekli hazırlıkları
yapmış olarak” çağıran mektubunuzu toplantıdan bir gün sonra aldık (11
Şubat 2000); dolayısıyla katılamadık.
Yazıdan algıladığımız biçimiyle; tanı/tedavi protokolleri hazırlanmak
istenmektedir. Ancak bunun için “etik kurul” neden gerekmektedir, anlaşılamamıştır.
Tanı ve tedavi protokolleri, tıp alanında sağlık/sosyal güvenlik sistemleri
geri ödeme programlarında, yasal soruşturma ve kararlarda (TTB Onur Kurulları,
Yüksek Sağlık Şurası ve bilirkişilikler) vb., çeşitli gerekçelerle kullanılmaktadır.
Tanı/tedavi protokollerinin oluşturulması ise tümüyle mesleğin kendisi
tarafından yapılmaktadır. Pekçok ülke, -sürecin Hollanda Kraliyet Tabip
Birliği tarafından yürütüldüğü Hollanda örneğini aktarırsak- önce hekimler
arasında bir anket yapılarak hangi konu/konularda bir “protokole” gereksinme
olduğu araştırılmaktadır. Bu karar için bazı ölçütler vardır. Daha sonra
o “protokol” bir uzman grubunca hazırlanmakta (Ek 1), hazırlanan protokol
sağlık sisteminin her aşamasındaki (birinci basamak kurumları, hastaneler
gibi) hekimler tarafından tartışılıp geliştirilmekte, en son olarak da
geniş katılımlı bir toplantıda kabul edilmektedir. Sonuçta, her protokol
anlamlı bir hekim çoğunluğu tarafından benimsenmeden işlerlik kazanmamaktadır
(Hollanda da bu en az 2000 hekimi içermektedir). Takdir edersiniz ki böyle
katılımlı bir süreci gerçekleştirmek Sağlık Bakanlığı gibi kurumsal hiyerarşi
içeren bir yapının görevi olamaz; ayrıca Sağlık Bakanlığı’nın süreci
bu şekilde oluşturması da sağlanamaz. Çünkü bizlerin “Tıbbi Uygulama Rehberleri”
dediği bütünlük bir protokol yada “katı” bir standart olmayıp bir düzenleme/yol
göstericidir. Aksi, hekimin mesleki ve akademik bağımsızlığını zedeleyebilir.
TTB, 1997 yılından bu yana çeşitli uzmanlık dernekleri ile bu konuda
görüş alışverişindedir, bazı derneklerin hazırladığı protokollere aktif
katılımda bulunmuş, bir kısmına ise istek üzerine görüş bildirmiştir.
Şimdiye kadar Türk Kardiyoloji Derneği (koroner kalp hastalığı, enfarktüse
yaklaşım), Endokrin Derneği (diyabet), Toraks Derneği (astım) konularında
geniş katılımlı protokolleri hazırlamışlardır. Bunların bir kısmı dergilerimizde
yayınlanmıştır.
Özetle; bu çalışma önemlidir ve birkaç yıldan beri “mesleğin” sahiplerince
yürütülmektedir. TTB olarak bu konuda gelinen aşamayı aktarmaktan memnuniyet
duyacağız. Kurumsallığı açısından uzmanlık derneklerinin de bu çalışmada
yer alması gereklidir ve TTB buna özen göstermektedir. Aslında Sağlık Bakanlığı,
SSK gibi kurumların rollerinin ne olacağı da bu süreçte belirgin hale gelecektir.
Sağlık Bakanlığı’nın konuya ilgisi memnuniyet verici olup, yukarıda aktardığımız
süreci desteklemesinde yarar vardır. Bu konudaki görüşümüzün dikkate alınmasını
rica ederim”.
Konuyla ilgili Dr. Sayek’in 1998 yılı başında Ankara Üniversitesi Tıp
Fakültesi Dekanı Prof.Dr.Nusret Aras’a gönderdiği yazı da, konunun taraflarının
ilgisi görülmektedir. Yazı şöyle: “Türkiye’de tıp uygulamalarında standart
uygulama rehberlerinni eksikliği görülmektedirb Pek çok ülkede tabip birliklerince
hazırlanan bu rehberlerin Yüksek Sağlık Şurası’ndan sosyal güvenlik kuruluşları
uygulamalarına kadar geniş bir kullanım alanı olacağı, bunun yanısıra hekimlere
de uygulamalarında yol göstereceği düşünülmektedir. Ülkemiz gibi koşulların
çok farklı olduğu yerlerde tam bir uzlaşma dokümanı gerçekleştirmek kolay
olmasa da böyle bir çabaya girmek gerekmektedir. Genel Cerrahi alanı için
“Laporoskopik Cerrahi” konusu ilk standart doküman olarak belirlenmiştir.
Bu konuda ‘kim (eğitimli, eğitimsiz), nerede, hangi asgari koşulla, hangi
ön hazırlıkla, hangi malzeme ile bir girişim yapmalıdır’ sorularını (eklenebilir)
içeren bir öneriyi 15 Şubat 1998 tarihine kadar iletmenizi bekliyoruz.
Size, ‘çekirdek grubun’ önerileri ile geliştirilecek taslak, yine sizlerin
görüşü doğrultusunda daha geniş bir hekim grubuna yayılıp, tartışılacak
ve ‘tutum’ dokümanına dönüşecektir”.
Bir örnek de 1997 yılından Türk Plastik Cerrahi Derneği Genel Sekreteri
Dr. Gürhan Özcan, Dr. Sayek’e gönderdiği yazıda şöyle diyor: “Türk Plastik
Cerrahi Derneği Yönetim Kurulu ‘Standart Tıbbi Uygulama Rehberleri” konusu
ile ilgili mektubunuzun içeriğini 22 Şubat 1997 tarihli gündeminde değerlendirmiştir.
Bu tür rehberlerin son derece yararlı olacağına kanaat getirilmiş ve özellikle
estetik cerrahi konusundaki tıbbi uygulama ve bilimsel kavram kargaşasını
engellemeye katkısı olacağı düşüncesiyle ‘estetik cerrahi serisi’ şeklinde
birkaç rehberin derneğimiz eğitim kurulunca hazırlanmasına ve konseyinize
önerilmesine karar verilmiştir”.
Tıbbi (Mesleki) Uygulama Rehberleri
Sağlık hizmetlerinde niteliğin artması, altyapı gerektirmektedir. Bu
altyapının temellerinden birisi de tıbbi uygulama rehberleridir. Rehberlerin
hazırlanmasının gerekçeleri;
1-Çelişkili konularda yol gösterici olmak,
2-Hekimler arasında davranış değişikliği yaparak hizmet niteliğini
artırmaktır.
İdeal olarak bu rehberlerin hangi konuda yapılabileceği mesleği uygulayanlarca
belirlenmelidir. Bu amaçla aşağıdaki göstergeler kullanılabilir.
-Hekimlerin uygulamalarında ve literatürde çelişki olan konular,
-Sağlık ortamına en çok yararı olacak konular,
-Bir rehber geliştirebilme olasılığının yüksek olduğu konular,
-Yeterli bilimsel veri olan konular.
Ülkemizde bazı mesleki bilimsel kuruluşlar konuları ile ilgili uluslar
arası rehberleri ülkemiz şartlarına uyarlamışlardır (diyabet ve koroner
kalp hastalıkları gibi).
Bu rehberler herhangi bir konuda standart uygulamanın ülkede varolan
olanaklar da gözönüne alınarak, mesleği uygulayanlar tarafından, mümkün
olduğunca geniş bir katılımla Tabip Birliklerince hazırlanmaktadır. Rehberlerin
herhangi bir yasal yaptırımı olmamakla birlikte hükümet kuruluşları tarafından
sıklıkla gözönüne alınırlar. Ülkemizde bu rehberleri gözönüne alacak kurumlar
arasında Yüksek Sağlık Şurası; Sigorta Kurumu sayılabilir.
Türk Tabipleri Birliği olarak tıp ortamımıza büyük yararı olacağına
inandığımız bu rehberlerin hazırlanması projesini yürütmek istiyoruz. Başlangıç
olarak; uzmanlık dernekleri, anahtar kişiler ve TTB örgütünün katılacağı
uzlaşma toplantıları sonucunda hazırlanacak rehberler için öncelikle öngördüğümüz
konular şöyledir:
Kan transfüzyonu, Mamografi, Hemofili, Otitis Media, Laparoskopik Kolesistektomi
Bu listeye eklenmesini istediğiniz konular ve rehber hazırlama ile
ilgili önerilerinizi iletebilirsiniz.
Bu konuda; Derneklere bir yazı yazılabilir, Anahtar kişiler belirlenir,
Gruplar oluşturulur, Hedef hekim grupları ile tartışılır, Basılıp, yaygın
dağıtımı yapılır. |
ANA
SAYFAYA DÖNÜŞ |