Psk. Aylin İlden Koçkar*, Dr. Selahattin Şenol**
* Uzm.; Gazi Üniversitesi Tıp
Fakültesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi, Beşevler, Ankara
** Doç.; Gazi Üniversitesi Tıp
Fakültesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi, Beşevler, Ankara
Sultan, odada haftasonu ile ilgili hararetle bir şeyler anlatıyordu.
Küçük bir köpeği olan bir arkadaşına ziyarete gitmişlerdi. Başlangıçta
Görkem'in korkacağını düşünüp, onsuz gidecekken Görkem ile birlikte gitmek
zorunda kalmıştı. Sultan oğlunun ilk kez bir evcil hayvanla uzun süreli
birlikte olduğunu, Görkem'in başlangıçta çekinse de kısa sürede küçük köpeği
çok sevdiğini, hatta ondan ayırmada zorlandığını belirtiyordu. Artık sürekli
evde Görkem'in küçük köpek ile maceraları konuşuluyordu. Görkem sık sık
köpeği ziyarete gitmeyi istiyor, hatta kendine de bir köpek alınması için
annesini zorluyordu. Sultan, bu sırada bizi farketti ve olasılıkla bu ziyaretten
sonra aklına gelen soruları sormak istedi. Hayvanlar çocuğun
yaşamına doğumdan başlayarak oyuncaklarla girmektedir. Peluşlar, banyoda
yüzen ördekler, plastik çiftlik hayvanları, yürüyen ve konuşan motorlu
oyuncaklar çocuğun sürekli olarak elinin altındadır. Özel bir bebek ya
da oyuncak ayıcık çocuğun annesinden sonra en yakın arkadaşı olabilir.
Bu oyuncak ayıcık onun sırlarını paylaşır, kızgınlıklarına katlanır, huzursuzluğunu
giderir. Evcil hayvanlar da aynı biçimde çocuğun yaşamında etkili olabilmektedirler.
Çocuk bir evcil hayvanla insanlarla nasıl etkileşim kurabileceğinin, nasıl
sosyalleşileceğinin denemelerini yapabilir, mutluluğunu ya da mutsuzluğunu
paylaşabilir, öfkesini ona bağırarak giderebilir.
Ruhsal gelişimin işlem öncesi döneminde bebeğin olaylar ve yaşadıkları
ile ilgili neden sonuç ilişkisini belirlemeye yönelik becerisi yoktur.
Herşey göründüğü kadarı ile vardır. Beş altı yaşlarında işlem dönemi başlamakta,
artık bağlantılar kurulabilmektedir. Ancak bu kez de soyut kavramları anlama
yeteneği gelişmemiştir. Soyut kavramalar ancak on ile onbir yaşlarından
sonra anlaşılabilecektir. Çocuklarda soyut kavramları anlayabilme ile ilgili
zihinsel becerileri atasözlerinin içeriğini sorarak ya da anlatılan fıkralara
tepkisini ölçerek değerlendirebiliriz. Soyut işlem öncesi dönemde çocuklar
doğum, ölüm, başkalarının duygularını anlama, neden o evin çocuğu olduğu
başkalarının çocuğu olmadığı sorularının yanıtını bulmaya çalışır. Bunların
somut kavramlarla açıklanmasını ister. Anne babalar için bu kavramları
çocuğa açıklamak hiç de kolay değildir. Çoğu zaman bu tür sorulardan kaçılır
ya da çocuğun gelişim dönemi dikkate alınmadan, karşılarında bir
yetişkin varmış gibi açıklamalar yaparlar. Bu açıklamalar ya çocuğun kaygısını
artıracak ya da onun için anlamsız kalacaktır.
Burada evcil hayvanların önemli bir rolü olduğunu düşünüyoruz.
Özellikle doğum ve ölüm gibi çocuk için çok travmatik olabilecek kavramları
bir hayvanla öğrenmek, çocuğun bu farklı bilgilere uyumunu sağlayacaktır.
Örneğin çocuğun balığının ölmesi ile balık için düzenlenen bir tören onun
bu ölüm kavramına alışmasını sağlayacak ve yeni bir balığın alınması ile
yaşamın sürdüğünü görmesine yardımcı olacaktır.
Ancak eve bir evcil hayvanın alınması tek başına çocuğun isteğine
bağlı olmamalı, ailenin ortak alacağı bir kararı olmalıdır. Çocuğa evcil
bir hayvanın evdeki peluş oyuncaklarına benzemeyeceği, bir bebek gibi bakım
isteyeceği, tuvalet, yemek ve sağlık gibi gereksinimlerinin olabileceği
açıklanmalıdır. Ancak çocuk bir kedi ya da köpek alınmasını istiyor diye
tüm sorumluluğun çocuğun üstüne bırakılması uygun olmayabilir. Çocuğun
yaşı göz önüne alınarak, hayvanın bakımı ile ilgili sorumluluklar alması
gerekeceği çocukla konuşulmalı ve sorumluluklar paylaşılmalıdır. Ayrıca
aile bireylerinin tümünün bu konuyu dikkatle düşünmeleri, daha sonra gelişebilecek
uygunsuz durumlardan kaçınılması açısından önemlidir.
Evcil hayvanlar çocuğun sorumluluk duygusunun gelişmesinde yardımcı
olacaktır. Hayvanın kendine bakım veren bir insana gereksinimi vardır.
Beslenmesi, gezdirilmesi gibi bakımla ilgili bu işleri çocuk üstlendiğinde,
karşılığında hayvanın ilgi ve sevgisini alacaktır. Bu işler aksadığında
hayvan huzursuzlaşacak ya da sağlığı bozulacaktır. Özellikle köpeklerin
çocuklarla çok iyi dostluk kurduğu bilinmektedir. Bir varlığın kendine
gereksinimi olduğunu, bu bağ ile yaşamını sürdürebildiğini bilmek, çocuğun
kendine güvenini pekiştiren bir durumdur. Ona bakarak birşeyler vermenin,
yardım etmenin zevkini tadıp, onu sahiplenerek bağlılık duygusunun farkına
varabilir. Hayvanların da hasta olabildikleri ve zaman
zaman aşı olmalarının gerekmesi çocuğun yaşadığı deneyimlerle ilgili olarak
ona destek olacak ve bu tür durumlarla daha etkin başa çıkmasına yardımcı
olacaktır.
Çocuğun hayvanlarla olan ilgisi desteklenmeli ve çocuk korkutulmamalıdır.
Ebeveynler özellikle kendileri korktuklarından çocuklarını da korkutmakta,
onlarda fobi gelişmesine neden olabilmektedirler. Çocuğun evcil hayvanlara
gösterdiği olumlu tepki ebeveynleri tarafından desteklenmelidir.
Çocuk, evcil
hayvana birşeyler öğreterek, kendi bir şeyler öğrenecektir. Korkularını
onun üzerinde deneyerek yenebilir. Böylece çocuk insan ilişkilerinin temelini
oluşturan sevmeyi, vermeyi, korumayı ve kendine yeterek bağımsız bir kişi
olmayı öğrenir.
Fiziksel incelemelerin yapılacağı sırada evcil bir hayvanın varlığının
çocukların fizyolojik ve davranışsal uyarılma durumuna etkilerini saptamaya
yönelik çalışmalar yapılmaktadır. Bir çalışmada rutin fiziksel incelemesi
yapılan 3-6 yaşlarındaki 23 çocukta, bir köpek olduğu durumda çocukların
kalp atışlarının yavaşladığı ve davranışsal stresin ortadan kalktığı belirlenmiştir.
Diğer araştırmalar ise evcil hayvanların stresi azalttığını ve duygusal
durum ve sosyal etkileşimler üzerinde olumlu etkiler bıraktığını ortaya
koymuştur.
Elbette evcil hayvanların aşıları zamanında yapılmalı, hayvanın
temizliği gibi dikkat edilmesi gereken konulara özellikle önem verilmeli,
bu davranışlarla çocuğa da örnek olunacağı unutulmamalıdır. Bir kez evcil
bir hayvan edindikten sonra o da evin bir bireyi olacağı için ondan ayrılmak
zorunda kalmak tüm aileyi oldukça üzecek, çocuk için de başa çıkması zor
bir durum ortaya çıkacaktır. Buna yönelik olarak çocuğun ve evde yaşayan
tüm aile bireylerinin alerjisi olup almadığı saptanmalı böyle bir durum
söz konusu ise evcil hayvan edinmekten kaçınılmalıdır.
Evin fiziksel koşullarının, ailenin ekonomik durumunun böyle
bir hayvan edinilmesine uygun olması gerekmekte, yalnızca çocuk açısından
değil hayvanın bakımı, eve uyumu ve yeni bir aileye uyum sağlama sürecinin
çok uzun olacağı göz önüne alınarak eve getirilecek hayvanın da ihmal ve
istismarı önlenmelidir. Bu koşullar uygun değilse bu kararı bir süre ertelemek
uygun olacaktır. Ayrıca şimdiye kadar saydığımız ruhsal ve sosyal süreçler
yalnızca hayvanların yardımı ile yapılabilir anlamına gelmemelidir. Evcil
hayvanlar bir süre için çocuğun yaşamına ve gelişimine katkıda bulunabilirler.
Özellikle çocuğun sevdiği birini yitirme, ev ya da okul değişikliği, anne
baba ayrılığı gibi bir yoksunluk yaşadığı durumlarda evcil hayvanlar,
bir yerine koyma ya da paylaşma işlevi görebilmektedir.
Bu anlattıklarımızdan sonra Sultan, bir evcil hayvan edinmenin
yalnızca Görkem'in isteği ile olamayacağını, ancak koşulları uygun olduğunda
ilk fırsatta bir evcil hayvan almak istediğini belirtti. |