| Radyoaktİf Serpintiler*        Nükleer enerji
            santralları konusunda en geniş ölçüde deneyimi olan ülkelerde bile kazaların
            önlenememesi, dünya kamuoyunda nükleer güç santralları konusunda büyük bir kuşku
            ve tepki yaratmıştır. Ülkemizde bu sorunun iki yönden incelenip değerlendirilmesi
            gerekir.        İlk sorun, dış
            kaynaklardan hava, su ve yiyecekler yoluyla tüm yurdumuzda ya da bazı bölgelerimizde
            yayılacak radyoaktif izotoplardan halkımızın korunmasıdır. Bunun için yurdumuzun
            her bölgesinde radyoaktif serpintiler (faal-out) sürekli olarak ölçülmelidir.
            Radyoaktif serpintilerde artış görülürse, su ve yiyeceklerde radyoaktif izotop
            miktarını ve türlerini ölçerek gerekli önlemler alınmalıdır.        Radyoaktif
            serpintilerin sürekli ölçümü için örgütlenmenin yanında halka radyoaktif
            izotoplar, neden olacağı hastalıklar ve korunma konularında bilgi verilmeli ve alınan
            önlemler açıklanmalıdır. Gazete haberlerinden, bu hizmetin Atom Enerjisi Komisyonu
            tarafından yürütüldüğünü öğreniyoruz. Ancak, bu hizmetin yürütülmesi için
            nasıl örgütlenildiği hususunda ve hizmetin uygulama programı konusunda halka ve
            hekimlere yeterli bilgi verilmediğini de biliyoruz. "Halk anlamaz, niye
            söyleyelim?" görüşü yanlıştır. Sorunlar, halk bilinçleştiği ölçüde
            çözülebilir.        İkinci önemli sorun,
            Türkiye'de nükleer enerji santralı kurulması sorunudur. Bu sorun sadece Türkiye'de
            değil, halkı toplumsal sorunlarda bilinçli olan her ülkede tartışma konusudur. Bir
            grup düşünür nükleer enerji santrallarının kurulmasına ve işletilmesine
            karşıdır. Bir diğer grup ise, sanayileşen ülkelerin enerji gereksinmelerini
            karşılamak için atom enerjisinin kullanılmasının zorunlu olduğu görüşündedir.
            Türk Tabipleri Birliği, Türkiye'de nükleer enerji santralı kurulmasının halkın
            sağlığı yönünden sakıncalı olduğu görüşündedir. Ancak Türk Tabipleri
            Birliği, ülkemizin hızla artan enerji gereksinmesinin karşılanması zorunluluğunun
            da bilincindedir. Bu konuda karar vermek politikacılara bırakılamayacak kadar
            önemlidir. Hükümet, aralarında Türk Tabipleri Birliği temsilcisinin de bulunduğu
            bir bilim kurulunun kararına göre davranmalıdır. Bu konuda karar verecek olanlar,
            ülkemizde bazı kişilerin sorumsuzca davranışı bir alışkanlık haline getirdiğini
            göz önünde tutmalıdır.        Sanayide-örneğin
            döküm kalite kontrolunda- röntgen ışınları kullanılmaktadır. Hükümet bu
            uygulamanın sağlık yönünden denetimini etkin bir şekilde yürütememektedir.
            Sanayinin çevreyi kimyasal yönden kirletmesi karşısında da hükümetler ilgisiz ve
            güçsüz, işverenler ve işletmeciler sorumsuz bir davranış içindedir. Nükleer
            enerji santrallarına izin verilirse, görevlilerin aynı sorumsuz tutum içinde olmaları
            olasılığı biz hekimlerde kuşku yaratmaktadır. |