PROF. DR. NUSRET FİŞEK'İN KİTAPLAŞMAMIŞ YAZILARI - III
Eğitim, Tıp Eğitimi, Uzmanlık, Sürekli Eğitim ve Diğer Konulardaki Yazıları

 

Yeni Salgınlara Karşı*

Sağlık örgütümüz İstanbul’da çıkan kolera salgınını kısa bir zamanda kontrol altına almıştır. Bu hizmeti başaranları kutlamak gerekir. Ancak hemen belirtilmelidir ki bulaşıcı hastalıklarla savaşta önemli olan hastalık görülmeden önce salgınlardan korunmak için tedbir almaktır Ülkemizde bu tedbirler alınmadığı için kolera salgını çıkmıştır ve halen de gerekli tedbirlerin alınmasına teşebbüs edilmediği için önümüzdeki aylarda ve yıllarda yeni salgınlar çıkacak, sağlığımız tehlikeye düşecek, turizm endüstrimiz ile yaş meyve ve sebze ihracatımız sık  sık baltalanacaktır.

Bu yazının amacı bu tedbirleri alması gereken hükümeti bir kere de kamuoyu önünde uyarmaktır. Böyle bir uyarı gereklidir. Çünkü koleranın Sağmalcılar ve Esenler’de yaptığı su salgınının durması ile kamuoyunun bu konudaki ilgi ve endişeleri azalmıştır. Bunun soncu olarak çalışmalarına bilimsel gerçeklerden çok kişilerin davranış ve isteklerine göre yön veren hükümetimizin konuya verdiği önem ve ilgi salgından önceki yetersiz düzeye düşmüştür.

Sorumlu, Sağlık Bakanlığı Değil...

Önümüzdeki yıllarda çıkması büyük bir ihtimal içinde olan salgınlar önlenebilecek midir? sorusundan önce şu soruyu cevaplandırmak gerekir: “Sağmalcılar salgını Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı ve Teşkilatının görevini yapmadığı için mi çıkmıştır?” Buna kolayca hayır cevabı vermek mümkündür. Çünkü koleranın salgın yapmasını önlemek için alınması gereken üç önemli tedbir vardır. Bunlar da Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı’nın değil, hükümet ve belediyelerin görevleri arasına girer. Bu üç önemli tedbir şunlardır:

       1.Çevremize kolera mikrobu saçan bir kimse girdiği zaman onun saçtığı mikropların yayılmasını imkansız hale getirmek: Bunu sağlamak için, yerleşme yerlerinde fenni su tesisleri kurmak; bunların bakımını ve fenni şekilde işletilmesini sağlamak; temiz olmayan suların kullanılmasını önlemek; kanalizasyon ve septik çukurlar gibi fenni tesisler yaparak dışkıları etrafa bulaşmadan yok etmek; çöpleri ve gübreleri ortadan kaldırarak karasinek uçkununu durdurmak gerekir. Kısaca çevremizi sağlık yönünden olumlu hale getirmek dediğimiz bu işler bir hekimlik görevi midir? Bu bir hekimlik görevi değil, bir mühendislik hizmetidir.

       Hemen şunu eklemek gerekir ki her meslekte olduğu gibi mühendislikte de çeşitli ihtisas dalları vardır. Çevremizi sağlık yönünden olumlu hale getirmek sağlık mühendislerinin görevidir. Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanları, Hükümet Başkanlarına bu ihtiyacın önemini anlatamadığından bu meslek Türkiye’de gelişmemiş ve konu bu hususta yetkili olmayan teknik elemanların elinde kalmıştır. Bu hizmetlerin yürütülmesine gelince; dünyanın her ülkesinde Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığının görevi standartların saptanması ve bu hizmetlerin denetimidir. Bu hizmetlerin yürütülmesi belediyelerin temel görevidir. Ülkemizde belediyelerin tutumu, ne mali imkanları ve ne de teknik personel durumu bugün için bu işi başaracak düzeyde değildir. O halde belediyeleri desteklemek ve belediyelerin yapamadığı bu çok önemli kamu hizmetlerini devralmak hükümetin görevi olmaktadır.

       2.Çevremizde hasta veya mikrop saçan bir kimse bulunup bulunmadığını en kısa zamanda ortaya çıkarmak ve bu hastalık kaynağına karşı tedbir almak: Bu hususta başarılı olabilmek için genellikle “gezici hemşirelik teşkilatı” diye adlandırılan bir örgütlenmeyi uygulamak ve laboratuar hizmetlerini en uzak köyden alınacak numuneleri en kısa zamanda inceleyerek kesin tanı konabilecek şekilde geliştirmek gerekir. Memleketimizde sağlık hizmetlerinin sosyalleştirilmesi bu ihtiyaçlara cevap verecek bir örgütlenmeyi öngörmektedir. Eminim ki Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı bu nedenle de sağlık hizmetlerinin sosyalleştirilmesini tek çıkar yol görmektedir. Buna karşılık bu hizmetin geliştirilemediği, uygulanamadığı yerlerde aksaklıklar görüldüğü de bir gerçektir.

       Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanının istemesine rağmen niye bu böyledir? Çünkü hükümet bu meseleye öncelik vermemekte, gelişme ve başarı için gerekli şartları yerine getirmemektedir. Bana öyle gelir ki Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı gazetelere verdiği beyanlarla durumu kamuoyundan çok Başbakana duyurma çabasındadır.

Ya Temizlik ?

       3.Halka kişisel hijyen eğitimi yapmak: El yıkamak, temiz olduğu bilinmeyen suyu içmemek; kirlenmiş olması ihtimali olan besin maddelerini yememek; besin maddelerinin temizliğini sağlamak ve etrafı temiz tutmak ve kirletmemek gibi kişisel hijyen kurallarını uygulayamayan toplumlarda kolera salgınları çıkması ihtimali daha fazladır. Kişilere bu kuralları öğretmek ve uygulatmak din adamları dahil bütün aydınların müşterek görevidir. Sağlık personeli, halkı bu konularda eğitecek olanlara bilimsel gerçekleri söylemek ve diğer aydınlar gibi bu eğitime katılmakla görevlidirler. Hemen şunu söylemek gerekir ki, hükümet halk eğitiminin her alanında olduğu gibi halkın sağlık konularında eğitimiyle de ilgisizdir.

Ciddi Olalım ...

       Belirttiğimiz hususları Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı kamuoyu önünde çeşitli fırsatlarda beyan etmiştir. Ancak Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı’nın doğruyu bilmesi ve söylemesi* bizi gelecekteki salgınlardan koruyabilecek midir? Hayır. Çünkü, yapılması gereken işlere karar verme ve onları yürütme yetkisi kendisinde değil hükümette, hükümetin diğer organlarında ve belediyelerdedir. Hükümetin tutumuna gelince; bunun ümit verici olmadığını söylemek zorundayız. Sayın Başbakan sağlık meselesi için sadece bir defa odasından çıkmış ve görüşünü kamuoyuna şu sözlerle duyurmuştur: “ Sağmacılar’da çıkan kolera salgını Allah’ın bir takdiridir”. Hükümetin tutumunu anlayabilmek için bir diğer hususu da bilmek gerekir. Günlük gazetelerimizin birinde yayınlandığı gibi 1965 yılında İran’da kolera salgını çıktığı zaman Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı müsteşarı, durumu bakanlara ve hatta başbakana duyurmuş ve meselenin ele alınması gerektiğini belirtmiştir. Başbakanın bu uyarmaya cevabı sadece bir müsteşarın bir Başbakana yazı yazamayacağı hususunu hatırlatmak olmuştur. Bu durum karşısında bu hükümetin önümüzdeki aylarda ve yıllarda kolera salgınlarını önleyebileceğini kabul etmek zordur.



* Milliyet Gazetesi, 7 Aralık 1970

* Çevre sağlığı, sağlık hizmetlerinin sosyalleştirilmesi, laboratuar hizmetleri ve halk eğitimi hizmetlerinin geliştirilmesi için çalışmaların nasıl planlanması ve bu planların nasıl uygulanması gerektiği, kolera mücadelesinde Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığının yaptığı teknik hatalar, bu yazının konusu dışında tutulmuştur. Bunlar ayrı yazılara konu teşkil edebilecek derecede geniş ve önemli hususlardır.

 

BAŞA DÖN.....ANA SAYFA.....SAYFA BAŞI