'Yabancı doktora değil ama yerli Sağlık Bakanı'na ihtiyaç var'
TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Eriş Bilaloğlu, 'kamu üniversitelerinin satışı' olarak değerlendirilen gelişmelerle ilgili olarak 1 Aralık 2010 günü TTB'de düzenlenen basın toplantısında, gazetecilerin Sağlık Bakanı'nın yabancı doktor ve hekim sayısının artırılması yönündeki açıklamalarına ilişkin sorularını yanıtladı. Bilaloğlu'nun açıklamaları ana hatlarıyla şöyle:
TÜRKİYE'DE HEKİM SAYISI YETERLİ: Öncelikle Türkiye'nin yabancı ya da yerli doktor diye bir ayrımı yapmaksızın, gerçekten sağlık sorunlarının çözümünde nicelik olarak hekime ihtiyaç var mı, buna bir cevap vermek lazım. Biz bundan kısa süre önce yaptığımız bir basın toplantısında da duyurduğumuz gibi; Türkiye'de hekim sayısının yeterli olduğunu, şu anda 113 bin civarında bir hekim olduğunu ve bizim yaptığımız çalışmaların bu sayının yeterli olduğunu gösterdiğini söylüyoruz. Öncelikle bunu bir hatırlatmakta fayda var.
Şu anda Türkiye'de 1400 beyin cerrahı var. Ama Bakanlığın söylediği gibi Avrupa rakamlarını örnek alacak olursak 700 beyin cerrahı yeterli Türkiye'de. Ama bunun iki katı beyin cerrahı var. Evet; yeni doğan hekim sayısında ise bir azlık var. Bu aradaki plansızlığı giderebildiğimiz ve dağılımını özendirici yöntemlerle yerinde yaptığımız taktirde bir sorun yok.
BAKANLIĞIN ACELESİ BAŞKA: Sağlık Bakanlığı 2023 yılı itibarıyla bugünkü hekim sayısının iki katına çıkarılmasını hedefliyor. Yani 225-230 bin hekim olması gerektiğini söylüyor. Bir süre sonra Mezuniyet Öncesi Tıp Eğitimi Raporumuzu açıklayacağız; 2010 yılında alınan öğrenci kontenjan sayısı 8 bin 60. Bizce bu sayı çok fazla bir sayı. Türkiye'de tıp fakültelerinin sayısı 2006'dan 2008'e de 50'den 66'ya; 2008'den 2010'a 66'dan 77'ye çıkmıştır. Dünyada birinci sıradayız tıp fakültesi açma hızı açısından. Ama Sayın Bakan'ın, Türkiye'de sağlık politikasını yürütenlerin çok acil olarak fazla sayıda hekime ihtiyacı var. O nedenle bu sayıyı da arzu ettiği hıza henüz ulaştıramadığı için bir başka insan gücü kaynağı arıyor, bunun adını da yabancı hekim olarak koymuş durumda, yani Türkiye dışından hekim getirecek.
SORUN NİTELİK SORUNUDUR: Başta söylediğimi tekrar edeyim, bizim hekimin yabancısı, yerlisi diye bir değerlendirmemiz yok. Türkiye'de hizmet verecek hekimin nitelikleri konusunda bir tartışma yürütüyoruz. Bu nitelik nedir; bunu tartışırız. Dil sorunu dahil olmak üzere, hekim-hasta ilişkisinin gerektirdiği özelliklere uygun hekimler olmasını talep ederiz. Bir-iki de akıl yürütme ile ilgili soru sorayım:
Sizce Türkiye'ye yabancı diye adlandırılan hekimler hangi gerekçeyle gelirler? Bir; çok para verileceği için? Mümkün mü? İki; çok para verileceği durumda illa nitelikli hekim mi gelecek?
Yabancı hekimi en yüksek parayla getirip en niteliklilerini getireceğiz diye bir iddianın tartışılır bir yanı yok. Türkiye'deki hekimlere verilen ücretler dünya ortalamalarına; eğer Avrupa, Amerika ve benzeri ülkeler üzerinden konuşuluyorsa, denk değildir, onların altındadır. Daha düşük ücretlere nitelikli hekimler mi gelecek? Bu da makul bir açıklama değil. Bundan 4 yıl kadar önce Başbakan'ın '100-150 dolara çalışan hekimler var. Onları getiririz' diye açıklamaları olmuştu. Evet, Türkiye'ye bir biçimde hangi nitelikte olduğu çok kuşkulu olan hekimleri getirmek gibi bir politikaları olabilir.
AMAÇ BÜYÜK SERMAYE İÇİN HEKİM İŞGÜCÜNÜ DÜZENLEMEK: Biz bunun toplum, halk sağlığı açısından çok ciddi sıkıntıları olacağını düşünüyoruz. Böyle bir şeyin olmamamsı gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü Türkiye'de sağlık alanının temel sorunu bu değil. Ama neden ısrarla bu yapılıyor? Çünkü Türkiye'de Kamu Özel Ortaklığı, Kamu Hastane Birlikleri gibi uygulamaları getirecekseniz, üniversite hastanelerini bir biçimde çökertecekseniz, sağlık hizmet sunumuna uluslararası sermayeyi sokacaksanız, sağlık emek gücü içinde görece en yüksek parayı alan hekim işgücünün de bir biçimde sayısını artırıp onların ücretlerini düşürecek ortamı sağlamanız lazım. Yani hekim işgücü piyasasını piyasa lehine düşük ücret ve uzun süre çalıştırma lehine düzenlemeniz lazım. Bunu yaparsanız uluslararası sermaye, 'evet. Türkiye'de emek gücünde gerekli operasyon yapılmıştır' diyerek rahatça gelebilir, yabancı hekim meselesi de bunun bir parçasıdır, bununla ilişkilidir.
YERLİ SAĞLIK BAKANI'NA İHTİYAÇ VAR: Türkiye'ye yabancı hekim gelmesi ile ilgili bir sıkıntımız yok ama Türkiye'nin yerli bir sağlık bakana ihtiyacı olduğu kesin. Biraz daha Türkiye'de yaşayan insanların, halkın, sağlık çalışanlarının gözünden de bakabilen, onun yüreğinden de hissedebilen ve bunun için çabasını yoğunlaştıran, taviz verme noktalarında biraz daha tutucu olabilen, ?biraz daha' diyorum en fazla bunu umut edebiliriz diye, bir bakış açısına ihtiyacımız var.
EMEĞİN YERLİSİ YABANCISI YOKTUR: Türkiye'den de Avrupa ülkelerine, ABD'ye pek çok hekim gidiyor. Buna 'beyin göçü' deniyor. Türkiye'ye olana ne kadar 'beyin göçü' denebilir bilmiyorum. Bir 'emek göçü' diye düşünülebilir. Ne kadar hekim gelecek bu da tartışılabilir. Hangi ülkeler üzerinden olacağı yönünde bir tartışma yaparak 'o ülke iyidir, bu ülke kötüdür' demeyi de doğru bulmuyoruz. Türkiye dışından gelecekler de bizim emekçi kardeşlerimiz öyle değil mi? Biz emeklerimizi satıyorsak, onlar da emeklerini satıyorlar. Onlar da emeklerini satmak için buraya gelecekler. Bu nedenle onların da hayatlarını idame ettirmelerinin önünde hiçbir cümle kurmak söz konusu değil bizim için. Bizim için, sağlığın nitelikli olarak sunulması ve emekçilerin birbirine düşürüldüğü politikalara dikkat çekmek önemli.