TIBBİ
DEONTOLOJİ TÜZÜĞÜ
Karar Sayısı ve Tarihi:4/12578 - 13 Ocak 1960
R.G. 19 Şubat 1960 -: 10436
Madde
1 - Tabip ve diş tabiplerinin, deontoloji bakımından riayetle mükellef oldukları
kaide ve esaslar bu Nizamnamede gösterilmiştir.
6023 sayılı Türk Tabipleri Birliği
Kanununun 7 nci maddesi mucibince tabip odalarına kayıtlı bulunan tabip ve
diştabipleri, bu Nizamname hükümlerine tabidirler.
Birinci Kısım
Umumi Kaide Ve Esaslar
Madde
2 - Tabip ve diş tabibinin başta gelen vazifesi, insan sağlığına, hayatına ve
şahsiyetine ihtimam ve hürmet göstermektir.
Tabip ve diş tabibi; hastanın cinsiyeti,
ırkı, milliyeti, dini ve mezhebi, ahlâki düşünceleri, karakter ve şahsiyeti,
içtimai seviyesi, mevkii ve siyasi kanaati ne olursa olsun, muayene ve tedavi hususunda
âzami dikkat ve ihtimamı göstermekle mükelleftir.
Madde
3 - Tabip, vazifesi ve ihtisası ne olursa olsun, gerekli bakımın sağlanamadığı
âcil vakalarda, mücbir sebep olmadıkça, ilk yardımda bulunur.
Diş tabibi de, kendi sahasında, aynı
mükellefiyete tabidir.
Madde
4 - Tabip ve diş tabibi, meslek ve sanatının icrası vesilesiyle muttali olduğu
sırları, kanuni mecburiyet olmadıkça, ifşa edemez.
Tıbbi toplantılarda takdim edilen veya
yayınlarda bahis konusu olan vakalarda, hastanın hüviyeti açıklanamaz.
Madde
5 - Sağlık müesseselerinde tatbik olunan usul ve kaideler mahfuz olmak üzere, hasta;
tabibini ve diş tabibini serbestçe seçer.
Madde
6 - Tabip ve diş tabibi, sanat ve mesleğini icra ederken, hiç bir tesir ve nüfuza
kapılmaksızın, vicdanî ve meslekî kanaatına göre hareket eder.
Tabip ve diş tabibi, tatbik edeceği
tedaviye tâyinde serbesttir.
Madde
7 - Tabip ve diş tabibi sanat ve mesleğinin icrası dışında dahi olsa, meslek ahlâk
ve adabı ile telif edilemeyen hareketlerden kaçınır.
Madde
8 - Tabiplik ve diş tabipliği mesleklerine ve tedavi müesseselerine, ticari bir veçhe
verilemez.
Tabip ve diş tabibi, yapacağı yayınlarda
tababet mesleğinin şerefini üstün tutmaya mecbur olup, ne suretle olursa olsun,
yazıların da kendi reklâmını yapamaz.
Tabip ve diş tabibi, gazetelerde ve diğer
neşri vasıtalarında, reklâm mahiyetinde teşekkür ilânları yazdıramaz.
Madde
9 - Tabip ve diş tabibi, gazete ve sair neşir vasıtaları ile yapacağı ilânlarda ve
reçete kâğıtlarında, ancak ad ve soyadı ile adresini, Tababet İhtisas Nizamnamesine
göre kabul edilmiş olan ihtisas şubesini, akademik ünvanını ve muayene gün ve
saatlarını yazabilir.
Muayenehane kapılarına veya binaların
dışına asılacak tabelaların ebadı ve adedi, mahalli tabip odaları tarafından
tesbit edilebilir. Tabipler ve diş tabipleri, tabip odalarının bu husustaki
kararlarına riayet etmekle mükelleftirler.
Tabelâlarda en çok iki renk
kullanılabilir. Işık verici vasıtalarla tabelâları süslemek yasaktır
Madde
10 - Araştırma yapmakta olan tabip ve diş tabibi, bulduğu teşhis ve tedavi usulünü,
yeter derecede tecrübe ederek faydalı olduğuna veya zararlı neticeler tevlit
etmeyeceğine kanaat getirmedikçe, tatbik veya tavsiye edemez. ancak, yeter derecede
tecrübe edilmemiş olan yeni bir keşfin tatbikatı sırasında alınacak tedbirler
hakkında ilgililerin dikkatini celbetmek ve henüz tecrübe safhasında olduğunu ilâve
etmek şartı ile, bu keşif tavsiye edebilir.
Bir keşif hakkında yanlış kanaat
uyandıracak ifadeler kullanılması yasaktır.
Madde
11 - Tecrübe maksadı ile insanlar üzerinde hiç bir cerrahi müdahale yapılamayacağı
gibi aynı maksatla kimyevî, fizikî veya biyolojik şekilde herhangi bir tedavi de
tatbik edilemez.
Klâsik metotların bir hastaya fayda
vermeyeceği klinik veya lâboratuvar muayeneleri neticesinde sabit olduğu takdirde daha
önce, mûtat tecrübe hayvanları üzerinde kâfi derecede denenmek suretiyle faydalı
tesirleri anlaşılmış olan bir tedavi usulünün tatbiki caizdir. Şu kadar ki, bu
tedaviinin tatbik edilebilmesi için, hastaya faydalı olacağının ve muvaffakiyet elde
edilmemesi halinde ise mûtat tedavi usullerinden daha elverişsiz bir netice
alınmayacağının muhtemel bulunması şarttır.
Evvelce tecrübe edilmiş olmamakla beraber,
zarar vermesine ihtimal bulunmayan ve hastayı kurtarması kati görülen bir müdahale
yapılabilir.
Madde
12 - Tabip ve diş tabiplerinin:
A) Hastalara, herhangi bir suretle olursa
olsun, haksız bir menfaat temini istihdaf eden fiil ve hareketlerde bulunanları;
B) Birbirlerine, muayene ve tedavi için
hasta göndermeleri mukabilinde ücret alıp vermeleri;
C) Kendilerine hasta temini maksadıyla,
eczacı, yardımcı tıbbi personel ve diğer her hangi bir şahsa tavassut ücreti
ödemeleri;
D) Şahsi bir menfaat düşüncesi veya
gayrimeşru bir gaye ile ilâç, tıbbi alet veya vasıtalar tavsiye etmeleri yahut
sağlık müesseselerine hasta sevk etmeleri veya yatırmaları;
E) Muayene ve tedavi ücretinin tesbiti ve
bunun ödenmesi hususunda, üçüncü şahısların tavassutunu kabul etmeleri;
caiz değildir.
İkinci Kısım
Meslekdaşların
Hastaları İle Münasebetleri
Madde
13 - Tabip ve diş tabibi, ilmî icaplara uygun olarak teşhis koyar ve gereken tedaviyi
tatbik eder. Bu faaliyetlerinin mutlak surette şifa ile neticelenmemesinden dolayı,
deontoloji bakımından muaheze edilemez.
Tababet prensip ve kaidelerine aykırı veya
aldatıcı mahiyette teşhis ve tedavi yasaktır.
Tabip ve diş tabibi; teşhis, tedavi veya
korunmak gayesi olmaksızın hastanın arzusuna uyarak veya diğer sebeplerle, akli veya
bendeni mukavemetini azaltacak her hangi bir şey yapamaz.
Madde
14 - Tabip ve diş tabibi, hastanın vaziyetinin icabettirdiği sıhhi ihtimamı
gösterir. Hastanın hayatını kurtarmak ve sıhhatını korumak mümkün olmadığı
takdirde dahi, ıstırabını azaltmaya veya dindirmeye çalışmakla mükelleftir.
Tabip ve diş tabibi, hastasına ümit
vererek teselli eder. Hastanın maneviyatı üzerine fena tesir yapmak suretiyle
hastalığın artması ihtimali bulunmadığı takdirde, teşhise göre alınması gereken
tedbirlerin hastaya açıkça söylenmesi lâzımdır. Ancak, hastalığın, vahim
görülen akıbet ve seyrinin saklanması uygundur.
Meş'um bir pronostik hastanın kendisine
çok büyük bir ihtiyatla ihsas edilebilir. Hasta tarafından, böyle bir pronostiğin
ailesine açıklanmaması istenilmemiş veya açıklanacağı şahıs tâyin olunmamış
ise, durum ailesine bildirilir.
Madde
15 - Hastaya bakmak üzere bir aile nezdinde veya herhangi bir müesseseye çağrılan
tabip, korunmayı da sağlamaya çalışır. Tabip hastalara ve onlarla birlikte
yaşayanlara, kendilerine ve muhitlerine karşı mesuliyetlerini bildirir.
Tabip icabında, tedaviye devamı reddetmek
pahasına da olsa hijyen ve korunma kaidelerine riayeti temin için gayret sarf eder.
Madde
16 - Tabip ve diş tabibi bir kimsenin sıhhi durumu hakkında, ilmî metodları tatbik
suretiyle bizzat yaptığı muayene neticesinde edindiği vicdani ve fennî kanaata ve
şahsi müşahadesine göre rapor verir.
Hususi bir maksatla veya hatır için rapor
veya herhangi bir vesika verilmez.
Madde
17 - Tabip ve diş tabibi, hastanın hususi veya ailevi işlerine karışamaz. Ancak,
hayati ehemmiyeti haiz bulunan veya sağlık bakımından zaruri görülen hallerde,
mümkün olan kolaylığı ve mânevi yardımı sağlar.
Madde
18 - Tabip ve diş tabibi, âcil yardım, resmî veya insani vazifenin ifası halleri
hariç olmak üzere, mesleki veya şahsi sebeplerle hastaya bakmayı reddedebilir.
Madde
19 - Tabip ve diş tabibi mesleki veya şahsi sebeplerle, tedaviyi bitirmeden hastasını
bırakabilir.
Ancak, bu gibi hallerde, diğer bir
meslektaşın tedavi veya müdahalesine imkân verecek zamanı evvelden hesaplayarak
hastayı vaktinde haberdar etmesi şarttır. Hastanın bırakılması halinde hayatının
tehlikeye düşmesi veya sıhhatinin zarara uğraması muhtemel ise, diğer bir meslektaş
temin edilmedikçe, hastayı terk edemez.
Hastayı bu suretle tekkeden tabip veya diş
tabibi, lüzum gördüğü veya hasta tarafından talep edildiği takdirde, tedavi
zamanına ait müşahade notlarını verir.
Madde
20 - Tabip ve diş tabibi, faydasızlığını bildiği bir ilâcı, hastaya veremez.
Ancak, esaslı bir tedavi yapması mümkün olmayan hallerde, teselli bakımından bazı
ilâçlar tavsiye edebilir.
Mali vaziyetleri müsait olmayan hastalara,
mutlak zaruret olmadıkça, pahalı teselli ilâçları verilmesi caiz değildir.
Tabip ve diştabibi, hastaya lüzumsuz veya
fuzulî masraflar yaptırmıyacağı gibi faydası olmayacağına ve hastanın malî
kudretinin kâfi gelmiyeceğini bildiği bir tedaviyi tavsiye edemez.
Madde
21 - Başkalarının yardımı ile yapılacak cerrahî ameliyeler ile diğer tedavilerde,
operatör, müdavi tabip ve diş tabibi, beraber çalışacağı elamanları seçmekte
serbesttir.
Götürü ücret şartı müstesna olmak
üzere, yardımcı tıbbi personelin ücretleri hasta tarafından ödenir.
Hasta tarafından çağrılmamış olan
müdavi tabip veya diş tabibi, ameliyatta hazır bulunmaktan dolayı ayrıca ücret
isteyemez.
Umumi, mülhak ve hususi bütçeli daireler
ile belediyelere, iktisadi Devlet teşekküllerine veya bunlara bağlı müesseselere ait
sağlık tesislerinde olan usul ve esaslar mahfuzdur.
Madde
22 - Ananın hayatını kurtarmak için yegâne çare teşkil ettiği takdirde, avortman
yapılması caizdir. Ciddi bir tehlikede bulunan ananın hayatı, cerrahi müdahaleyi veya
gebeliğe son verebilecek bir tedaviyi zaruri kılıyorsa, hastalığın taallûk ettiği
tıp şubesinde mütehassıs iki tabibin ve bu iki mütehassıs temin edilemediği
takdirde iki tabibin objektif ve katî delillere dayanan raporları alınmadıkça bu
müdahale veya tedavi yapılamaz. Bu raporların aslı müdahaleyi veya tedaviyi yapan
tabib tarafından muhafaza olunur ve kendisi tarafından tasdikli ve hastanın ismini
ihtiva etmeyen bir örneği, mensup olduğu tabip odasına taahhütlü olarak gönderilir.
Raporun tasdik şerhinde, avortmanın
yapıldığı tarih ve mahal gösterilir. Ağır ve âcil vakalarda, yukarıki fıkra
mucibince tabip raporu alınması mümkün olmadığı takdirde, tabib re'sen hareket eder
ve keyfiyeti derhal taahhütlü bir mektupla mensup olduğu tabip odasına bildirir.
Avortmanlarda, hastanın ve varsa veli veya
vasisinin yazılı olarak muvafakatının alınması şarttır.
Bu nizamnamenin yirmi birinci maddesinde
yazılı sağlık tesislerinde yapılacak avortmanlarda, bu tesislerde cari olan usul ve
esaslar mahfuzdur.
Madde
23 - Güç doğumlarda tabip, anayı ve çocuğu kurtarmaya gayret eder.
Bu gibi hallerde tabip, ailevî,
mülâhazalar vesair tesirlere kapılmaksızın, ilmin ve fennin icaplarını yerine
getirir.
Madde
24 - Hasta, konsültasyon yapılmasını arzu ederse, müdavi tabip veya diş tabibi bu
talebi kabul eder.
Müdavi tabip veya diş tabibi, konsültasyon
yapılmasına lüzum gördüğü takdirde, keyfiyeti hastaya bildirir. Bu teklifin kabul
edilmemesi halinde, müdavi tabip veya diş tabibi, hastasını bırakabilir.
Bu Nizamnamenin yirmi birinci maddesinde
yazılı sağlık tesislerinde, konsültasyonun hangi hallerde ve ne suretle
yapılacağı, hastahaneler talimatnamelerinde gösterilir.
Madde
25 - Konsültasyonlarda münakaşa ve müşavereler hasta ile etrafındakilerin duyup
anlıyamıyacakları şekilde yapılır.
Münakaşa ve müşavere esnasında, meslek
vakarının muhafaza edilmesine dikkat olunur.
Konsültasyona iştirak eden tabip veya diş
tabibinin, bir meslektaşı himaye maksadı ile veya başka bir hissi sebeple, lüzumsuz
medihlerden kaçınarak kanaatını açıkça söylemesi lâzımdır.
Madde
26 - Konsültasyonda varılan neticeler, bir konsültasyon zaptı ile tespit ve bu zabıt
müştereken imza olunur.
Konsültasyon neticesi, ayrıca en yaşlı
tabip veya diş tabibi tarafından hastaya bildirilir. Netice bildirilirken hastanın veya
yakınlarının maneviyatını bozacak veya kendilerini tereddüt ve şüpheye
düşürecek müphem ve imalı sözler sarfedilmesi caiz değildir.
Madde
27 - Konsültan tabip veya diş tabibi, yapılan tedaviyi uygun görmediği takdirde,
kanaatını konsültasyon zaptına yazmakla iktifa eder. Yapılan tedaviye müdahalede
bulunamaz.
Madde
28 - Konsültan tabip veya diş tabibi ile müdavi tabibin kanaatları arasında
aykırılık hasıl olur ve hasta, konsültan tabip veya diş tabibin kanaatını tercih
eder ise, müdavi tabip kendi görüşünde israr ettiği takdirde hastayı terkedebilir.
Madde
29 - Konsültan tabip veya diş tabibi hastanın ısrarlı talebi olmadıkça hastayı
tedavi edemez.
Konsültan tabip veya diş tabibin
konsültasyonu icabettirmiş olan hastalığın devamı müddetince, müdavi tabibin
muvafakatı olmadan, hastanın yanına aynı hastalık için mesleki bir maksatla sonradan
girmesi caizdir.
Madde
30 - Yapılan konsültasyonda her tabip veya diş tabibi, ücretini ayrı ayrı alır.
Ücretin bir elden alınarak taksimi caiz değildir.
Konsültasyon, müdavi tabibe, konsültan
tabip veya diş tabibi gibi, ücret almak hakkını verir.
Madde
31 - Asgari ücret tarifesi tatbik olunan yerlerde tabip veya diş tabibi rekabet veya
propaganda maksadı ile, tarifede yazılı asgari miktardan aşağı ücret kabul edemez.
Madde
32 - Tabip ve diş tabibinin kendi meslekdaşları ile bunların bakmakla mükellef
oldukları usul ve füruunun ve karı ve kocalarının muayene ve tedavileri için ücret
almaması uygundur. Bu hallerde, zaruri masraflarını isteyebilir.
Madde
33 - Her çeşit cerrahı müdahale, doğum, fizikoterapi, radyoterapi, diş tababeti
tedavileri ve tabibin sıkı nezaretini gerektiren sürekli kürler için hastalardan
maktu bir ücret istenebilir.
Bir kür evinde veya bakım ve tedavi
müessesinde, tedavi için maktu bir ücret alınabilir.
Diğer hallerde maktu ücretle hasta tedavisi
yapılamaz.
Bu Nizamnamenin yirmi birinci maddesinde
yazılı sağlık tesislerinde cari olan usul ve esaslar mahfuzdur.
Madde
34 - Götürü ücreti alınması caiz olan hallerde, tedavi tamamlanmadan herhangi bir
sebeple bırakılırsa, müdavi tabip o zamana kadar sarfettiği mesai ile masraflarına
tekabül eden ücreti alır ve peşin ücret almış ise bakiyesini iade eder.
Madde
35 - Acil vakalarda müdahele eden tabip veya diş tabibi, bu müdahaleden dolayı,
ücretini sonradan isteyebilir.
Madde
36 - Bu Nizamnamenin yirmi birinci maddesinde yazılı sağlık tesislerinde çalışan
tabib ve diş tabibi, bu daire ve müesseselere ait sağlık kurullarına başvurmuş olan
hastaları muayenehane veya lâboratuvarına celbederek ücretle tedavi edemez.
Üçüncü Kısım
Meslektaşların
Birbiri İle Ve Paramedikal Meslek Mensupları İle Münasebetleri
Madde
37 - Tabip ve diş tabipleri, kendi aralarında iyi meslektaşlık münasebetlerini idame
ettirmeli ve mânevi bakımından birbirine yardım etmelidirler. Meslekle ilgili
anlaşmazlıklarını, evvelâ kendi aralarında halletmeğe çalışmalı ve bunda
muvaffak olamadıkları takdirde mensup oldukları tabip odalarına haber vermelidirler.
Madde
38 - Tabip ve diş tabibi meslektaşlarını zemmedemiyeceği gibi onları küçük
düşürecek diğer tavır ve hareketlerde de bulunamaz.
Tabip ve diş tabibi, herhangi bir şahsın
haysiyet kırıcı hücumlarına karşı meslektaşlarını korur.
Madde
39 - Tabip ve diş tabibi meslektaşlarının hastalarını elde etmeğe mâtuf hareket ve
teşebbüslerde bulunamaz.
Madde
40 - Tabip ve diş tabibi, paramedikal meslek mensupları ile mesleki münasebetlerinde,
onların bağımsızlığını ihlâl etmemeli, kendilerine nezaket göstermeli, onları
hastalarına karşı müşkül bir duruma koyabilecek hareketlerden sakınmalıdır.
Dördüncü Kısım
Çeşitli Hükümler
Madde
41 - Tabip odaları her yıl Ocak ayı başında, odalarda kayıtlı bulunan tabip ve diş
tabiplerinin ad ve soyadları ile ihtisas ve adreslerini gösteren levhayı hazırlamakla
mükelleftir.
Madde
42 - Muayenehane veya lâboratuvar açan tabip ve diş tabibi, hasta kabulüne veya
lâboratuvarda faaliyete başladığı tarihten ve muayenehane veya lâboratuvarlarını
kapatması veya nakletmesi halinde de, kapatma veya naklin vukuu bulduğu tarihten
itibaren en çok bir hafta içinde, keyfiyeti, yazılı olarak mensup olduğu tabip
odasına bildirir.
Madde
43 - Tabip ve diş tabibi, muayenehane veya lâboratuvarlarında, kendi namına diğer bir
meslektaşı çalıştıramaz. Ancak, muvakkat bir müddet için bizzat bulunmadığı
takdirde, diğer bir meslektaşı yerine bırakabilir. Bu müddet bir aydan fazla devam
ederse, mensup olduğu tabip odasını haberdar eder.
Madde
44 - Tabip ve diş tabipleri, bu Nizamname hükümlerine aykırı hareket ettikleri
takdirde, 6023 sayılı Türk Tabipleri Birliği Kanununun 30 uncu maddesine tevfikan
mensup oldukları Tabip Odaları İdare Heyetleri tarafından Haysiyet Divanına
sevkedilirler.
Tabip ve diş tabiplerinin inzibati ceza ile
tecyize edilmeleri, haklarında ayrıca hukuki veya cezai takibat yapılmasına mâni
değildir.
Muvakkat
Madde - Bu Nizamname hükümleri, sanatlarını icra den permili dişçiler hakkında
da tatbik olunur.
Madde
45 - 6023 sayılı Kanunun 59 uncu maddesinin (g) bendine müsteniden hazırlanmış ve
Şûrayı Devletçe tetkik edilmiş olan bu Nizamname hükümleri, Resmî Gazete ile
neşri tarihinden iki ay sonra yürürlüğe girer.
Madde
46 - Bu Nizamname hükümlerini icraya, Adliye ve Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekilleri
memurdur. |