e-posta

   Eski Sayılar | Künye | Ana Sayfa

TIP DÜNYASI
 

.

15 Şubat 2003  Sayı: 99

 

Hekim, reçete yazıyorsa!

Prof Dr. Çağatay Güler-Reçete sadece ilaç yazılan kağıdın adı değil. Hekim reçete yazdığında belli koşulların oluştuğunu beyan etmektedir:

Hekim hastaya “Ben seni tanıdım” demektedir. Erkek misin, kadın mı; çocuk musun, yaşlı mı; ergen misin, erişkin mi; yoksul musun, zengin mi? Çankaya’da mı oturuyorsun, Altındağ’da mı?

“Ben seni dinledim, anladım” demektedir. Seninle aynı dili konuşuyoruz. Senin sözlerinin anlamı benim iletişim halkamda var. Ben de bilimsel argodan uzak, senin anlayacağın sözcüklerle konuştum.

Hekim reçete yazdığında “Ben senin hikayeni aldım” demektedir. Bu hikayeyi fizik muayene ve laboratuar bulguları ile birleştirecek sentez yeteneğine sahibim. Bilgimin, doğrularımın değişebilir olduğunu biliyorum.

Hekim reçete yazdığında hastaya ; “Seni muayene ettim” demektedir. “Muayene standardını düşürmedim.

Sistematiği bozmadım. Oskülte ettim, palpe ettim, perküsyon yaptım.

Muayenede aramıza tabu koymadım. Rutin laboratuar değerlendirmelerini, her koşulda bizzat yapacak yeterlilik ve sorumluluktayım...”

“Sonuçta senin tanı olanaklarını belirledim. Bilmediğimi sordum, okudum...”

“Mantıksal tabanı olan tanı gerekçelerini hazırlayıp, karar verdim.”

“Hastalığına ve tedavine karar verdim.” Düşündüğüm tedavi etkinliklerini biliyorum. İlaçların farmakodinamiğini; sana, çevrene ve zamana bağlantılarını biliyorum.”

Evet reçete yazmak bir sözleşmedir. Hekim hastaya, “ilaç yazmanın önemli bir fizyolojik, biyokimyasal, sosyal ve ekonomik bir müdahale olduğunu biliyorum” demektedir.

“Sen tekrar geldiğinde seni bugünkü standartta tanımamı sağlayacak, başka hekimlere de tanıtacak notları aldım. Onları kolay bulunabilir kayıtlar olarak arandığında ulaşılabilecek koşulları sağladım. Reçetenin fizik koşullarını da sağladım. Adın, soyadın, tanı numaran var. Reçete güncelleştirildi. Tarih, numara var. Reçetede ben de tanınır durumdayım.Adım, kimliğim, diploma sayım, imzam var. Reçetenin etik standardı sağlanmış. Yazdığım ilaçlar okunur,anlaşılır...”

“Reçetemin mantığını sana anlattım. Sabah, öğle, akşamla; 3x1’in farkını da sana söyledim...”

Devlet bir hekime reçete yazma yetkisi verdiğinde şunları söylemekte ve kabul etmektedir. Aksi devlet mantığına aykırı olur çünkü:

“Toplumun ilaç güvencesini ve standardını sağlamak için gerekli altyapıyı oluşturdum.

Reçeteye müdahale yetkisi olan her kişinin standardını sağlayan üniversitelerim var. Toplumun ilaç kullanımıyla ilgili sorumluluğumu kabul ediyorum.

İlaç ve tedavi etiği ile ilgili ilkeler, denetim sistemi ve yaptırımlar var.

Reçete yazanın bilgisini güncelleştirmekte; üniversitelerimin ve benim sorumluluğum var...”

Eczacı reçeteyi alıp, “Rp”yi gördüğünde, gereğini yapıyorsa ne anlama gelir dersiniz:

“Ben bu reçetenin sorumluluğunu alacak ehliyetteyim. Bunu bilimsel ve etik bir sorumluluk olarak ele alıyorum. Reçete vermenin gereklerini yerine getiriyorum...”

Bütün bunlardan sonra hasta;

1.Reçeteyi alacak veya almayacak.

2.Reçeteyi alabilecek ve alamayacak.

3.İlaçları kullanacak veya kullanmayacak.

4.İlaçları kullanabilecek veya kullanamayacaktır.

Üniversiteler, Sağlık Bakanlığı azıcık sorumluğu olan her kimse yetiştirdiği, standardını koruyamadığı, güvencesini sağlayamadığı insanların haklarını ve yetkilerini kısıtlayarak bir yere varamaz.

 

TIP DÜNYASI

Sayfa başına git         Başa dön