e-posta

   Eski Sayılar | Künye | Ana Sayfa

TIP DÜNYASI
 

.

15 Şubat 2003  Sayı: 99

 

dışarıdangöz...

Şükran Soner*

Sağlıkta Yükselen Değerler..

Toplumsal yaşamın her alanında yükselen değerler, günlük, kısa dönemli çıkarlar, insan hakları, demokrasi, çağdaş yaşamla tersine bir gelişmeyi, ilkel, en acımasız güdüleri harekete geçirmişse, insanlık ne yöne yol alıyor olabilir ki..

Göz göre göre, kör parmağım kör gözüme, insana ait tüm değerleri yok eden, insanlık onurunu teslim alan, bir savaşın önüne engel konulamıyor.

Türkiye, Cumhuriyet, ulusal bağımsızlık değerleri, barıştan yana kararlılığı yok sayılarak, kendisini, çıkarlarını hiç ilgilendirmeyen, komşuları ile karşı karşıya bırakan bir savaşın içinde olmaya zorlanıyor.

İşte bu ortamda sağlık alanında hangi koşullarda, hangi sorunları, hangi boyutlarda tartışıyor olabiliriz?..

Bütçelerden sağlık harcamalarına ayrılan payların güdüklüğü, başta doktorlar sağlık hizmeti sunanların gelir düzeylerinin düşüklüğü, uzmanlarının tartışacakları ilk akla gelen sorunlar. İşin pek dillendirilemiyen boyutu, bu temel olumsuz koşulların dayatmasında, yükselen değerlerin sağlık hizmetlerini sunanları da kuşatması ile karşımıza çıkan dev sorunların yeni boyutları.

Kamu olanaklarından, hastahanelerden doğru-dürüst yararlanmada en kolay yolun, o hasatahaneler kadrolarında çalışan doktorların muayenehanelerinden geçmek olduğu çok bilinen, çok yaygın bir uygulama. Şimdilerde sağlık hizmetleri, doktorlar ve hastalar, ilaç firmaları ile pahalı teşhis ve tedavi cihazlarını pazarlayan firmaların kuşatmasında.

Doktorların reçeteleri, tahlil ve tetkik işlemleri, firmaların kayıt ve denetimleri altında. Zarif ve en masum ödüllendirme ulusal ve uluslararası söz konusu firmaların finanse ettikleri kongrelerde ağırlanmak. Böylece dünyanın en uzak köşelerinde, en lüks otellerde, en üst düzeyde bilimsel nitelikte olması gereken tıp kongrelerinde, üst düzey uzman bilim insanlarının yanında o alanla,  uzmanlıkla ilişkisi olmıyanlar da davet edilmiş olabiliyorlar. Şöyle bir nedeni sorguladığınızda da, ilaç alımı, ilaç kullanımında kilit noktada bir  sigorta doktoru karşınıza çıkabiliyor.

Tıb yemini, etik değerlerle hiç uyuşmayan bir boyut, örneğin bir kanser hastasının tedavisinde, yanıt alınmayan, her bir seansı milyarları aşan kemoterapi, şua tedavileri. Yanıt alınamıyan tedavide diretilmesi, etik değerlerini korumaya çalışan bilim insanları, doktorlar tarafından sorgulandığında yanıt, ``Şansı zorlamakta ne sakınca var. Nasılsa parasını sigorta ödüyor’’olabiliyor. Sigorta sistemlerinin ilaç ve tıbbi malzeme firmaları tarafından boşuna çökertilmesinin vicdani, ahlaki boyutu bir yana, yanıt alınamıyan bu türden tedavilerin hastanın zaten çok zayıf olan bağışıklık   sistemi üzerindeki olumsuz etkileri, yaşam kalitesinin düşürülmesi, boşu boşuna  acı, sıkıntı verilmesi yok sayılıyor.

Para-hasta-sağlık hizmeti ilişkisinin doğrudan işletildiği, ön plana çıktığı, belirleyici olduğu düzende, her bir seansı milyarlar tutan teşhis ve tedavi uygulamaları çok büyük sayılarla gereksiz yere gündeme geliyor. Sonuçta Türkiye, dünya standartlarının üstünde sayılarla gereksiz emar yaptırılan, tomografi  çektirilen bir ülke konumuna geliyor.

Daha yüz kızartıcı bir boyut sadece para için sürdürülen, sonuç alınmayan tedaviler, insan sağlığına aykırı boyutlarda verilen ilaçlar, yapılan ameliyatlar..Pazarlaması, vitrini çok parlak, tıbbi değeri, tedavi kalitesi çok  düşük, çok pahalı paralı hasatahaneler, dispanserler, polikilinikler, muayenehaneler..

İşler öylesine çığırından çıktı ki, en yoksul kesimin can simidi sigorta hastahanelerinde bile, ayrıca para karşılığı ameliyat, yapılan pek çok sağlık hizmeti karşılığı para alınması. Daha zorlu bir ameliyat, tedavi için önemli kamu, ya da özel hastahanelere sevk edilmiş olanlardan ise kelimenin tam anlamı  ile ayrıca haraç alınabiliyor. Hem sigortadan hasta başına lüks tedavi hizmeti ücreti alınıyor, hem de hastadan ayrıca bu hizmetlerin birçok kalemi için yeniden para alınıyor.

İsterseniz, gücünüz yetiyorsa bay- pas  ameliyatı için havale ile yatırılmış hastanız için istenen ek ödemeleri ödememeyi bir deneyin. Ya da üniversiteler, sigortalar hasatahanelerinde ameliyata girme noktasında istenen ekstralara, haracamalara itiraz etmeyi bir deneyin..

Sağlık hizmetinin sunuluşunda yükselen değerlerin önlenemez gidişi işleri bu noktalara vardırmışken, hasatalar cephesinde neler oluyor dersiniz? İş yeri, okul için sahte raporlar istenmesi, yakın akrabaların ilaçlarının sigorta sistemi içinden çıkarılması en masum suçlar, alışkanlık, genellik kazanmış kirlenme örnekleri.

Cehalet ve vurdumduymazlıkla sosyal güvenlik sistemlerinin haksız uğratıldıkları büyük zararlar, evlerde çöpe atılan, kullanılmayan, yanlış kullanılan ilaçlar da zararı çok büyük, boyutları algılanmamış kötülükler. İşin içinde bir de ticari boyut, suç ortaklıkları, drolandırıcılıklar var. Dışardan bakıldığında liaç ve sağlık malzemesi pazarlayan tekellerin büyük çıkarları, işledikleri boyutlu suçlar yanında rakkamlar olarak belki çok masum kalıyorlar. Ama bu kez de suçu işleyen hastalar cephesindeki büyük kitle olduğundan, sonuçta sağlık sistemine maliyetleri, bedeli çok ağır oluyor.

Sonuçta Türkiye halkının önemli bir çoğunluğunun doğru dürüst sağlık hizmeti alamdığı, tedavi edilemediği en kötü konumda ülkeler arasında bir yerlere yerleşirken, sağlıkta, hele ilaç ve tedavide büyük israf ve vurgunun yaşandığı ülkeler arasında ön sıralara bir yere yerleşmiş oluyor.

Yükselen değerlere sağlığımızı da vuruyor..

 

TIP DÜNYASI

Sayfa başına git         Başa dön