e-posta

   Eski Sayılar | Künye | Ana Sayfa

TIP DÜNYASI
 

.

15 Şubat 2003  Sayı: 99

 

58. Hükümet’in 3 aylık icraatında savaş dışında bir şey yok

Hükümeti “rahatsız” etme zamanı

AKP hükümeti, sağlık alanında hala tam olarak açıklanamayan “aile hekimliği” ve “genel sağlık sigortası” projelerini yaşama geçirecek. Türk Tabipleri Birliği Genel Yönetim Kurulu,22 Şubat’ta toplanarak taleplerimizin gercekleşmesi için faaliyet programı belirleyecek.

1.gif (55629 bytes)Tıp Dünyası - ANKARA- İktidarda 3. ayını dolduran AKP Hükümeti,   Türkiye’yi, ABD’nin çıkarları doğrultusunda hiçbir ilgisi olmadığı bir savaşa  sokarken, ekonomiyi de “geçmişte eleştirdiği” IMF’ye teslim etti. Sağlıkta ise, Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ’ın basına yansıyan açıklamalarının dışında, bugüne kadar somut olarak yaşama geçirilen olumlu bir adım olmadı.

Hükümetin sağlıkta 3 ayda bir türlü yaşama geçiremediği projeler, Akdağ’ın açıklamalarıyla basına şöyle yansıdı:

nSağlık alanında hükümetin son derece hazırlıksız projelerle geldiği kısa sürede anlaşıldı. Sağlık Bakanı Dr. Recep Akdağ ilk açıklamalarını bir türlü tam olarak açıklanamayan “aile hekimliği” ve “genel sağlık sigortası” ile ilgili olarak yaptı. Akdağ, aile hekimliği ve genel sağlık sigortası uygulaması 1 yıl içinde uygulamaya konulacağını bildirdi.

2.gif (37796 bytes)Akdağ, aile hekimliği sisteminin pratisyen hekimler ve aile hekimleriyle birlikte yürütüleceğini, sağlık ocaklarının da bu hizmet için kullanılacağını söyledi. Aile hekimliği sisteminin, genel sağlık sigortası sistemiyle birlikte hayata geçirileceğini belirten Akdağ, hizmet karşılığı alınacak ücretin hastaların sigortalarından karşılanacağını, genel sağlık sigortasının da hayata geçirilmesiyle hasta ile hekim arasında para ilişkinin olmayacağını savundu.

Akdağ, eski Sağlık Bakanı Osman Durmuş tarafından 7 yıl aradan sonra uygulamaya konulan zorunlu hizmet yasasını kaldıracağını söyledi. Recep Akdağ, aile hekimliği sistemi oturduğu zaman hekimlerin Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerine gitmemeleri ve dengesiz dağılım gibi bir sorun kalmayacağını ileri sürdü.

Osman Durmuş döneminde uygulamaya konulan vardiya sistemine ilişkin olarak da Akdağ, yine aile hekimliğine göndermede bulundu. Akdağ, aile hekimliği oturduğu zaman bu tür “zorlama usullerin” kalkacağını söyledi.

Hastaların, aile hekimlerini bulundukları bölgedeki birinci basamakta hizmet veren sağlık ocaklarındaki hekimler arasından özgürce seçebilecekleri de Sağlık Bakanı’nın bugüne kadar basına yansıyan açıklamaları arasında yer aldı. Akdağ, bu konuyu “Bu uygulama, sadece ilçelere uzak merkezler için uygun değil. Buralar için de daha değişik bir yöntem düşünüyoruz. İstihdamı özendirici yöntemlerle, aile hekimlerini buralara yönlendireceğiz. Yani hem hekimlerin özlük haklarıyla hem de çalışma şartlarıyla ilgili özendirici tedbirler üzerinde çalışıyoruz. Bunların şekillerini oluşturacağız, Bakanlar Kurulu’nda tartışacağız. Daha sonra icraatına geçeceğiz” sözleriyle açıkladı.

Yaşama geçirecekleri sistemle hastane kuyruklarının ve hastane işlerinin azalacağını ileri süren Akdağ, kişilerin öncelikle aile doktoruna gideceğini, uzman hekime başvurunun “konsültasyon” biçiminde olacağını, böylece herkesin kendi doktorunu seçebileceğini söyledi.

Akdağ’ın açıklamalarından biri de hekimlerin “performansa göre” maaş alacaklarıydı. Akdağ, bu uygulamayı önce pilot bölgelerde yaşama geçireceklerini, hekimin performansını baktığı hasta ve yaptığı ameliyat sayısının belirleyeceğini, maaşını da buna göre alacağını açıkladı.

Bakan Akdağ, kısa süre önce de Bakanlar Kurulu’nda “Sağlıkta Dönüşüm Projesi”ni açıkladı. Projede, sağlık hizmetlerinde sunum ve finansman birbirinden ayrılması, sosyal güvencenin topluma yayılması, aile hekimliğine dayalı birinci basamak sağlık hizmetleri kurulması, kamu hastaneleri özerkleştirilmesi, sağlık sevk zincirinin etkinleştirilmesi, Sağlık Bilgi Sistemi kurulması, hasta haklarının evrensel düzlemde geliştirilmesi başlıkları yer aldı.

“İcraat sözde”

Sağlık alanında bugüne kadar yapılan açıklamalar sözde kalır, yaşama geçirilemezken, aslında yapılması gerekenler son derece açık biçimde ortada duruyor. Hekimler, son SSK genelgesinde olduğu gibi reçetelerine el uzatılmamasını, hekimliğe ve hizmet sunulan hastalara yakışan ortamlarda çalışmayı, tıbbi endüstriye bağımlı kalmaksızın sürekli tıp eğitiminin özendirilmesi ve desteklenmesini, vardiya ve benzeri kendinden menkul fikirlerin sonlandırılmasını, hekim ve diğer sağlık çalışanlarının ücretlerinin ilk elde kayıpların giderilmesi anlamında düzeltilmesini, 45 saatlik işgününün yine ilk elde diğer kamu çalışanları gibi 40 saate indirilmesini, tıp fakültesi sayısının artırılmayacağının garanti edilmesini, tıp fakültelerine alınan öğrenci sayısının azaltılmasını, birinci basamak sağlık hizmetlerinin ve birinci basamakta çalışan pratisyen hekim ve diğer sağlık çalışanlarına sağlık hizmeti tazminatı verilmesini ACİLEN istiyorlar. Bunların yaşama geçirilmesi için büyük projelere ya da politikalara hesaplara vb gerek yok. Sadece karar verip yapmak gerekiyor.

Türk Tabipleri Birliği (TTB), hekimler ve Türkiye’de yaşayanlar adına nüfus cüzdanının sağlık güvencesi anlamında yeterli olması gerektiğini talep ediyor. Hekimler, “sözde icraatın” sürmesi durumunda, hükümeti rahatsız etmeye hazırlanıyor.

 

TIP DÜNYASI

Sayfa başına git         Başa dön