e-posta

   Eski Sayılar | Künye | Ana Sayfa

TIP DÜNYASI
 

.

15 Kasım 2002  Sayı: 94

 

“Odalarla ilişki güçlendirilsin”

Tabip Odası Başkanları, ilk ve acil olarak çok sayıda yeni mezun öğrenciyi mağdur durumda bırakan Mecburi Hizmet Yasası’nın ele alınmasını ve sağlıkta yapılacak tüm düzenlemelerde meslek odalarının  görüşlerinin alınmasını talep ettiler.

Tıp Dünyası-ANKARA- Türkiye’nin çeşitli yerlerinden tabip odalarının başkanları, yeni hükümetin kurulma sürecinde değerlendirmelerini paylaştı. Sağlıktaki eşitsizlik ve aksaklıkların giderilmesini isteyen tabip odası başkanları, bunun sağlanabilmesi için sağlığa ayrılan kaynağın mutlaka artırılması gerektiğini vurguladılar.

İstanbul, Ankara, İzmir, Kocaeli, Diyarbakır, Antalya, Çanakkale, Edirne, Adana, Konya-Karaman, Samsun-Sinop ve Muğla Tabip Odası başkanlarının seçimlerin ardından Tıp Dünyası’na yaptığı değerlendirmeler şöyle:

İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Gencay Gürsoy: İTO olarak seçim öncesi, siyasi parti temsilcileriyle birkaç kez yüzyüze tartışma olanağı bulduk ve AKP’nin öteki düzen partilerinden pek farklı yaklaşımları olmadığını gördük. AKP, 1. basamak sağlık hizmetlerinde aile hekimliğine özel bir vurgu yaparken, sağlık sistemi olarak öteki partiler gibi, genel sağlık sigortası ve özelleştirme üzerinde ve bazı sağlık kurumlarının yerel yönetimlere devredilme projesi üzerinde duruyondu. Görüldüğü gibi, bunların hiçbiri radikal bir değişiklik ve reform niteliği taşımıyor. Öte yandan Sayın Recep Tayyip Erdoğan seçimden sonra sıkça sivil toplum örgütleriyle işbirliği yapılacağını ileri süren ifadeler kullanıyor. Kastettiği sivil toplum örgütleri eğer tarikatlar değilse, meslek örgütlerinin önemseneceği sonucunu çıkarabiliriz. Hekimleri ilgilendiren çok önemli yasa taslakları ve yasa değişiklikleri gündemde bekliyor. Bunların başında 6023 sayılı yasa, Malpraktis Yasası, fiilen kadük durumda olmasına  karşın halen yürürlükte bulunan Mecburi Hizmet Yasası bunların başında geliyor. Bu arada şef ve şef yardımcılıkları yönetmeliği ile uygulanmayan mahkeme kararları ortada duruyor. Kısaca yeni siyasi iktidarla tartışılacak çok konumuz görülecek çok hesabımız var. Vakit geçirmeden, elimizde zaten hazır olan projelerimizle, yeni bakanlığın kapısına dayanmak zorundayız.

Ankara Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman: Hekimlerin özlük hakları gerilemiştir. Geçici bir takım önlemler, döner sermaye uygulamaları başlatılmış, hekimlerin maaşları arttı gibi gösterilmiştir ama özellikle merkezdeki hekimler düşük döner sermaye almakta, bazen de hiç alamamaktadırlar. Bunun maaşlara yansıyacak biçimde, tazminat olarak ödenmesini istiyoruz. Şu anda Mecburi Hizmet Yasası geçerli olduğu için yeni mezun arkadaşlarımızın diplomaları rehin durumda. Malpraktis Yasası’nın geri çekilmesini, hekim örgütleri ve üniversitelerle ortak bir çalışma yürütülerek yeni bir düzenleme yapılmasını istiyoruz. Şef ve şef yardımcısı sınavlarıyla ilgili olarak TTB bundan önceki bakanlıkla mahkemelikti; hala sürüyor. Atamaların siyasi tercihlere göre değil, objektif kriterlere ve liyakata göre yapılmasını istiyoruz. Karar alma süreçlerinde hekim örgütlerinin görüşlerinin mutlak alınmasını istiyoruz.

İzmir Tabip Odası Dr. Fatih Sürenkök: Seçim öncesi hekim kökenli milletvekili adaylarıyla yaptığımız panelde de, ilgili toplantılarda da gördük ki, sağlıkta kurumlar arası ilişkinin mutlaka tekrar oluşturulması gerekiyor.   Birinci ve çok önemli önerimiz, Sağlık Bakanlığı’nın ve Çalışma Bakanlığı’nın SSK kısmının, sağlıkla ilgili konularda periyodik olarak ve bunun dışında da özellikle tüzük, yönetmelik, yasa hazırlanmasında TTB, üniversiteler ve sendikaları toplantıya çağırmasıdır. Atamalarda siyasi davranışlardan çok liyakat ve başarının dikkate alınmalıdır. 224 sayılı yasanın gündeme getirilmesi, 1. basamağın önemsenmesi, döner sermaye yönetmeliğinin kaldırılması, özlük hakları gibi konularda, bizim önerimizin dikkate alınması, Malpraktis Yasası’nın geri çekilerek odaların görüşleri alındıktan sonra Türkiye gerçeğine uygun bir biçimde düzenlenmesini istiyoruz. Tababet Uzmanlık Tüzüğünü bize karşı olmak adına bakanlık çıkardı iptal davası açtık. Sağlık Bakanlığı’nın biran önce hukuka uygun hareket ederek gereğini yapması gerekiyor.

Kocaeli Tabip Odası Başkanı Dr. Akın Yazıcı:  Sağlığımız Allah’a emanet!

Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Dr. Necdet İpekyüz: Özellikle güneydoğudaki bir meslek odası olarak TTB ile önceliklerimiz örtüşmekte. Koruyucu sağlık hizmetlerine önem verilmesi gerektiğini, mutlaka TTB ile iletişime geçilmesini ve beraber çalışmalar yapılması gerektiğini düşünüyoruz. 224 sayılı yasanın güncelleştirilerek yürürlüğe sokulması, sağlıkta politik yaklaşımlardan uzaklaşılması, halk sağlığı için çalışılması gerekiyor. Tam gün yasası çıkarılmalı ve hekimlerin emeklerinin karşılığını alması sağlanmalı. Türkiye’de sağlık alanında bölgeler arasında eşitsizlik söz konusu. Adli tıp hizmetlerine insan hak ve özgürlükleri açısından AB’ye uygun bir düzenleme getirilmesi gerekli. 20 yıldır OHAL uygulanan bir bölgede sağlık hizmetleri olağan verilmeye çalışıldı. Bu nedenle burada bebek ölüm hızı, anne ölüm hızı, aşılama oranları diğer bölgelere göre daha olumsuz. Bu eşitsizliklerin giderilmesini ve bölgenin sağlık çalışanları açısından cazip bir hale getirilmesini istiyoruz.

Antalya Tabip Odası Başkanı Dr. Nejat Ergün: AKP’nin seçim bildirgesinde sağlıkla ilgili olarak yer verdiği “koruyucu hekimlik ve 1. basamak sağlık hizmetlerinde özel sektöre ağırlık verilmesini” desteklemek mümkün değildir. Bununla birlikte sağlık hizmetlerinde tek merkezli koordinasyon, koruyucu hekimliğin geliştirilmesi, yerel yönetimlerin etkili hale getirilmesi, ihtisas hastaneleri, altyapı okullarının açılması, sağlık çalışanlarının özlük haklarının iyileştirilmesi, adli tıbbın özerkliği, milli ilaç ve ekipman sanayiinin desteklenmesi konularına olumlu bakmaktayız.

Çanakkale Tabip Odası Başkanı Dr. Hanifi Kaplan: Halkımızın kararı, yenilik getirecektir; herşeyde bir hayır var demek lazım. Ulusal sağlık politikasının oluşturulmasında TTB’nin ağırlıkta olması lazım. Burada hem hükümetin, hem odaların hem de TTB’nin çaba göstermesi gerekiyor. Koruyucu sağlık hizmetlerinin mutlak suretle ele alınmalı, sağlık hizmetleri basamaklandırılmalı, özel hekimliğe önem verilmeli. Özel ve kamu potansiyeli ortak olarak geliştirilmeli. Pratisyen hekimliğin desteklenmesi ve geliştirilmesi lazım.

Edirne Tabip Odası Başkanı Dr. Galip Ekuklu: AKP’nin seçim bildirgesi ve parti programında özelleştirme ön planda.   Devlet hastanelerinin vakıf hastanelerine dönüştürülmesini öngörüyorlar.  Özel kuruluşların hem kamu hem de özelde görev yapması öngörülüyor. Bundan önceki iktidarlarda olduğu gibi sağlık alanından hızla çekilmeye çalışılıyor. Bu eşitsizlikleri artıracaktır. Sağlık çalışanlarının emekleri hızla ucuzluyor. Bununla ilgili çok kapsamlı bir çalışma görmedim. Mecburi hizmet yasası gündemde, birçok meslektaşımız açıkta bekliyor, bununla ilgili bir düzenlemeden de bahsedilmiyor. Vardiya sistemi var. Bu konuda yeni iktidar ne düşünüyor bu da belirsiz. Sağlığa ayrılacak payın net olmayan ulusal gelirin yüzde 10’u olması lazım. Sağlık ulusal gücüyle ilgili bir program yok. Hekimler nasıl istihdam edilecek belirsiz. Aile hekimliğinin nasıl bir modelle uygulanacağı konusu bildirgede belirsiz. Koruyucu sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesinden bahsediliyor; dünyanın hiçbir yerinde bunu özel şirketler sunmaz. Böyle bir şey imkansız. 224 sayılı yasanın gereği yapılacak mı,   netlik kazandırılmalı.

Adana Tabip Odası Başkanı Rıza Mete: Sağlık çalışanlarının özlük haklarının verilmesini; geçici görevlendirmeler, rotasyon, vardiya, döner sermaye gibi uygulamaların yeniden sorgulanması ve bu sürecin tabip odaları ve TTB ile paylaşılmasını; sağlık kuruluşlarının, özellikle hastanelerin yönetimlerinin özerk kılınmasını, genel bütçeden sağlığa ayrılan payın artırılmasını; bu pay içerisinde de koruyucu hizmetlere ayrılan oranın artırılmasını; tüm sağlık çalışanlarına toplu sözleşmeli grev hakkı tanınmasını; hizmet alanın da verenin de mutlu olacağı fiziksel ortamların sağlanmasını; sağlık alanında oluşacak her proje ve rehabilitasyonda TTB görüşünün alınmasını; kamu sağlık hizmetleri veren kurumların kendi yağıyla kavrulmaları mantığının terkedilip, bu kurumlara hak ettikleri desteğin verilmesinı; tıbbi cihaz ve sarf malzemesi gibi malzemelere standartlar getirilmesini istiyoruz.

Konya-Karaman Tabip Odası Başkanı Dr. Nazmi Zengin: Acil eylem gerektirdiğini düşündüğümüz konuların en başında mecburi hizmet yükümlüsü oldukları için diplomalarını almayan ancak aylardır tayinleri de yapılmayan, bu nedenle diplomaları “prangalı”, kendileri de “işsiz” konumuna düşen hekimlerin tayinlerinin hemen yapılarak mağduriyetlerinin giderilmesi gelmektedir. Özendirici önlemler alınarak mecburi hizmet, vardiya, geçici görevlendirmeler gibi hekimleri taciz edici uygulamalara hemen son verilmeli, 57. Hükümet tarafından TBMM’ye sunulan “Tıbbi Hizmetlerin Kötü Uygulanmasına Dair Yasa” önerisi ilk fırsatta geri çekilmeli, yeni atanacak sağlık bakanı AKP programında yer alan “Tabip odalarının güçlendirilmesi” sözünde durulacağı yönünde kararlılığını göstermek amacıyla ilk randevusunu TTB Merkez Konseyi ve tabip odaları başkanlarından oluşan bir heyete vermelidir. İktidar partisinden milletvekili ve diğer siyasilerin sağlık kurum ve kuruluşlarındaki personel atama ve ilaç  ihalelerine müdahalelerinin kesinlikle önlenmesi, sağlık kurum ve kuruluşlarına yönetici atanmasında çalışanların oylarına başvurulması, kamuya ait sağlık kuruluşlarındaki vakıf ve derneklerin lağvedilmesi, özel muayene ve tedavi uygulamalarının kaldırılması, yeni tıp fakültesi açılmasına izin verilmemesi, daha önce açılıp gelişimini tamamlayan bazı tıp fakültelerinin birleştirilmesi yoluna gidilmesi gereklidir.

Samsun-Sivas Tabip Odası Başkanı Dr. Ramazan Aşçı: AKP’nin seçim bildirgesi, bundan önceki hükümetlerin uyguladığı “Sağlık Hizmetlerinin Ticarileştirilmesi” politikalarına devam edileceğini göstermektedir. Tüm toplum kesimlerinin katılımı ile yeni bir ulusal sağlık politikası geliştirilmeli, herkes için eşit, ulaşılabilir, nitelikli ve ücretsiz sağlık hizmeti temel ilke olarak alınmalıdır. Hedeflere ulaşmada merkezi bütçe kaynaklarından yararlanılması temel alınmalıdır. Genel bütçeden sağlığa ayrılan pay artırılmalıdır. Ülkemizdeki hekim sayısı yeterlidir. Ancak hekim dağılımında bir çok nedene bağlı olarak dengesizlik vardır. Hekim dağılımının düzenlenmesinde kurumsal alt yapının iyileştirilmesi yanında özendirici olunmalıdır. Hekimlerin yetiştirildiği tıp fakültesi sayısı artırılmamalı, var olanların da niteliği düzeltilerek öğrenci sayısı düşürülmelidir. Birinci basamak sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesine öncelik verilmeli, var olan sağlık ocakları ve sağlık evlerinin alt yapısı güçlendirilmeli, sayıları artırılmalıdır. Aile hekimliğinden ziyade sağlık ocakları güçlendirilmeli, genel pratisyenlik yaygınlaştırılmalıdır. Özel sağlık kuruluşlarına aktarılan kaynaklar kamuya yönlendirilmelidir. Sağlıkta tam gün çalışma esas alınmalı ve toplu sözleşmeli grev hakkı olan sendikalaşmaya izin verilmelidir.

Muğla Tabip Odası Başkanı Dr. Gültekin Palabıyık: Türk toplumu koalisyon istemedi ve tek partiyi iktidara getirdi. Bu iktidarın görevlendireceği Sağlık Bakanı’nın sağlık çalışanlarının dertlerinden anlayan, çalışanlardan uzak olmayan biri olmasını temenni ediyoruz. Tam gün yasası çıkmalı, özlük hakları tatmin edici bir düzeye çıkarılmalı.

 

TIP DÜNYASI

Sayfa başına git         Başa dön