e-posta

   Eski Sayılar | Künye | Ana Sayfa

TIP DÜNYASI
 

.

15 Ekim 2002  Sayı: 9

 

Savaş filmlerde kalsın

Amerika Birleşik Devletleri,   yaklaşık 1 yıldır Irak’a düzenleyeceği operasyon için gerekçe uydurmaya çalışıyor. Dünyada ve Türkiye’de “bir kısım medya” kamuoyunu savaş düşüncesine hazırlıyor. Daha geçmiş savaşların utanç izleri temizlenmeden, büyük acılar hala hafızalarımızda tazeyken, dünya bir kez daha kapımızın eşiğindeki savaşı konuşuyor.

Ve ne hükümet, ne kendi paçalarını kurtarma çabasından gözleri dönmüş siyasetçiler, ne de siyasi partiler gümbür gümbür gelen bu savaşa karşı durmak için birşey yapıyorlar.

Bu büyük basiretsizliğin içinde mütevazı çabaların önemi giderek artıyor. Ankara Tabip Odası da (ATO) bu mütevazi çabaların bir örneğini verdi. ATO, 10-13 Eylül 2002 tarihleri arasında Ankara’da ATO Nevzat Eren Konferans Salonu’nda “Savaş Karşıtı Filmler Haftası”nı düzenledi. Savaşın yarattığı büyük acıları zihinlerimize kazıyan, 4 ayrı ödüllü filmin gösterimi yapıldı.

Yönetmenliğini Anderi Tarkovsky’nin yaptığı, Kolya Burlayaev, İrina Tarkovskaya, Valentin Zubkov’un başrollerini paylaştığı, 1962 USSR yapımı “İvan’ın Çocukluğu” idi gösterimdeki filmlerden biri. İkinci Dünya Savaşı’nda ailesi Nazilerce katledilen 12 yaşındaki İvan’ın, Venedik Film Festivali’nde birincilik ödülünü alan öyküsü...

“Leylekler Uçarken”de, yine İkinci Dünya Savaşı nedeniyle ayrılmak zorunda kalan iki aşık gencin öyküsü vardı. Yönetmenliğini Mikheil Kalatozishvili’nini yaptığı, Tatyana Samojlava ve Aleksei Batalov’un başrollerini paylaştığı film, 1958 Cannes Film Festivali’nde birincilik ödülünü almıştı.

Ve, daha yakın tarihimizden bir film de gösterildi. Bosna-Hersek Savaşı’nı konu alan, 2001 yapımı “Tarafsız Bölge”, Danis Tanoviç’in yönettiği, Branko Djuric, Rene Bitoajac ve Filip Sovagoviç’in başrollerini paylaştığı film, yıllardır birlikte yaşamış komşu ulusların düşman haline gelişinin düşündürücü öyküsünü anlatıyordu.Geçen yıl Oscar ve Altın Küre’de en iyi yabancı film ödülünü alan fiml, Cannes ve Avrupa Film Festivallerinde de en iyi senaryo ödüllerini kazanmıştı.

1961 yapımı, Mikhail Romm yönetmenliğindeki “Sıradan Faşizm” ise, “Savaş Karşıtı Filmler Haftası”nın son gösterimiydi. Materyalleri Alman ve Sovyet İkinci Dünya Savaşı arşivlerinden derlenen bu belgesel, savaşın ve faşizmin günlük yaşamdaki izlerini ortaya koydu.

Savaşın kötülüğünü anlatmak için fazla hiçbir söze gerek yok kuşkusuz. Ankara Tabip Odası da bunun için fazla söze gerek duymadı ve sanatı seçti.

ATO’nun bu girişiminin toplumun tüm kesimlerine örnek olması için, ayak sesleri giderek yaklaşan, burnumuzun dibindeki savaşa “HAYIR” diyenlerin seslerini yükseltebilmesi için Türkiye’deki bütün tabip odalarının bu zinciri sürdümesi gerek. “Savaşa  Hayır”  demek isteyen tüm tabip odaları, tüm kesimler, herkes için filmler ve afişler ATO’dan ya da TTB’den temin edilebilir.

Artık kamuoyu oluşturmanın zamanıdır... Savaş filmlerde kalsın!

*İletişim için TTB MK Üyesi Prof Dr. Erhan Nalçacı

 

TIP DÜNYASI

Sayfa başına git         Başa dön