e-posta

   Eski Sayılar | Künye | Ana Sayfa

TIP DÜNYASI
 

.

15 Ekim 2002  Sayı: 9

 

Havacılıkta Tıbbın Yeri

Havacılık tıbbı ve uçuş doktorları, yolcu veya mürettebat olarak uçan insanda ortaya çıkan hipoksi, vertigo, uçak tutması, dekompresyon hastalıkları (barotravma, bend, choke, karın gazları genişlemesi), görsel illüzyonlar, jet-lag, G kuvvetlerinin neden olduğu bozukluklar, uçuş korkuları, vb. gibi rahatsızlıkların tanı ve tedavilerinden sorumludurlar.

7.gif (30945 bytes)Dünyada havayoluyla seyahat eden insan sayısı yılda 2 milyar kadardır. 4-5 bin sivil pilotun bulunduğu ve yılda 30-40 milyon kişinin uçağa bindiği ülkemizde, pilot ve diğer uçucuların sağlık sorunları üzerinde uzmanlaşmış bir ünite (Türk Silahlı Kuvvetleri dışında) maalesef  yoktur. Dünyada askeri havacılıkta tıbbi uygulamalar 86 yıldan, Türk Hava Kuvvetlerinde ise 73 yıldan beri devam etmektedir. Türk sivil havacılığında bu anlamda bir eksikliğin varlığını başta Ulaştırma ve Sağlık Bakanlıkları olmak üzere, THY ve diğer büyük sivil havacılık kuruluşları ile üniversitelerimizin fark etmemeleri ve sorumluluk üstlenmemeleri şaşırtıcıdır. Şu anda ülkemizde konuyla ilgili olarak inisiyatif almış sadece 2 kurum vardır: Türk Hava Kuvvetleri ve Gülhane Askeri Tıp Akademisi. Ulaştırma Bakanlığı’nın da son aylarda nihayet bir çalışma başlattığı ve sivil uçuş doktoru yetiştirmek üzere Hava Kuvvetleri ile protokol yapacağı öğrenilmiştir.

Yurtdışı ve Yurtiçi Yönergeler, Uygulamalar

Ülkemizin de kurallarına uymakla yükümlü olduğu Uluslararası Sivil Havacılık Birliğinin (ICAO) 1985 tarihli pilot lisansı yönergesinde (Bölüm 1, madde 2.4.4) pilot muayenelerinin havacılık tıbbı eğitimi almış doktorlar tarafından yapılacağı hükmü vardır.

1997 tarihli JAR-FCL 3 (Joint Aviation Requirements- Flight Crew Licensing), pilotaj muayenelerinin 60-180 saatlik bir havacılık tıbbı kursundan geçmiş doktorlar (aeromedical examiner) tarafından yapılmasını gerektiren maddeler içermektedir. THY’nin uçuş yönergesi niteliğindeki FOM (Flight Operations Manual)’da da pilot muayenelerinin uçuş doktorları tarafından yapılacağı yazılıdır. Buna karşın, halihazır uygulamada bazı tıp fakültelerine, bazı devlet hastanelerine ve birkaç özel hastaneye yetki verilmiştir. Yani uluslararası yönergelerle çok ciddi biçimde usul ve esasları belirlenmiş olan uçuş muayeneleri, havacılık tıbbı eğitimi olmayan doktorların sorumluluğuna bırakılmıştır. Halbuki küçük bir fabrikada çalışmak isteyen bir doktordan bile işyeri hekimliği kursu gördüğüne dair sertifika istenmektedir; burada hem bir haksızlık, hem de usulsüzlük söz konusudur.

“Havacılık tıbbı” veya “hava-uzay tıbbı” esasen bir ihtisas dalıdır. Aeromedical examiner statüsünden başka, ABD.’de 4 merkez tarafından (Brooks-San Antonio, Pensacola-Florida, Fort Rucker-Alabama, Wright State University Dayton-Ohio’da) 3 yıl süren ihtisas ile bu dalda üst düzeyde eğitim verilmektedir. Ülkemizde ise 1986 yılında GATA’ da açılmış olan Hava ve Uzay Hekimliği Ana Bilim Dalı bu nitelikte bir uzmanlık eğitimi vermekte olup, bunun dışında hiçbir üniversitede konuyla ilgili bölüm bulunmamaktadır. TSK uçuş doktoru gereksinimini 1948 yılından itibaren Eskişehir Hava Hastanesi bünyesindeki Merkezde açılan 2-3 aylık kurslardan sağlamaktadır. Sonuç olarak havacılık tıbbı eğitiminin üç seviyede yapıldığı anlaşılmaktadır; a) 3 yıllık uzmanlık eğitimi,  b) 2-3 aylık uçuş doktoru eğitimi, c) FAA’ya göre 5 günlük, JAA’ya göre 180 saatlik aeromedical examinar eğitimi.

Avrupa Birliği’ne girmeye hazırlandığımız süreçte, JAA (Joint Aviation Authority) sivil havacılıkla ilgili olarak, tıbbi uygulamalardaki eksik ve yanlışlıkları da kapsayan 41 maddelik bir öneri paketini 2 yıl önce iletmiş bulunmaktadır. Böyle bir dış uyarı ve uçuş kesme tehdidi almak şüphesiz çok üzücüdür; sivil havacılığımızdaki tıbbi zafiyetler bugüne kadar çoktan fark edilmeli, Ulaştırma Bakanlığı’nın koordinesi ve THY öncülüğünde gerekenler yapılmalıydı.

Konuyu Aydınlatıcı Sorular :

Aşağıdaki sorular, zafiyet unsurlarını açığa çıkarıcı niteliktedir :

-Türk sivil havacılığında pilot seçimi için yerleşik bilimsel usuller, yöntemler var mıdır, varsa bugüne kadar kaç pilot adayı tıbbi nedenlerle elenmiştir ?

-Keza, yetişmiş uçuculardan kaçı son 1 yılda tıbbi nedenlerle geçici veya sürekli olarak uçuştan alıkonmuştur ? (tıbbi nedenlerle uçucuların elenmesi veya uçuştan alıkonulmaları, uçuş doktorlarının kendi tatminleri için değil, mutlaka her popülasyonda bir oranda görülen elverişsizliklerin atlanmadığının göstergesi olarak önem taşır.)

-Zirai ilaçlama, hava ambulans, hava taksi, yangın söndürme gibi sektörlerde, ya da hobi, heyecan veya spor amacıyla uçuş yapanların tıbbi uygunlukları nasıl ve kim tarafından denetlenmektedir ? (Konuya aşina olmayanlar için kopya: denetleme yoktur!)

-            Uçuş güvenliğini ilgilendiren tıbbi konularda zaman zaman bilgi tazeleyici kurslar ve uygulamalı fizyolojik eğitimler (disoryantasyon, gece görüş, hipoksi vs.) yapılmakta mıdır ?  “Böyle problemlerin olmayacağı, olursa da önlemlerin herkes tarafından bilindiği” mi var sayılmaktadır ?

-Uçuş sırasındaki acil sağlık sorunlarına uçak içinde veya yerden müdahale usulleri belirlenmiş midir, bunu yapabilecek eğitim almış personel var mıdır ? 

-Meydan doktorları, uçak yolcularından ciddi sağlık sorunları olanlardan hangilerinin uçmaması veya hangi önlemlerle uçabileceği konusunda eğitimli ve bilgili midirler,  doküman veya çek-listleri var mıdır ? 

-Uçuş emniyetine yönelik güncel tıbbi sorunlar üzerinde küçük ölçekte de olsa herhangi bir bilimsel araştırma yapılmakta mıdır, cevabı aranan sorular var mıdır ?

-Havacılık tıbbıyla ilgili dergilere abone olunmuş mudur, yurtdışındaki toplantılara personel gönderilmiş midir, TSK’nın ilgili ünitelerinden destek istenmiş midir ? (Son 5  soru için kopya: doğru cevap b. hayır)

Bu sorulardan amaç durum tespiti yapmak, yıllardır devam eden ve kanıksanmış bir zafiyeti belirlemek ve uygun önlemlerin alınması için uyarıda bulunmaktır. Pilot ve mürettebatın uçuşa uygunluğuyla ilgili seçim aşamasından, yetişmiş uçucuların, hatta hava trafik kontrolörlerinin periyodik muayenelerine, ve pilotların fizyolojik eğitimlerine kadar, uygulanacak havacılık tıbbı prosedürünün ihmali, sonuçta mutlaka uçuş emniyetiyle ilgili bir zafiyet yaratmaktadır. Bilindiği gibi sağlık hizmetlerinde üst sınır yoktur, ne yapılsa daha fazlası daha iyidir, ama bir ortalamanın da tutturulmuş olması beklenir. Maalesef sivil havacılığımızdaki görünüm ortanın biraz altındadır.

Havacılık Tıbbı Derneği’nin misyonu :

Bu problemi kökünden çözme iddiasında değil ama, bir adım olarak nitelenmesi daha doğru olmak üzere, Eskişehir’de Havacılık Tıbbı Derneği kurulmuştur. Kurucular, Hava Kuvvetlerinde uçuş doktoru olmuş, yurtdışında kurslar görmüş ve ortalama 20-25 yıl bu hizmeti her kademede vermiş deneyimli kişilerdir. Başka ülkelerdeki benzerleri gibi sivil havacılığın gereksinim duyduğu tıbbi konularda (uçucu seçimi, muayenesi, yolcuların sağlık sorunları, vs.) destek olmak, uçucular için seminerler tertiplemek, bilimsel araştırmalar yapmak gibi amaçları olan dernek, Türkiye’de birbirlerinden habersiz havacılık tıbbı sevdalılarını bir araya toplamak gibi bir işlev de görecektir. Derneğin önümüzdeki aylarda gerçekleştirmeyi planladığı çok önemli bir etkinlik ise, uçuş doktoru kursu tertiplemektir. (Havacılık Tıbbı Derneği’nin internet adresi : www.hvtd.org )

Konuyla ilgili bir bilgi : ABD.’de 700 bin havacının üye olduğu Federal Aviation Administration (FAA) 1929 yılından beri havacılığın her alanında (uçuş güvenliği, sörtifikasyon, eğitim, araştırma, vs.) çalışmalar yapmakta olup, bünyesinde 300 uçuş doktoru ve 5.600 uçuş muayenesi yapmaya yetkili hekim (aeromedical examiner) bulunmaktadır. FAA, uçuş muayenesi yapmaya yetkili doktorları (aeromedical examiners) 4.5 gün süren bir kurs ile yetiştirmekte, her 3 yılda bir 2.5 günlük tazeleme kursu vermektedir. İnternet aracılığıyla başka ülkelerdeki uygulamalar gözden geçirilmek istenirse, Singapur’da bir havacılık akademisi bulunduğu, Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda, İsviçre, Yunanistan, İsrail, Mısır, Polonya vs. ülkelerde havacılık tıbbı birlik ve derneklerinin olduğu görülebilir.

Türkiye’de konuyla ilgili TSK’nın ağırlığı bir tarafa bırakılırsa, Havacılık Tıbbı Derneği dışında bir sivil inisiyatifin bulunmaması üzücü, THY ve THK kadrolarında ise sadece birer uçuş doktoru bulunması gülünçtür.

Bir de soru : Acaba gerçekten sivil havacılıkta tıbbi destek gereksiz de, evhamlı insanların zoruyla mı zahmetlere giriliyor, başımıza iş açılıyor ?

 

TIP DÜNYASI

Sayfa başına git         Başa dön