Eski Sayılar | Künye | Ana Sayfa

.

1 Ekim 2002  Sayı: 91

Ne mutlu, bu gün de dava edilmemişim!

• Ülkemizde malpraktis ile ilgili tartışmalar sürerken bu uygulamanın handikaplarını yaşayan bir ülkeden, Amerika’dan gelen ve “durumu” dile getiren mektuptan kısa bölümler aktarıyoruz.

..Malpraktis.. Türkiye için son  derece önemli, hekimler, hastalar, tüm sağlık kuruluşları ve hukukçuların katkısını gerektiren hayati bir uygulama. Tüm  endişem, bu konunun bir oldu-bittiye getirilmemesi.

Tabii ki, yanlış sağlık uygulamalarından zarar gören hasta ve yakınlarının bir şekilde rahatlatılması ve yapılan hatalardan sağlık kuruluşları, uygulayıcılar ve halkın gereken dersi alması gerekli. Bu konunun Amerika’da ne denli çığırından çıktığını sizlere anlatmam çok zor. Basına yansıyan uygulamalar, iceberglerin sadece görünen tepeleri. Kaç tane yakın arkadaşımın hiçbir suçları olmadığı halde dava edildikleri için günlerce uyku uyumadıklarına, ağır depresyonlara girdiklerine hatta hekimliği bıraktıklarına şahit oldum. Avukatlar bir dava açtıkları zaman sadece tedavi eden hekimi değil, dosyada adı olan herkesi dava ediyorlar. Örneğin; geçen yıl ICU'da görüp elleri için splint önerdiğim comatose bir hastada, ilk defendant olarak benim adım geçiyor, gel de bunu seni provider olarak hekim listelerine alacak sigorta şirketlerine anlat. Rutin olarak sordukları "hiç dava edildiniz mi?" sorusunu yanıtla ve neden dava edildiğini anlat. Sonuç olarak ABD'de bu iş tam bir karmaşa ve defensive bir tıp uygulaması. Bu konu ile ilgili arkadaşlara soruyorum:"Kaçınız bel ağrısı ile gelen her hastaya X-Ray, Bone Scan, MRI, CBC, Sed Rate, EMG, NCS öneriyorsunuz? Türkiye'de kaç kişi bu testleri ödeyebilir, devlet, SSK bunun altından nasıl kalkar?" ...malpraktis yüzünden öylesine saçma ölümler ve sakatlıklar, sonunda- hekimlerin başına yıkılıyor ki, bu rakamları değerlendirirken bu gerçekleri de gözönünde tutmak gerekiyor. Örneğin; 90 yaşındaki hastayı eve gönderdiğinizde en az 10 tane son derece önemli, hayati tehlike taşıyan hastalığı olan hasta arabasıyla bir yere gitmeye kalkıp, trafikte kalp krizi geçirip öldüğünde, ölümün sebebi kalp krizi değil de, hastayı gerekli önlemler almadan evine yollayan hekim oluyor.

Sevgili arkadaşlar, tüm arzum güzel vatanıma, insanlarına ve onlara hizmet eden sizlere huzur ve karşılıklı güven, iyi niyet dolu, yapıcı yasaların çıkartılıp, onların uygulanması. Sizlerin posta kutusuna bakarken bizler gibi "ne mutlu bu günde dava edilmemişim" demenize gönlüm razı olmuyor.