e-posta

   Eski Sayılar | Künye | Ana Sayfa

TIP DÜNYASI
 

.

15 Nisan 2005  Sayı: 136

 

2005 Bütçe Uygulama Talimatnamesi’ndeki kısıtlamalar hastanelerin gelir-gider dengesini etkileyecek

Performans ödemeleri zorda!

Sağlık Bakanlığı’nın, hükümetin “sağlık harcamalarını azaltmak” politikası çerçevesinde 2005 Bütçe Uygulama Talimatı’nda (BUT) ilaç ve laboratuvar tetkik ücretlerini düşürmesi, hastanelerin gelir-gider dengesini de etkileyecek. İlaç ve laboratuvar tetkik fiyatlarındaki düşüşler nedeniyle en önemli gelir kalemlerinden ikisini kaybeden hastanelerin, kısıtlama yapabileceği gider kalemleri olarak personel ve performans harcamaları gösteriliyor.

Tıp Dünyası - ANKARA -  İlaç ve laboratuvar tetkik ücretlerinin düşürülmesiyle önemli gelir kalemlerinden ikisinde büyük kayba uğrayan hastanelerin, önümüzdeki dönemde performans ödemelerini yapmakta zorlanacağı belirtiliyor.

Sağlık Bakanlığı’nın “sağlık harcamalarını azaltmak” gerekçesiyle 2005 yılı Bütçe Uygulama Talimatı’nda ilaç ve laboratuar tetkik ücretlerini düşürmesi, son dönemlerde uygulanan politikalarla giderek işletmeleştirilen hastanelerin gelir-gider dengesini ve “kar marjlarını” etkileyecek. Bütçe Uygulama Talimatı’ndaki bu kısıtlama nedeniyle hastane gelirlerinin yaklaşık yüzde 50-70’ini oluşturan ilaç ve laboratuar tetkiklerinden elde edilen pay yarıya yakın oranda düştü. Önemli gelir kalemlerinden ikisinde kayba uğrayan hastanelerin gelir-gider dengesini sağlayabilmek amacıyla bazı gider kalemlerinde kısıtlama yapmak zorunda kalabileceği ve bu nedenle ilerleyen aylarda performans ödemelerinin yapılamayabileceği belirtiliyor.

Ankara, İstanbul ve İzmir’deki çeşitli hastanelerden elde edilen bilgilere göre, 2005 yılı için hastaneler ve performans ödemeleri açısından bulunulan öngörüler şöyle:

- 2005 yılı Bütçe Uygulama Talimatı ile hastanelerin 3 ana gelir kaynağından (ilaç, laboratuvar tetkikleri ve ameliyatlar/girişimsel işlemler) ikisi; yani ilaç ve laboratuvar tetkiklerinden elde edilen gelirler kısıtlandı. Bu durumda hastaneler herhangi bir ilacı aldıkları fiyatın çok az üzerinde bir fiyatla satacaklar.

- Hastane gelirlerinin yüzde 30-40’a yakını ilaçtan sağlanırken, bu oran yüzde 10-20’lere düştü.

- Aynı oran laboratuvar tetkikleri için de geçerli; yüzde 30-40 civarındaki gelir payı yine yaklaşık yarıya indi. Ancak yapılan tetkik sayısı azalmadı. Hatta daha fazla ama bu durum laboratuvar tetkiklerinden elde edilen gelirin düşmesine engel olamadı.

- İlaç fiyatlarının BUT’ta düşürülmesi, küçük hastaneler için “tasfiye olma” tehlikesini gündeme getiriyor. Daha küçük ölçekli alım yaptıkları için yeterli indirim yaptıramıyor. Bu da küçük bir hastanenin kendini idame ettirmesini zorlaştırabilecek.

- Bir hastanenin giderleri kapsamında temizlik, yemek, sekreterlik ve güvenlik anlaşmaları, sözleşmeli olarak çalışan personele verilen ücretler, yatırım harcamaları ile performans adı altında bilinen ödemeler bulunuyor. Bunun dışında Hazine’ye verilen yüzde 15’lik ve Sağlık Bakanlığı’na verilen yüzde 4’lük paylar da önemli gider kalemlerini oluşturuyor.

- Bütün bu giderler içinde kısıtlanabilecek olanlar belli. Temizlik ve sekreterlik hizmetlerinde bazı kısıtlamalara gidilebiliyor ancak bunlarda yapılacak kısıtlamaların hastalara sunulan hizmetler açısından bazı sorunlar da yaratabileceği belirtiliyor. Güvenlik hizmetlerinde ise kısıtlama yapılabilmesi söz konusu görülmüyor. Ayakta kalabilmek ve hizmet kalitesini bir düzeyde tutabilmek için yatırım harcaması da zorunlu görünüyor.

- Bütün bu gelir gider dengesi içinde performans ödemelerinin de önümüzdeki dönemde zora girebileceği belirtiliyor. Performans ödemelerine devam edilse bile bu oranın giderek düşeceğine kesin gözüyle bakılıyor.

- Ayrıca SSK hastanelerinin devir süreci ve söz konusu uygulamalar SSK hastaneleri açısından da bir tehlike oluşturuyor. SSK hastanelerinin “tahsilat sistemlerinin olmaması” ve Sağlık Bakanlığı sisteminden gelmeyen hastaneler olmaları nedeniyle önümüzdeki dönemde farklı zorluklar yaşayabilecekleri belirtiliyor. “SSK kardeş hastane” uygulaması çerçevesinde Sağlık Bakanlığı’ndaki mevcut “kardeş hastanelerin” gelirlerine “ortak olabilecek olmaları” da giderleri artırıcı bir unsur olabilir gözüyle bakılıyor. Bu durumun da doğal olarak performans ödemelerine olumsuz yansıyabileceği tahmininde bulunuluyor.

- Artık tamamen işletmelere dönüştürülen hastaneler için geliri artırmak da olanaklı görülmüyor. Çünkü, bu koşullarda Türkiye “sağlık pazarı” hızla “büyüme” şansına sahip gözükmüyor. Çabayla hasta sayısı artırılamayacağına göre; hastanelerin kapasiteyi artırarak değil ancak etik dışı yollara başvurarak ya da aynı anlama gelebilecek biçimde piyasada kıyasıya rekabet ederek gelir artırmayı deneyebilecekleri belirtiliyor.

- IMF’ye verdiği sözler doğrultusunda bu düzenlemeleri yapan hükümetin, hastanelerin çökmesine neden olabilecek bir sistemi taammüden uyguladığı dile getiriliyor.

 

 

TIP DÜNYASI

Sayfa başına git         Başa dön