e-posta

   Eski Sayılar | Künye | Ana Sayfa

TIP DÜNYASI
 

.

15 Nisan 2005  Sayı: 136

 

“Artık yeter!!!”

Her şeye karşın, tüm sağlık çalışanları ile birlikte günde 1 milyon insanın sağlığının korunması ve acılarının dindirilmesi için uğraş veren iyi hekimlik değerleri ışığında sağlık kurumlarını insan sıcaklığı ile ısıtmaya çalışan bir meslek grubuyuz.

Mesleğimizin doğasında ve sağlıkta geleneksel olarak varolan moral değerleri (empati, dayanışma, eşitlik, adalet, yardım etme, barış, vb.) koruyup geliştirme için çaba gösteriyoruz.

Ancak, tüm önerilerimize karşın özellikle son 25 yıldır uygulanagelen politikaları sürdürmekte ısrar eden mevcut iktidarın uygulamaları sonucu sağlığın piyasanın vahşi koşullarına teslim edilmesi girişimleri hekimlik mesleğinin moral değerlerini ve çalışma ortamını, sağlık ve ülke ortamını a1.jpg (25569 bytes)önemli ölçüde tahrip etmekte ve hepimiz için büyük bir tehdite dönüşmektedir.

Dahası söz konusu uygulamaların bugün ortaya çıkmakta olan ve insan haklarına, sağlık hakkına, ekonomik rasyonaliteye aykırı sonuçlarını BİZLER HEP DEMİŞTİK.

Bu çağrı;

Mesleğimizin olduğu kadar, insana ve bir topluma ait temel değerlerdeki tahribata karşı “NEREYE KADAR” çığlığıdır.

Bu çağrı;

Kurumların çökertilmesi yetmezmiş gibi eğitim hastanelerindeki 3.000 uzman, başasistanı bir gecede sürme girişiminde bulunarak,

Kurum hekimliklerinde görev yapan 5.000 meslektaşımızın geleceğini belirsizleştirerek,

45.100 pratisyen hekimin en azından yarısını işsizliğe, diğer yarısını ise günde 24 saat 7 gün çalışmaya zorlayarak,

Kamu Personel Kanunu ile tüm hekimler ve sağlık çalışanlarına iş güvencesiz sözleşmeli istihdamı esas alarak,

Dahası hekim ve sağlık çalışanlarını asgari ücretin 3 katına kadar ücretlerle, birkaç aylığına taşeron firma işçilerine dönüştürmeye çalışarak, çalışma ortamımızı tahrip eden sevgisiz, hürmetsiz uygulamalara itirazımızdır.

Bu çağrı;

İnsanca yaşayabilecek emeğimizin  karşılığı, hak ettiğimiz ücretlerimiz yerine, bizleri tıbbın temel ilkesi olan en az girişim ile en etkin sağlık hizmeti sunmanın tam tersi en küçük parça başına para anlamına gelen,  güvencesiz ve emekliliğe yansımayan ödeme biçimlerine itirazımızdır.

Bu çağrı;

800 YTL maaşlarla geçinemeyen emekli hekimlerin zorunlu olarak çalışmalarına bile tahammül edemeyen vefasız yaklaşımlara itirazımızdır.

Bu çağrı;

Asli işlevi eğitim, araştırma, sağlık hizmeti üçlüsü olan tıp fakültelerinin çökertilmesi girişimleri yetmezmiş gibi, hiçbir bilimsel dayanağı olmadan, sağlıkta “insan gücü” planlaması yapılmadan yeni 15 tıp fakültesi açma isteklerine itirazımızdır.

Bu çağrı;

Şişli Etfal, Ankara Numune gibi asırlık tarihleri olan sağlık kurumlarını “hiçbir değer tanımayan” bir tüccar edası ile satma girişimlerine isyanımızdır.

Bu çağrı;

Bu ülkenin 40 yıllık birikimi olan 5.600 sağlık ocağındaki birinci basamak sağlık hizmetlerini çökerten “aile hekimliği” adı altındaki uygulamalara itirazımızdır.

Bu çağrı;

Hastaları müşteri, sağlık kurumlarını işletme, sağlığı sıradan bir meta olarak gören zihniyete, insanın biyolojik varlığını ve hasta olarak güçsüzlüğünü insafsız bir sömürü kaynağı haline getiren, “sağlık tüketimini” artıran bu sürece isyanımızdır.

Bu çağrı;

a2.jpg (28619 bytes)Böyle bir zihniyetin somut belgesi olan aylık geliri 118 YTL olan kişilerden bile 58 YTL ek sağlık vergisi alan, dahası aşı, her türlü muayene, tetkik, tedavi, ilaçtan katkı payları alıp, sağlık hizmetini sınırlayan, sağlığı bir hak olmaktan çıkarıp, paran kadar sağlığa mahkum eden “Genel Sağlık Sigortası” adıyla sunulan girişimlere itirazımızdır.

Bu çağrı;

Bu tür bilinen yasalar bile beklenmeden, kamuoyunda “Torba Yasa” diye trajik komik adla bilinen yasada  çeşitli yasalardaki sağlık hakkı ile ilgili düzenlemeleri kelime kelime ayıklama (aşı, vb. koruyucu hizmetlerin ücretli hale getirilmesi, yeşil kartlılardan %20 katkı payı alınması vb.) “açıkgözlülüğüne” itirazımızdır.

Bu çağrı;

Hekimler dahil tüm çalışanlar için emekliliğin hayal olacağı düzenlemelere itirazımızdır.

Bu çağrı;

İnsanı yok eden bu politikaların sonucu ortaya çıkan ve çıkacak sorunların tek sorumlusu olarak bizleri göstermeye çalışan, bu doğrultudaki çabalarını ‘Malpraktis’ yasası ile somutlaşan çalışmaları, yeni Türk Ceza Kanunu maddeleri arasına sıkıştırmaya çalışan anlayışlara itirazımızdır.

Bu çağrı;

Metalaşan dünyada, insanı önceleyen reflekslerin tükenmediğinin ilanıdır.

Bu çağrı;

Hekimlik/sağlık/ülke ortamındaki bu tahribatı durdurmak ve hayatı güzelleştirmek için “ARTIK YETER” kararlılığıdır.

Bu çağrı;

Bu söylenenlerin onurlu tüm hekimler, sağlık çalışanları ve ülkemizdeki tüm insanlarca paylaşılacağına inancın bir ifadesidir.

Bu yüzden çağrımız 100 bin hekime, tüm sağlık çalışanlarına ve örgütlerine, ülkemizdeki 70 milyon insana ve onların örgütlerinedir.

Artık insanlık için bir varoluş sorunu haline gelen bu gelişmeler karşısında, Türk Tabipleri Birliği son olarak 5 Kasım 2003 tarihinde başlattığı GöREV sürecini daha etkin olarak geliştirme kararlılığındadır.

Çözüm ise insanı, bilimi, aklı, ahlakı esas alan politikalarla olanaklıdır.

-Sürgünlerin önünü açan Atama ve Nakil Yönetmeliği’nin ilgili maddelerinin kaldırılması, kalıcı çözümler için gerekli ortamın yaratılması,

a3.jpg (29552 bytes)-İş güvencesiz, sözleşmeli istihdamı sağlayan “Kamu Personel Kanunu Taslağı” dahil, girişimlerin durdurulması,

-İnsanca yaşayabilecek, adil bir ücretlendirme politikasının sağlanması,

-15 yeni Tıp Fakültesi açma girişimlerinin durdurulması,

-Sağlığı bir hak olmaktan çıkarıp kişilerin sorumluluğuna bırakan çağdışı uygulamaların, özel olarak TBMM gündeminde olan ve ek sağlık vergisi olmasının ötesinde sağlıkla ilgili tüm değerleri yok eden “Genel Sağlık Sigortası Kanun Tasarısının” geri çekilmesi,

Nitelikli, eşit, ulaşılabilir, parasız sağlık hizmetinin sağlanabilmesi için;

Ülke kaynaklarının akıldışı bir şekilde, çok küçük bir kesime “borç faizi” adı altında aktarmaktan vazgeçilerek, bu ülkenin ezici çoğunluğunun, başta sağlık olmak üzere temel ihtiyaçlarına yönlendirilmesi,

-Ülkemizde bir moral seferberliğin başlatılabilmesi,

Bir başka deyişle; “mesleğimize, geleceğimize, sağlık hakkına sahip çıkmak için”

21 Nisan 2005 Perşembe günü (acil hizmetler ile çocukların, hamilelerin, diyaliz hastalarının, yoğun bakım hastalarının ve kanserli hastaların acil olmasa bile her türlü tıbbi tedavisi aksatılmamak kaydıyla) sağlık hizmeti sunulamayacaktır.

Kuşkusuz ki, bu çağrımız sonuç alıncaya kadar tüm ülkede sürdürülecektir.

TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ
MERKEZ KONSEYİ

 

 

 

 

 

 

a4.jpg (28316 bytes)    5.jpg (29639 bytes)

 

TIP DÜNYASI

Sayfa başına git         Başa dön