e-posta

   Eski Sayılar | Künye | Ana Sayfa

TIP DÜNYASI
 

.

1 Nisan 2005  Sayı: 135

 

hukuk
köşesi

Avukat Mustafa Güler

Rapor mevsimi yaklaşırken...

Havalar ısınmaya başladı. Ağaçlarda kısmen çiçekler göründü Ankara'da.

Kimilerince 1 Nisan şakası olarak nitelenen yeni Türk Ceza Yasası gündemde.

Bu arada üniversite giriş sınavı ile birlikte rapor mevsimi de yaklaştı.

Hekimlerin, hastaların dinlenmelerini gerekli görmeleri demek olan rapor verilmesi Türkçe'de nedense rapor verilmesi değil de rapor alınması olarak yerleşmiş. Etkin olan hekim değil hasta olmuş.

Görevden alınan ya da tayini çıkan bir memurun 'rapor alacağı' haber metinlerinde söylenir hale gelmiştir.

Son yıllarda, üniversite sınavına girecek lise son sınıf öğrencilerinin okulun son iki ayını rapor ile geçirmeleri de haber değerini yitirmiş bir olgu olarak karşımıza çıkmıştır. Öyle bir hal almıştır ki bu, ilkeli bir biçimde çocuğunu okula göndermekte kararlı anne babalar okul yöneticileri tarafından çocuklarına rapor almaları konusunda uyarılmışlar, nasıl rapor alabilecekleri ile ilgili olarak yol bile gösterir olmuşlardır. Dersaneler, öğretim yılının sonuna yaklaşıldığında -bir yandan teorik olarak okul devam etmesine rağmen- programlarını tam gün ders yapılır hale getirip çocukların okul ile ilişiklerinin fiilen kesilmesi yönünde ikincil baskı unsuru haline gelmişlerdir.

Bütün bunlar, Milli Eğitim Bakanlığının çözmesi gereken bir sorun gibi görünmekle birlikte belirtilen uygulamaların yapılabilmesinin tek yolu sağlık kurulu raporu olduğundan sürecin hekimleri de ilgilendirdiğinde kuşku bulunmamaktadır.

Hasta olmayan bir kişiye istirahat raporu düzenlenmesi, gerçeğe aykırı rapor vermek şeklinde nitelenen bir suçtur. Yeni Türk Ceza Yasasının 204. maddesinin ikinci fıkrasına göre "Görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu resmi bir belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren, gerçeğe aykırı olarak belge düzenleyen veya sahte resmi belgeyi kullanan kamu görevlisi üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır."

Resmi kurumda düzenlenen sağlık kurulu raporunun resmi belge olduğu dikkate alındığında, raporda belirtilen hastalığın hiç olmadığının bilinmesine karşın, kasıtlı olarak, gerçeğe aykırı biçimde rapor düzenlenmiş olması suç oluşturur ve rapor altında imzası olan bütün hekimleri sorumluluk altına sokar.

Bütün bu belirtilenler dışında asıl dikkat çekmek istediğim nokta hekim raporlarının ağırlığını yitirmesi durumunda olacaklardır. Örneğin bir kaymakam hekimlerin memura rapor vermeden önce ilgili birim amiri ile telefon ile görüşülerek aydınlatılmasını ve lüzumsuz rapor verilmemesini isteyebilmektedir!

 

 

 

 

 

 

TIP DÜNYASI

Sayfa başına git         Başa dön