e-posta

   Eski Sayılar | Künye | Ana Sayfa

TIP DÜNYASI
 

.

15 Mart 2005  Sayı: 134

 

TTB GPE Başkanı Doç. Dr. Özen Aşut, “Genel Pratisyenlik Geçiş Dönemi Eğitim Programı”nı anlattı…

Ankara’dan sonra 7 il daha saha eğitimlerine başlıyor

Tıp Dünyası - ANKARA - Türk Tabipleri Birliği Genel Pratisyenlik Enstitüsü (TTB-GPE) Başkanı Doç. Dr. Özen Aşut, GPE’nin mezuniyet sonrası eğitim çalışmaları doğrultusunda yürütülen “Geçiş Dönemi Eğitim Programı”nın, Ankara’dan sonra 7 ilde daha başlatılmak üzere olduğunu söyledi. 8.jpg (4887 bytes)Aşut, eğitim programının gönüllü olan tüm pratisyen hekimlere açık olduğunu bildirdi.

Bugüne kadar, kurslarda ders verecek eğiticilerin eğitimini gerçekleştiren GPE, 24 Kasım tarihinden itibaren sağlık ocaklarında görev yapan pratisyen hekimlerin eğitimine başlamış, ilk kurs Ankara’da gerçekleştirilmişti. Doç. Dr. Özen Aşut, programın içeriğine, bugüne kadar yapılan çalışmalara ve bundan sonra yapılacaklara ilişkin olarak Tıp Dünyası’nın sorunlarını yanıtladı:

- GPE’nin mezuniyet sonrası eğitim çalışmalarıyla ilgili bilgi verir misiniz?

GPE’nin amacı genel pratisyenlik meslek eğitimini düzenlemek ve bu alanda birinci basamak sağlık hizmetine yönelik meslek eğitimini düzenlemek ki bu mezuniyetten sonra gerçekleştiriliyor. Tıp eğitimini bitirmiş bir hekim buna katılabiliyor. Dünyadaki ölçütlerden biri bu. Uzmanlık eğitiminin diğer alanlarında olduğu gibi genel pratisyenlik alanında da meslek eğitiminin 6 yıllık tıp eğitiminden sonra başlaması bir koşul. Biz de buna göre düzenliyoruz. Asıl amacımız, birinci basamakta çalışan hekimin bu hizmete uygun olarak yetiştirilerek, nitelikli birinci basamak sağlık hizmeti vermesi.

- Geçiş dönemi eğitim programı hakkında bilgi verir misiniz?

GPE meslek eğitimi çalışmaları, 1998’de kuruluşundan sonra başladı. Programlar oluşturuldu, 2000’de de eğitici eğitimleri başladı. Kriterlerden biri eğitim verecek olanların genel pratisyen olması. Bu nedenle onların eğitimine öncelik verdik. 2000 yılından itibaren, kurslar biçiminde eğitici eğitimi başladı. Bugün itibarıyla 250’nin üstünde pratisyen hekim bu eğitimlere başlamış durumda. Kuşkusuz bu sayı yeterli olmayacak; bir yandan eğitici eğitimleri de sürecek ama biz bir yandan da geçiş dönemi eğitiminin başlamasını öngördük. Buna yönelik programlar hazırlandı. Geçiş dönemi eğitimi, eğitici eğitiminden farklı. Bu da 2004 Kasım’da Ankara’daki eğitimlerle başladı. Üç kurs yapıldı (GPE’nin felsefesinin temel özellikleri, eğitim becerileri, iletişim becerileri), yakında dördüncüsü yapılacak (bilgisayar kullanımı).

Şu ana kadar eğitimi almış olan kişiler 20 kişi.

- Eğitim nasıl yapılıyor, biçimsel olarak?

Ankara’daki eğitim kurs biçiminde sürüyor, ama asıl amacımız bu eğitimlerin sağlık ocağında yani çalışma yerinde ve kurs biçiminde değil de zamana yayılmış bir biçimde düzenlenmesi.  Herkesin hem aradaki zamanları da değerlendirerek, hem de işini sürdürerek bu eğitimi yapmasını istiyoruz. Buna göre, bir pratisyen hekim, bir eğitici, çalıştığı yerlerde ya da yakın yerlerde çalışan ocak hekimleriyle bir grup oluşturarak, bu gruba hazırlanmış programı sunacak. Eğitimin bir kısmını hekimlerle tartışarak, bir kısmını da başka kişilerin katılımını da sağlayarak gerçekleştirecek. Etkileşimli, öğrenci merkezli dediğimiz katılımcı yöntemleri kullanarak, soru  çözmeye dayalı bir eğitim biçimi… Bu eğitimin de koordinasyonunun sağlanması geçerli yöntem. Ders anlatmak değil de birlikte tartışarak, hazırlıkları bir araya getirerek eğitim gerçekleştirecekler.

- Ankara’daki eğitim de bu şekilde mi gerçekleştirildi?

Ankara’daki eğitimi bu şekilde yapamadık. Çünkü çok değişik yerlerden hekimler katıldı, kurs şeklinde yaptık. Sonuçta bu eğitim yaygınlaştığında grup eğitimi şeklinde olmasını öngörüyoruz.

- Programın içeriği hakkında da bilgi verebilir misiniz?

İki bölümden oluşuyor, temel bölümler ve klinik modüller bölümleri. Temel modüller bölümünde daha çok eğitimin toplumsal ve halk sağlığı yönünü de içerecek ileşitim, eğitim becerileri, genel pratisyenliğin felsefesi, epidemiyoloji, sağlık yönetimi ve bilgisayar konularını içeriyor. Daha sonra da tıbbın klinik alanlarına yönelik olarak klinik modüller bölümü var. Bu bölüm de 10 modülden oluşuyor. Birinci bölümün temel modüllerinin kurs biçiminde olabilmesine karşın, klinik modüllerin tamamı yerinden eğitim biçimde olacak.

- Ankara dışında herhangi bir yerde saha eğitimine başlandı mı?

Çalışmalar başladı. Enstitünün 10 eğitim bölgesi var şu anda. Bu bölgelerde bölge kurulları oluşturuldu. Bu kurullar çalışmalarını sürdürüyorlar ve geçiş dönemi eğitim programını tamamlıyorlar. Mart ayında bu bölgelerden çoğunda eğitimin başlanacağı bilgisi verildi. Bu bölgeler arasında İstanbul, İzmir, Diyarbakır, Hatay, Trakya ve Samsun bulunuyor. Diğer iki bölge olan Adana ve Kocaeli’de de hazırlıklar sürüyor.

GPE’nin örgütlenmesinde bir yönetim kurulu ve bir bilim kurulu bulunuyor. Bilim kurulu şu anda eğitimin klinik modüller bölümünün çalışmalarını yürütüyor. Bu eğitimlerin de önümüzdeki günlerde hazır olacağını ve temel modüllerden sonra başlanacağını söyleyebiliriz. Eğitimin bu bölümü ağırlıklı olarak beceri eğitimine yönelik olduğu için bu becerilerin kazanılması açısından sağlık ocağı dışında hastanelerden ya da başka sağlık kurumlarından yararlanılması söz konusu olacak eğitimlerin bir bölümü sağlık ocağı dışındaki bazı yerler kullanılacak. Bunun için bölgelerdeki hastanelerle ve özellikle eğitim ve üniversite hastaneleriyle ilişkilerimiz sürüyor.

- Eğitim programına kimler katılabilir, katılım için belirli koşullar var mı?

Enstitünün, katılımcılar arasında esas ölçütü gönüllülük temeline dayalı. Amacımız, isteyen herkesin bu eğitime katılabilmesi. Tüm pratisyen eğitimlere açık bir eğitim olacak. Özellikle sağlık ocağında çalışan hekimlerin bu eğitime katılmasını istiyoruz,önceliğimiz sağlık ocağı hekimleri. Çünkü eğitimimiz burada çalışan hekimlere yönelik.

- Eğitimi alanların geri bildirimleri nasıl? Sağlık ocağındaki çalışmalarına katkısı oluyor mu?

Aslında uzun dönemde, eğitimi değerlendirme yöntemlerinden biri olarak, hizmet yerindeki çalışmalarında ne kadar farklılık gösterdiklerini, yani eğitimden ne kadar yararlandıklarını ölçmek gerekir. Sayı az olduğu için şu anda bunu yapacak durumda değiliz. Ama gözlemlerimiz çok olumlu. Farklı katkıları olduğunu söylüyor arkadaşlar. Şimdiye kadar yaptıkları pek çok şeyi daha farklı yapmaları gerektiğini fark ettiklerini söylüyorlar. Özellikle hasta hekim ilişkisinde çok katkısı olduğunu belirtiyorlar.

- Bu eğitimin yurt dışındaki örnekleri nasıl?

GPE’nin eğitimi dünya ve özellikle de Avrupa’daki eğitimlerden yararlanarak düzenlendi. Pek çok ülkenin deneyimlerini arkadaşlarımız incelediler. Kimisi yayınlar üzerinden, kimi yerinde görerek incelendi. Onların çalışmaları değerlendirildi ve birçok ülkenin örneğinden yararlanıldı. Ayrıca ülkemizde daha önce yapılmış birinci basamağa yönelik eğitimler söz konusuydu. Onların deneyimlerinden yararlanıldı. Ama sonuçta oluşturulan eğitim programı, tümüyle eğitim çalışmalarına katılan pratisyen hekimlerin gerçekleştirdiği özgün ve kapsamlı bir program. Genel pratisyenlik alanı dünyada da yeni uygulanmaya başladı; son 20 yılda. Bu açıdan gelişme aşamasına hala. Değişik programlar deneniyor. Türkiye’dekinin bu programların oldukça gelişmiş bir biçimi olduğunu söyleyebiliriz.

- Programı hangi olanaklarla gerçekleştiriyorsunuz, finans sorununu nasıl çözüyorsunuz?

GPE’nin yönetim kurulunun bileşimine baktığımızda, TTB organlarının, Pratisyen Hekimler Kolu’nun eğitim koordinatörlerinin ve Pratisyen Hekimler Derneği’nin temsilcileri var. Ayrıca Sağlık Bakanlığı’nın, Çalışma Bakanlığı’nın ve üniversitelerin temsilcileri var ama esas olarak çalışmalar TTB tarafından finanse ediliyor. Geçiş dönemi eğitim programının gerçekleşmesinde de yerel olarak sağlık müdürlüklerinin sınırlı da olsa katkıları oluyor. Ayrıca, burada olması gereken Sağlık Bakanlığı’nın TTB ile yakın işbirliği içinde bunu ülke çapında yaygınlaştırmasıdır. Avrupa Genel Pratisyen Hekimler Birliği (UEMO) de bunu önermektedir. Bu bir kamu görevi olarak ve kamu tarafından finanse edilerek yapılmalıdır.

- Bu eğitime katılmak isteyen bir pratisyen hekim ne yapmalı?

Daha önce de belirttiğim gibi, bu eğitime katılmak tümüyle gönüllülük temeline dayalı.Gönüllü olan herkesin katılabileceğini vurgulamak istiyorum. Bunun için özellikle tabip odalarının pratisyen hekimlik kollarına başvurulması gerekiyor. Çünkü eğitim programının yerel düzeyde başlaması, tabip odalarının pratisyen hekimlik kollarında çalışan eğitim koordinatörleri sayesinde yürütülüyor. Yerelde pratisyen hekim komisyonları, tabip odaları ve Türk Tabipleri Birliği. Şu anda eğitime katılanlardan herhangi bir ücret istenmiyor.

- Aile hekimliği ile ilgili olarak yürütülen yasal hazırlık, hem genel pratisyenlik alanını hem de bugüne kadar bu aşamaya getirilmiş olan bu eğitim çalışmalarını nasıl etkileyecek?

TTB, birinci basamak sağlık hizmetinde, halen ülkemizde geçerli olan sosyalleştirilmiş sağlık örgütlenmesini ve sağlık ocaklarını benimsemektedir. Bu nedenle bizim eğitimimiz de birinci basamak sağlık hizmetini bir kamu hizmeti olarak ele alan ve sağlık ocaklarından yürütülen bir eğitim olmasını öngörüyor. Birinci basamağın özelleştirilmesine yönelik bir içeriği olan, bir amacı olan aile hekimliği bu nedenle bu eğitimle bağdaşmamaktadır. Birinci basamak sağlık hizmeti, herkesin eşit bir biçimde ulaşabileceği bir hizmet olmak durumundadır. Bu nedenle de herhangi bir kısıtlama olmaksızın, herhangi bir engel olmadan herkes birinci basamak sağlık hizmetine ulaşabilmelidir.

- Son olarak eklemek istedikleriniz var mı?

Sonuç olarak, GPE ve gerçekleştirilen genel pratisyenlik meslek eğitimi programı, oldukça uzun bir zaman diliminde çok sayıda meslektaşımızın yoğun emeğiyle bugünkü aşamaya ulaşmıştır. Özellikle TTB çatısı altında 1989 yılından bu yana çaba gösteren pratisyen hekimlerin eğitim programlarının geliştirilmesinde ve uygulanmasında belirleyici rolü olmuştur.  GPE’nin 1998’de kuruluşundan bu yana pratisyen hekimlerin yanı sıra pek çok üniversite öğretim üyesi ve başka kuruluşlardan uzman meslektaşlarımızın da özverili katkıları oldu, hala da oluyor.  GPE’ye ve pratisyen hekimliğe ilgi duyan hekimlerin sayısı giderek artıyor;   özellikle pratisyen hekimlerin, Kol’da, Dernek’te, Enstitü’de görev alma istemlerinin çoğaldığını görüyoruz. Tüm bunlar, sağlık alanında yaşanan ciddi olumsuzluklara yanıt oluşturan sevindirici gelişmeler. Siyasal erkin, öbür sağlık kuruluşları gibi, kamu birinci basamak sağlık hizmetini de özelleştirme adımlarına karşı, hekimlerin birinci basamağa sahip çıktığının göstergeleri...

Bugün yapılması gereken, yeni model arayışları yerine, var olan sosyalleştirilmiş sağlık hizmeti sistemini ve sağlık ocaklarını desteklemek, günümüz koşullarında gerekli uyarlamalarla geliştirip güçlendirmektir. Bunun doğal bir uzantısı olarak da, bu örgütlenmeye uyumlu biçimde hazırlanmış olan TTB GPE’nin genel pratisyenlik meslek eğitimi programını benimsemek ve yaygın olarak pratisyen hekimlere uygulanmasını sağlamaktır. Böylesi bir yaklaşım, halen ülkemizin en önemli sağlık gereksinimi olan genel pratisyenliğe ilgiyi artıracak, birinci basamağın niteliğini yükselterek sağlık alanındaki kargaşayı olumlu yönde etkileyecektir.

 

 

TIP DÜNYASI

Sayfa başına git         Başa dön