e-posta

   Eski Sayılar | Künye | Ana Sayfa

TIP DÜNYASI
 

.

15 Mart 2005  Sayı: 134

 

ATO Genel Sekreteri Tatlıcan, 14 Mart töreninde yaptığı konuşmada Sağlık Bakanlığı’nın uygulamalarını eleştirdi

“Dönüşmek istemiyoruz”

“İlk kez bir hükümet programında sağlık temel bir hak olmaktan çıkarılıp ‘ihtiyaç’ olarak tanımlanıyor. Halka sağlık götürmekle yükümlü bir bakanlık yaptığı düzenlemelerle, kendisine ‘halka sağlık hizmeti satan yerel ve uluslararası kuruluşları denetleme’ görevini atfediyor.”

Tıp Dünyası - ANKARA - Ankara Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Semih Tatlıcan, Türkiye’de son 20 yılda yaşanan gelişmelerle, sağlığın kamusal bir hizmet olarak değerlendirilip sunulmak yerine, piyasa mekanizmalarıyla işleyen ve insanın sağlıksızlığı üzerinden kar edilmeye çalışılan bir sektör haline getirilmeye çalışıldığını söyledi.

4.jpg (5157 bytes)Tatlıcan, Ankara’daki tıp fakülteleri ve Ankara Tabip Odası’nca düzenlenen 14 Mart Tıp Bayramı töreninde yaptığı konuşmada, Sağlık Bakanlığı’nın uygulamalarını eleştirdi. Sağlığın parasız bir hizmet olmak zorunda olduğunu vurgulayan Tatlıcan, “Bireylerin tek tek sağlıklı olması o ülkedeki hekimlerin onları ne kadar iyi tedavi edebildiğinden çok, o bireylerin beslenme, barınma gibi en temel ihtiyaçlarıyla daha çok belirlenmekte ve dolayısıyla gelir düzeyleriyle birebir paralellik göstermektedir. Yoksullar daha çok hastalanmakta, sağlık hizmetine daha çok ulaşmakta ve de daha kolay ölmektedirler” diye konuştu. Tatlıcan, bebek ölüm hızının bir toplumun sağlık durumu açısından en temel göstergelerden biri olduğuna işaret ederken, Türkiye’de bu oranın komşu ülkeler arasında sadece savaş ortamındaki Irak’tan daha iyi olduğuna dikkat çekti.

Sağlığa yeterince kaynak ayrılmamasını eleştiren Semih Tatlıcan, ilk kez bir hükümet programında sağlığın temel bir hak olmaktan çıkarılıp “ihtiyaç” olarak tanımlanmasına da tepki gösterdi. Tatlıcan, “ihtiyaç” tanımlaması ile hastanelerin birer işletme, hastaların müşteri, hekim emeğinin de bir maliyet uygulaması haline getirildiğini vurguladı. Semih Tatlıcan, Sağlık Bakanlığı’nın uygulamaya koyduğu yasal düzenlemelerin yaratacağı sonuçları şöyle sıraladı:

- Sağlık Bakanlığı’nın icracı bir bakanlık olmaktan çıkarılıp denetleyici bir görev üstlenmesi. (Halka sağlık götürmekle yükümlü bir bakanlık, kendisine “halka sağlık hizmeti satan yerel ve uluslararası kuruluşları denetleme” görevini atfetmektedir.)

- Sosyal güvenlik kurumlarının tek çatı altında toplanması. (Sağlıkta finansman ve sağlık hizmeti sunumunun ayrılması ve esasen sosyal güvenlik tanımı altında yer alan her tür hakkın parçalanarak tek tek satılması hedeflenmektedir.)

- Hastanelerin yerel yönetimlere bağlı işletmeler haline getirilmesi ve sağlık satarak kar eden kurumlar haline getirilmesi.

- Sağlık ocaklarının yerine aile doktorluğu muayenelerinin konulması ve 1. basamak hizmetlerinin de piyasaya açılması.

- Tüm hekimlerin ve sağlık çalışanlarının iş güvencesiz, sözleşmeli olarak çalışmasıve sağlık çalışanlarının maliyetinin düşürülmesi.

Hekimlerin iş güvencesiz çalışmak değil grevli, toplu sözleşmeli sendikal hakka sahip olmak; hasta bakmak değil, hasta muayene etmek; hastasından para kazanmak değil, her insanın sağlıklı yaşam hakkına katkıda bulunmak istediklerini kaydeden Tatlıcan, konuşmasını Albert Camus’nun “Dönüşmek istemiyoruz” sözleriyle bitirdi.

 

 

TIP DÜNYASI

Sayfa başına git         Başa dön