e-posta

   Eski Sayılar | Künye | Ana Sayfa

TIP DÜNYASI
 

.

15 Mart 2005  Sayı: 134

 

aradabir...

Aile hekimliği: Umarım böyle başlamazsınız!

Dr. Çınar Örge*

Uzun zamandan beri Türkiye’deki gelişmeleri izlemekteyim.

Anladığım kadarıyla Türkiye’de hükümet, Almanya tarzında bir sistemi yürürlüğe koymaya calışıyor: Genel Sigorta ve Aile Hekimliği. Bunu da yine Almanya’da olduğu gibi götürü usulü ve vasat bir ücret ile yapmaya çalışacak gibi. Almanya’daki sistem ne yazık ki doğru dürüst calışamamakta. Eğer sistem şu an yürüyorsa, bunun nedeni Almanya’nın zenginliği (sağlığa harcanan resmi para 125-130 milyar avro). Buna rağmen sistem her sene milyarlarca avro açık veriyor. Almanlar’ın ne kadar düzenli, ne kadar kontrolcu olduğunu ve buna rağmen sistemi kontrol altında tutamadıklarını düşünürseniz, Türkiye’de böyle bir sistemin çalışamayacağını tahmin edebilirsiniz.

Kanımca, aşağıda olduğu gibi düşünülen bir sistem kesinlikle yürümez:

1. Götürü usulü çalışmak işin kalitesini bozuyor. Yani doktor için hastasına nasıl baktığı önemli olmuyor, kaç hasta baktığı önemli oluyor.

2. Hasta sayısı bir kriter olduğu için çalışan doktor mecburen hasta sayısını arttırmaya çalışacak. Hastalar önemsiz nedenlerle de olsa tekrardan muayeneye cağrılacak. (Ödemeler aylık dilimlere göre hesaplanacaksa, hasta ayda bir kontrol edilecek ya da Almanya’da oldugu gibi hasta 3 ay sonrasi icin tekradan kontrole cagrılacak.)

3. Hekime gitme eşiği düşeceği için zaten hasta sayısında bir patlama olacak. 

4. Bu nedenle yazılan ilaç sayısında bir patlama olacak, ilaç sanayisi sevinecek ve doktorlara daha çok baskı uygulanacak (Almanya’da doktorlar, ortalamanın üzerinde yazdıkları ilaçlar için sorumlu tutuluyorlar ve fazla ödenen paralar doktorlardan geri alanıyor!)

5. Ev ziyaretleri gibi durumlarda patlama olacak. Arabası ve taksiye binecek parası olmayan herkes sözde sağlık durumu kötü olduğu için ev ziyareti isteyecek.

6.Yıllık sözleşme demek, her an kapı önüne konulmak anlamına gelir!

7. Bürokratik işlemler artacak. Doldurulması gereken formlar, başvurular, onaylar vs.

8. Artan hasta sayısı ve sorumluluklar nedeniyle hekimlerin meslek sigortası primlerinde bir artma olacak.

9. Politika ya da bürokrasi doktorları, doktorlara kırdıracak. (Örneğin Almanya’da bir grup isyan edince -ki en son ortodontistler sisteme karşı bayrak açtılar- politika hemen, genel olan yabancı düşmanlığını unutup, “Bakın ha! Polonya’dan doktor getiririz” diye tehditlere başladılar, ama tutmadı, çünkü Polonya’lılar bile buraya gelmediler!) 

10. Daha önemlisi ise şunlar:

    - Eğer kullanıma açık olan maddi bütçe aşılırsa ne olacak? Örneğin sağlık harcamaları planlananın üzerine çıkarsa bunun riskini kim taşıyacak. Hasta? Sigorta? Devlet? Ya da doktorlar? (Şu an Almanya’da olan durum sonuncusu.)

    - Eğer demografik nedenlerle sistem ödenemeyecek hale gelirse rizikosunu kim taşıyacak? Hasta? Sigorta? Devlet? Ya da doktorlar? (Şu an Almanya’da olan durum sonuncusu.)

......

Bütün bu saydıklarım Almanya’da hergün yaşadığımız olaylar! Sanırım bu işi Türkiye’de düzenleyenler Almanya’nın en iyi zamanlarında (1970-80 lerde) Almanya’da çalışmışlar ve yeni gelişmelerden pek haberleri yok!

Biz dermatolog olarak (iki hekim) üç aylık bir dönemde 3 bine yakın hasta muayene ve tedavi ediyoruz. Günlük yaklaşık 150-200 hasta görüyoruz! Bu işlemlerin içerisinde basit bir muayeneden, detaylı alerji testlerine, dermatolojik ameliyatlar, phototherapi, phleboloji, proktoloji ve ev gezilerine kadar herşeyi kendimiz yapıyoruz. Hastaların bizimle ilgili bütün sosyal sorunları ile uğraşmak zorunda kalıyoruz (Örnegin dekubitisi olan birine ilaç ya da malzeme yazıp eve yollayamıyoruz, bakıcısını buluyoruz, tedaviyi organize ve garanti ediyoruz, ev gezilerini yapıyoruz, sigortaya raporlarını yolluyoruz, beslenmesini kontrol ediyoruz, bir de yaraları kapanmazsa sigortalardan ve hasta yakınlarından azar işitiyoruz vs.) Bu poliklinik ortamında tam 11 kişi çalıştırmak durumundayız (yaklaşık 5 tam gün çalışana tekabül ediyor). Hastalarımıza, üç ay içerisinde, en fazla 17 avroluk ilaç yazabiliyoruz! Giderlerimiz sigorta gelirlerimizin yaklaşık yüzde 70’ine geliyor!! (Eğer özel sigortalı hastalar olmazsa polikliniği sürdürmenin olasılığı yok.) Bize üç aylık dönemde hasta başına ödenen miktar yaklaşık 19 Avro! (Hastanın ne kadar sık muayene ve tedavi olduğu önemli değil, bir kere de gelse on kere de gelse aynı ücreti alıyoruz, tedavileri de dahil olmak üzere.) Sürekli sigortalarla yazışmak, mahkemeleşmek ve kavga etmek durumundayız. Her gün yeni yeni kararlar çıkarılıyor. Sürekli sistemde değişiklik yapılıyor. Bugün yazdığınızı yarın yazamıyorsunuz vs. vs. vs. 

İşin en acıklı yanı ise, son yapılan değişiklikler ile, serbest olarak çalışan doktorlar için, “hekim dakikası” adı altında bir ücret standardı çıkarıldı.

Bir tahmin edin Almanya’da çalışan bir doktor dakikada kaç avro kazanabilir?

a- 1 avro  b- 2,50 avro c- 3 avro d- 5 avro e- 77,9 cent

Yanıt e!

Umarım siz böyle bir sisteme başlamazsınız!

 

 

*Deri ve Zührevi Hastaliklar Uzmanı  Almanya

 

 

 

TIP DÜNYASI

Sayfa başına git         Başa dön