e-posta

   Eski Sayılar | Künye | Ana Sayfa

TIP DÜNYASI
 

.

15 Şubat 2005  Sayı: 132

gündem...

Dr. Füsun Sayek

Daha işimiz çok…

“Ağaçların bile sıhhatine imrenerek yürüdüm.”

Peyami Safa Dokuzuncu Hariciye Koğuşu romanındaki kahramanına böyle söyletir…

Evet, tahmin ettiğiniz gibi yatıyorum, bel ağrısından… ağrısız yürüyenlere imrenerek, dinleniyor ve okuyorum.

“Küçükler çok benzeşirler: Korku ile acının derinleştirdiği anlayışlı gözler, yaşlarına nispetle ağır tecrübelerin kırıştırdığı ve soldurduğu manalı yüzler, tahammülün düşürdüğü başlar, ve ümit… Muayene odasının kapısına ümitle bakarlar.”

Onlar bizim hastalarımız, biz onlarla başkalarının “oralara sağlam giren hasta çıkar”* diyerek olumsuzladığı ortamlarımızda buluşuruz… hergün… her saat, gece ya da gündüz…. Biz birbirimizin işiyiz, aynı olumsuz ortamın mağdurlarıyız… kaynaksız, parasız, pulsuz bırakılmış, yine başkalarının “burnumun direği kırıldı”* dediği, tuvaletleri, nöbet odaları, “toktor olup adam olamadığımızdan” değil, kaynaksız bırakıldığından böyle olan yerlerde birlikteyiz… Biz birbirimizin sevgisiyiz ve birbirimizi anlıyoruz. Varsın başkaları bu olağanüstü ilişkiyi bozabilmek için çırpınsın, zaman zaman da başarılı olduğunu sansın. Hiç de öyle değil. Bizler sevgiyi hizmetimizin temeli yaparak, kendimizi geliştirerek şevkatle sundukça bu ilişki bozulmaz. Bize ümitle bakanların beklentilerini boşa çıkarmayız.

“Doktorlar nasıl dayanıyor yaptıkları işe?

Kaderin aletleri olmanın gururu sayesinde belki.

Kurtarmak ya da kurtaramamak bir istatistik sorunu.

Tıpkı tragedya aktörleri gibi, facia her seferinde yaşansa, hiçbir doktorun yüreği dayanmaz.

Belirli bir mesafe kurtarıyor onları. Belki de alışkanlık hali.

Savaş meydanında erlerin hali. Çağ hastalıkları… Sözcüklere sığdırılmaz bir boyut.”

Abidin Dino hastalık güncesinde (Ölüm mü? Ne Buluş, Sel Yayıncılık, Ocak 2005) böyle tanı koymaya çalışıyor doktorluk durumuna. Kendini, daha iyi hizmet verebilmek için geliştirmeye çalışan, tıptaki ilerlemelerden tüm hastalarını yararlandırabilmek için daha iyisini hayal eden doktorlar. Acıyı doğuranın gerçek yüzünü gören, eşitsizliklerin giderilmesi, herkesin yazdığı reçeteye sorunsuz ulaşmasını düşleyen doktorlar… Daha işleri çok… Çünkü onlar tanık oldukları olumsuzlukların yaşanmayacağı bir başka dünyanın mümkün olduğunu biliyorlar. Bu mümkünlüğün sağlık alanında yaygın olmasa da güzel örneklerinin varolduğunu da… Bu mümkünlüğün yolunun sağlık hizmetlerinin bir kamu hizmeti olarak algılanmasıyla ve sağlığa kamu kaynağı ayrılmasıyla gerçekleşeceğini de… O nedenle de; daha fazla bütçe sağlığa kamu yatırımı, emeğinin karşılığını alacak tam süre aylıklı 40 saat haftalık çalışma (nöbet dahil) gibi isteklerini hep söyleyecekler… her yerde, her biçimde…

*:Başbakan R.T.Erdoğan’ın konuşmalarından

 

 

 

 

TIP DÜNYASI

Sayfa başına git         Başa dön