e-posta

   Eski Sayılar | Künye | Ana Sayfa

TIP DÜNYASI
 

.

15 Şubat 2005  Sayı: 132

 

TTB Merkez Konseyi’ nden Başbakan Erdoğan’a tepki:

“Hiçbir değer taşımayan tüccar”

TTB Merkez Konseyi, Başbakan Erdoğan’ın kamu hastanelerini “pazarlamasına” ve hastane ortamlarıyla ilgili yaklaşımına tepki gösterdi.

3.jpg (10740 bytes)Tıp Dünyası - ANKARA - Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kamu hastanelerine ilişkin “pazarlamacı” yaklaşımına ve sağlık çalışanlarının 24 saatlerini geçirdikleri hastane ortamlarıyla ilgili sözlerine tepki gösterdi. TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Füsun Sayek, Erdoğan’ın bu yaklaşımının sadece bir meslek grubunu hedef alan sözlerden ibaret olmadığını, halkın sağlık hakkının gaspına yönelik olduğunu söyledi.

TTB Merkez Konseyi binasında 9 Şubat 2005 günü gerçekleştirilen basın toplantısında konuşan Merkez Konsey Başkanı Dr. Füsun Sayek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın sağlık ortamına ve hekimlere dönük ifadelerinin ve üslubunun hekim kamuoyunu rahatsız ettiğini ve hekimler tarafından “kırıcı” bulunduğunu söyledi.

Erdoğan’ın kısa süre önce İstanbul Şişli Etfal Hastanesi’ni bir işadamına vermeye kalktığını anımsatan Sayek, “Bu, insanı dehşete düşüren bir şey. Şişli Etfal Hastanesi 1800’lü yıllarda kurulmuş bir hastane. Başbakan’ın böyle bir şeyi nasıl bir cesaretle söylediğini anlamak mümkün değil” diye konuştu. Sayek, önce bunun bir “dil sürçmesi” olduğunu sandıklarını ancak Başbakan’ın kısa süre sonra aynı açıklamayı Ankara Numune Hastanesi ile ilgili olarak da yapmasından sonra, “dil sürçmesi” olmadığını anladıklarını kaydetti.

Oyunun diğer boyutunun, bir işadamının Başbakan’ın teklifine verdiği “Hastaneleri özelleştiriyorsanız, biz işletmeye talibiz” yanıtıyla ortaya çıktığını belirten Sayek, “Senaryo adım adım ilerliyor. Gözümüzün önünde bu hastaneler özel sektöre teklif ediliyor. Bu ülkede var olan özel hastaneler, ülke halkının ancak yüzde 10’una hizmet verebiliyor. Nerede var özel hastane? En yoksulun olduğu yerde özel hastane var mı? Bizim bunu kabul etmemiz mümkün değildir” diye konuştu.

Füsun Sayek, hükümetin yaşama geçirmeye hazırlandığı Genel Sağlık Sigortası’nın da bir aldatmaca olduğunu belirtirken, “Başbakan’ın sözleri sadece bir meslek grubuna hakaretle sınırlı değil, halkın sağlığının gaspına yöneliktir” diye konuştu.

Yeni tıp fakültesine ihtiyaç yok

Tıp eğitimi konusuna da değinen Sayek, göreve geldiği ilk günlerde Türkiye’de hekim açığı olmadığını ancak dengesiz dağılım sorunu bulunduğunu kabul eden Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ’ın bu süre içinde her ne olduysa fikrini değiştirdiğini ve son zamanlarda, “Ülkede hekim açığı vardır, hekim sayısı en azından iki katına çıkarılmalıdır” biçiminde açıklamalar yaptığını anımsattı. “Bu bizim kesinlikle kabul edemeyeceğimiz bir şey” diye konuşan Füsun Sayek, şu anda Türkiye’de 700 kişiye bir hekim düştüğünü ve bu sayının da Devlet Planlama Teşkilatı’nın (DPT) hedeflediği sayı olduğunu söyledi. Sayek, “Yeni tıp fakültesi açılmasını ve öğrenci sayısının artırılmasını kabul edemeyiz. Bunu önlemek için ne gerekiyorsa yapacağız” dedi.

“Hiçbir değer        taşımayan tüccar”

TTB İkinci Başkanı Dr. Metin Bakkalcı da, Başbakan Erdoğan’ı “hiçbir değer taşımayan tüccar” olarak niteledi. “Sağlık Bakanlığı ‘burnumun direği kırıldı’ dediği yere ne kadar kaynak sağlamıştır? Başbakan önce bunu açıklasın” diye konuşan Bakkalcı, sağlığın bir işletme meselesi olmadığını, hükümetin sağlığı tamamen piyasa koşullarına terk ettiği bir ortamda nitelikli sağlık hizmeti vermenin olanaklı olmadığını bir kez daha vurguladı.

“Hekimler yarının ne olacağını bilmiyor”

TTB Genel Sekreteri Dr. Orhan Odabaşı da, sağlık çalışanlarının giderek “sözleşmeli” olarak çalışmaya zorlandıkları bir ortama gidildiğini vurguladı. Odabaşı, böyle bir sürecin hekimler açısından son derece büyük belirsizlikler taşıdığına işaret ederken, “Yarınının ne olacağını bilmeyen bir kesimin nitelikli sağlık hizmeti verebilmesi mümkün değildir” diye konuştu.

 

TIP DÜNYASI

Sayfa başına git         Başa dön