e-posta

   Eski Sayılar | Künye | Ana Sayfa

TIP DÜNYASI
 

.

1 Şubat 2005  Sayı: 131

 

“Beşeri Tıbbi Ürünler Ruhsatlandırma Yönetmeliği” yayımlandı…

“Veri imtiyazı” 1 Ocak 2005’ten itibaren

“AB’ye uyum” gerekçesiyle dayatılan ve bir süredir ilaç sektörünün gündeminde  olan “veri imtiyazı”, 1 Ocak 2005 tarihinden sonra ruhsat başvurusu yapılmış ilaçları kapsayacak ve bu koruma 6 yıl boyunca devam edecek.

Tıp Dünyası - ANKARA -  “AB’ye uyum” gerekçesiyle dayatılan ve bir süredir ilaç sektörünün gündeminde olan “veri imtiyazı” ile ilgili olarak hazırlanan “Beşeri Tıbbi Ürünler Ruhsatlandırma Yönetmeliği” 19 Ocak 2005 tarihinde Resmi Gazete’ye yayımlanarak yürürlüğe girdi. Buna göre “veri imtiyazı”, 1 Ocak 2005 tarihinden sonra ruhsat başvurusu yapılmış ilaçları kapsayacak ve bu koruma 6 yıl boyunca devam edecek.

İstanbul Eczacı Odası Başkanı Zafer Kaplan, “veri imtiyazı”nın bir ilacın dosyasındaki klinik ve teknik sonuçların jenerik üretici tarafından referans gösterilerek kullanılabilmesi olduğunu belirtti. Türkiye’nin 1997 yılında imzaladığı Gümrük Birliği Ortaklık Konseyi kararı ile bu yükümlülüğün altına girdiğini, konuyla ilgili ilk mutabakatta bu sürecin başlama tarihinin 2007 olduğunu anımsatan Kaplan, “Ancak, 17 Aralık’tan sonra önümüze ne konursa kabul ediyorlar. 2007’den sonrası için zaten kaçış yok ama bir de bu süreyi geriye çekmiş oldular” diye konuştu. Kaplan, yönetmelik çıkmadan önce AB’nin uygulamanın geri dönük olarak da uygulanmasını ve 2001 yılından itibaren başlamasını istediğine işaret ederek, “Bu haksız, adaletsiz talebi Türkiye’ye dayatıyorlar. Burada gerekli siyasi duruşun gösterilmesi gerekiyor” dedi.

Dünya Ticaret Örgütü (WTO) TRIPS Anlaşması’na atılan imza gereği bu uygulamanın başlatılacağını anımsatan Kaplan, ancak ülkelerin bu anlaşmaya imza atmış olsalar da toplum sağlığının gelişmesini engelleyici yönde adımlar atamayacaklarını kaydetti. Kaplan, “Jenerik ucuz ilacın toplum sağlığındaki önemi çok açıktır. Bu konuda bir dayatma yapılamaz” diye konuştu.

Bu konuda, Türkiye’ye AB’den olduğu kadar, ilaç sektöründe büyük pazar payına sahip ABD’den de yoğun baskı geldiği belirtiliyor.

SSK ilaç protokolü

Kaplan, ayrıca SSK ilaç protokolünü de Tıp Dünyası’na değerlendirdi. Kaplan, “Biz her şeyden önce SSK’lilerin rahatça ilaca ulaşabilmelerini biz arzu ediyoruz. Eczacının danışmanlığında ilaç hizmetini almaları bizim arzumuz ve talebimiz, Ancak gerekli altyapı ve tedbirler alınmadan, SSK’nin finans kaynaklarının durumunu düşünmeden yapılacak bir uygulama durumu olumsuz etkileyecektir. Hızla ilaç tüketimi artacaktır. Bu SSK’nin hızla finans olarak çökmesi demektir. Tabii bu oraya ilaç veren eczacının da iflasını getirecektir” diye konuştu.

Bu arada “göstermelik” bir indirim yapıldığını ifade eden Kaplan, bu indirimin eczacının yüzde 10’luk payı üzerinden yapılan yüzde 3.5 oranında bir indirim olduğunu belirterek, “Bu büyük bir haksızlıktır. Dağıtım tekellerinin payına dokunulmamaktadır. Risk eczacının üzerindedir. SSK’lilerin ilaca rahat ulaşmalarını sağlamak elbette doğrudur ancak eczacıyı batırmak adına da bu yapılamaz” görüşlerini aktardı.

TIP DÜNYASI

Sayfa başına git         Başa dön