e-posta

   Eski Sayılar | Künye | Ana Sayfa

TIP DÜNYASI
 

.

8 Aralık 2004  Sayı: 129

 

 

Dünyadan haberler...Dünyadan haberler...

DTÖ ve WHO: Yoksul hastalara pahalı ilaç

Dünyanın en büyük jenerik ilaç üreticisi Hindistan, DTÖ anlaşması gereği yılbaşından sonra ucuz anti-AIDS ilacı üretmeyecek. İlaç uzmanı Shiva, “WHO, batılı ilaç devleri lehine davranarak Hintli üreticilerin ilaçlarına eşdeğerlilik vermedi” diyor.

BİA (Yeni Delhi) - Hindistan, yılbaşından itibaren Dünya Ticaret Örgütü’nün (DTÖ) Fikri Mülkiyet Haklarının Ticaretle İlgili Kısımları (TRIPS) anlaşmasının yürürlüğe girmesiyle birlikte ucuz, jenerik AIDS ilaçlarının üretimini durdurmak zorunda kalacak.

19 Kasım’da DTÖ, Haydarabad’da bulunan Hetero Drugs Limited şirketinin, ürettiği altı anti-retroviral (ARV) ilacı “laboratuar testlerinde karşılaşılan endişeler nedeniyle” onaylanmış ilaçlar listesinden çektiğini açıkladı.

ARV’ler, HIV gibi retrovirüslerin çoğalmasını önleyen ya da onları yok eden ilaçlar.

Bu Haziran’dan beri üçüncü defa bir Hindistan firmasının anti-AIDS ilaçlarını, WHO’nun etkilerini denetlemesinden ve yetersiz bulmasından sonra piyasadan çekmesi.

WHO, jenerik ilaçların patentli olanlarla aynı etkiyi yapıp yaptığını denetleyerek ilaçlara biyo-eşdeğerlilik onayı veriyor.

Bu ayın başlarında, Hindistan’ın ilaç devlerinden Ranbaxy, WHO’nun eşdeğerlilik onayı vermemesi üzerine anti-AIDS ilaçlarını listeden çekmişti. Cipla firmasının iki HIV/AIDS ilacı da Haziran’da aynı şekilde geri çekilmişti.

Cipla, tüm dünyada birçok HIV hastasının hayatını kolaylaştıran “bir günlük ilaç bir dolar” tedavisini bulan firma.

Problem başka yerde.

Hem Ranbaxy hem de Cipla, ilaçlarını listeden çekmeden önce Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) ilaçlarının biyo-eşdeğerlilik standartlarını sağladığını kanıtlamıştı.

Bu durum sivil toplum örgütlerinin, WHO’nun Batılı ilaç devleri lehine çalıştığı suçlamalarını beraberinde getirdi.

Fakat şimdi durum daha da karışık. Niye iki Hindistanlı firma ilaçlarının yeterli olduğuna inanmalarına rağmen onları piyasadan çekmeyi seçtiler?

Uluslar arası üne sahip ilaç uzmanı Mira Shiva, Hetero, Ranbaxy ve Cipla’nın ilaçlarını piyasadan çekmelerine sebep olanın WHO değil DTÖ olduğunu söylüyor.

Hindistan Gönüllü Sağlık Örgütü’nün (VHAI) üyesi olan Shiva, jenerik ilaç üreten Hindistanlı firmaların 1 Ocak 2005’ten sonra hukuki problemlerle karşılaşabileceklerini belirtiyor.

Shiva, “TRIPS en kötü uluslararası ticaret rejimlerinden birini getiriyor. Kalkınmakta olan ülkelerde çiftçiler, kamu yararı ve insan hakları savunucuları ve elbette ilaç ve sağlık aktivistleri bu anlaşmaya karşı çıktı” diyor.

Malezya’da bulunan Third World Network’tan Martin Khor “TRIPS’in öngördüğü yüksek fikri haklar koruması dengeyi kamu yararı aleyhine ve patentleri ellerinde bulunduran tekelci firmalarının lehine bozdu” diyor.

“Bu durum, yoksulluğu yoketmek, kamu sağlık hizmetlerini sağlamak, çevreyi ve biyo-çeşitliliği korumak, kültürel, sosyal ve ekonomik hakları gerçekleştirmek gibi sürdürülebilir kalkınma hedeflerini imkansızlaştırıyor”

Hindistan: ilaçta model ülke

Şu ana kadar Hindistan’ın ilaç sanayii, 1970’te kabul edilen ve endüstrinin Birleşmiş Milletler tarafından örnek gösterilecek ölçüde gelişmesine yol açan Patent Yasası’na tabi idi.

Dünya Bankası’nın 1990’larda yaptığı bir araştırma komşu Pakistan’da ilaç fiyatlarının 10 kata kadar daha pahalı olduğunu gösteriyordu. Fiyatlar İngiltere’de Hindistan’a göre 17 kat, ABD’de de 37 kat daha pahalıydı.

Hindistan TRIPS anlaşmasını 1995’te, ekonomik liberizasyonu savunan Kongre iktidarı sırasında imzaladı. Fakat parti bir yıl sonra yapılan seçimleri “küreselleşmenin yalnızca küçük bir elite hizmet ettiği yolundaki genel görüş nedeniyle” kaybetti.

Sekiz yıl sonra tekrar sahneye çıkan Kongre Partisi, “insan yüzü bir küreselleşme” vaadiyle iktidara geldi. Fakat hükümetin ticaret ve endüstri bakanı Kemal Natah “ülkenin çok yönlü anlaşmalardan doğan yükümlülüklerini erteleyerek güvenilirliğini zedeleyemeyeceğini” söyledi.

Bu arada, Birleşmiş Milletler AIDS Programı’ndan (UNAIDS) Poornima Mane, hastaların Ranbaxy ve Cipla’nın ürettiği ve piyasada bulunan ilaçları kullanmaya devam etmesini istedi.

Hindistan’da HIV taşıyıcısı olan 5.1 milyon insan var. 30/11/2004    

 

Çocuk yoksulluğu    azalmıyor

UNICEF Innocenti Araştırma Merkezi, Doğu Avrupa ve Orta Asya ülkelerini kapsayan raporunda ekonomik gelişmenin çocuk yoksulluğunu azaltmadığını söyledi. Merkez, ele alınan bölgede 44 milyon çocuktan 14 milyonunun yoksullukla boğuştuğunu açıkladı.

BİA (Floransa) - Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu’nun (UNICEF) bugün (Çarşamba) yayınladığı bir rapor, Doğu Avrupa ve Orta Asya’daki birçok ülkede ekonominin gelişmesine rağmen milyonlarca çocuğun yoksulluk içinde yaşamaya devam ettiğini gösteriyor.

UNICEF Innocenti Sosyal İzleme 2004’e göre, verilere ulaşılabilen dokuz ülkede yaşayan 44 milyon çocuğun 14 milyonu ülke standartlarına göre yoksul.

“Yoksulluk çocuk için şiddet demek”

Moskova’da yapılan toplantıyla raporu kamuoyuna açıklayan UNICEF Direktörü Carol Bellamy, “Bu bölgelerde ekonomik gelişme çocukları es geçiyor ve yoksulluk çocukları tahrif etmeye devam ediyor” dedi.

Bellamy, “Yoksulluk, yetersiz beslenme ve sağlıksız çocuklar demek. Yoksulluk, çocukların kitap alamadıkları, servis ya da önlük parası olmadığı için okula gidememesi demek” dedi.

“En kötüsü de, yoksulluk çocuklar için şiddet ve umutsuzluk anlamına geliyor. Her gün daha fazla çocuk kurumlara geliyor ve alkol ve madde bağımlılığı ile boğuşuyor. Yoksulluk bu yeni toplumların sosyal dokusunu bozuyor.”

Sosyal politika eksikliği

Rapor, Doğu Avrupa ve Orta Asya’da yaşanan ekonomik büyümenin çocukları etkileyen sosyal problemler ele alınmadan sağlandığını ortaya koyuyor.

“Bu durum iki soruyu akla getiriyor. Birincisi, çocuklara fayda sağlamayacaksa ekonomik gelişme neye yarar?” diyen Bellamy “İkincisi de, niye bu kadar çok ülke çocuk yoksulluğunu ölçmeyi beceremiyor? Çocuk yoksulluğu, sosyal ve ekonomik politikaların başarı ya da başarısızlığının önemli göstergelerinden biri ve geleceğe ilişkin planlar için önem taşıyor” dedi.

“Yoksulluğun etkileri   izlenemiyor”

UNICEF’e bağlı Innocenti Sosyal İzleme, Bağımsız Devletler Topluluğu ve Orta ve Doğu Avrupa’daki 27 ülkede zenginler ve yoksullar arasındaki ekonomik uçurumu ortaya koyuyor.

İzleme grubu, birçok çocuğun anne ve babanın işsiz olduğu ailelerde büyüdüğü, aralarında Bulgaristan ve Polonya’nın da bulunduğu ülkelerde işsizliğin çocuklar üzerindeki etkilerini araştırıyor.

Grup, iş gücü istatistiklerinin yoksul, işsiz ailelerde yaşayan çocuklara odaklanması gerektiğini söylüyor; ailelerin sosyal hizmetlere ulaşımının kolaylaştırılması için programlar oluşturulmasını öneriyor.

“Yoksulluğun etkilerini ölçmek için yollar bulmalıyız” diyen Bellamy “Toplumdan dışlanmak, insan haklarına saygının ve seçme özgürlüğünün kalmaması ve ayrımcılık. Çocuk yoksulluğunun devamlı değişen dinamiklerini yansıtan, kesin çizgileri çizilmiş yoksulluk tanımlarına ihtiyacımız var. Sadece gelir yoksulluğunu ölçmek yeterli değil” dedi.

Rapor, ele alınan bölgede yaşayan yoksulların bedava olması gereken sağlık ve eğitim hizmetleri için çoğu zaman para ödediğini; işsizlik sigortaları ve aile yardımlarının ihtiyaca cevap vermediğini söylüyor.

Yakın zamana ait veriler, Özbekistan’da her 10 yoksul çocuktan üçünün okula devam edemediğini gösteriyor.

Hükümetler yoksulluğu çoğu zaman “bir ailenin aylık ihtiyacı”nı hesaplayarak değerlendiriyor. UNICEF raporu bu ihtiyacın çoğu zaman politika oluşturanlar tarafından belirlendiğini söylüyor.

Kazakistan ve Gürcistan’da yapılan araştırmalar, bu “belirlemelerin” çoğu zaman gerçeği yansıtmadığını gösteriyor. Dolayısıyla, çoğu ülkede ulusal yoksulluk sınırının üzerinde yaşayan insanlar dahi yetersiz besleniyor olabilir.

Sistematik değişim     gerekli

UNICEF, bölgede çocukları etkileyen çocuk ticareti, madde bağımlılığı, HIV gibi sorunların ana kaynağının yoksulluk olduğunu söylüyor ve bu alanlarda programlar yürütüyor.

Fakat UNICEF, asıl yapılması gerekenin çocuk yoksulluğunu önlemek için gerekli sistematik değişimin gerçekleştirilmesi; hukuki ve politik değişikliklerin tamamlanması olduğunu söylüyor.

Innocenti Sosyal İzleme programı, Floransa’da bulunan UNICEF Innocenti Araştırma Merkezi tarafından yürütülüyor. 13/10/2004

 

TIP DÜNYASI

Sayfa başına git         Başa dön