e-posta

   Eski Sayılar | Künye | Ana Sayfa

TIP DÜNYASI
 

.

15 Kasım 2004  Sayı: 128

 

Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu:

“AKP, sermayenin isteklerini yerine getirme çabası içinde”

TÜSİAD’ın siparişi üzerine Johns Hopkins International tarafından hazırlanan “Sağlık Raporu”, AKP’nin sağlık alanında bugüne kadar yaşama geçirdiği ya da geçirmeye hazırlandığı projelerin gerçek sahiplerinin kimler olduğunu ortaya koyuyor.

Tıp Dünyası - ANKARA - Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu, AKP Hükümeti’nin de önceki hükümetler gibi “Türkiye’yi dönüştürme sürecini” ulusal ve uluslararası sermayenin gereksinimleri ve hedeflerine bağlı kalarak yerine getirme çabası içinde olduğunu vurguladı. Hamzaoğlu, TÜSİAD tarafından hazırlanan ve Eylül ayı içinde kamuoyuna açıklanan “Sağlık Raporu”nda bu durumun somutlaştığına işaret etti.

Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu, Toplum ve Hekim Dergisi’nin yeni sayısında TÜSİAD’ın hazırladığı “Sağlıklı Bir Gelecek: Sağlık Reformu Yolunda Uygulanabilir Çözüm Önerileri” başlıklı raporu değerlendirdi. 12 Eylül askeri darbesinden  sonra, hükümetlerin hepsinin sermayenin Dünya Bankası ve IMF tarafından sunulan programını yaşama geçirmek için birbirleriyle yarış halinde olduğunu belirten Hamzaoğlu, hükümetlerin sürekli olumsuzlaşan koşullardan kendilerini sorumlu görmediklerini, bu sorumluluğu anımsatması gereken emek örgütlerinin büyük kısmının ise hükümetler ile aynı görüşü paylaşır hale geldiğini kaydetti. Hamzaoğlu, bu durumun emek güçlerinin siyaset dışında kalmasını koşulladığını ve toplumu politikadan kopardığını aktardı.

TÜSİAD’ın sağlıkla ilgili raporunu böyle bir ortamda açıkladığına dikkat çeken Hamzaoğlu, TÜSİAD’ın siparişi üzerine Johns Hopkins International tarafından hazırlanan ve 5 bölümden oluşan raporla ilgili olarak şu saptamaları aktardı:

n Rapor 59. Hükümet Programı’ndan övgülü bir alıntı ile başlıyor. Daha önceki çalışmalarda görmediğimiz bu yaklaşım, TÜİSAD ile AKP arasındaki benzerliği ortaya koyması açısından önem taşıyor. Bu bölümde ayrıca “Sağlıkta Dönüşüm Programı”nın desteklendiği belirtiliyor.

n İkinci bölümde hükümetin sağlık reformuna yönelik çabalarına dönük övgüler tekrarlanıyor.

n Üçüncü bölümde sağlığın durumu 10 alt başlıkta toparlanmaya çalışılıyor. Fakat bu bölümün içeriği, rapor sahibinin “güvenilirliğini” sıkıntıya sokacak düzeyde yanlış ve eksik bilgilerle dolu. Bu “hata”lar “konunun uzmanı” olmayan okuyucuyu yanıltacak kadar kapsamlı ve fazla sayıda. Geçerli mevzuatı bile okuma gereği duymadan, kulaktan dolma aktarmalar izlenimi veriyor.

n Dördüncü bölüm, “ilgili tarafların bakış açısını yansıtma” iddiasını taşımasına karşın, TTB ve SES’in görüşlerine yer verilmiyor.

n Beşinci bölümde ise öneriler yer alıyor; ancak Dünya Bankası imzalı metinlerden farklı hiçbir öneri getirilmiyor.

“Müşteri yerine tüketici”

n “Müşteri” ifadesinin aldığı tepkiden olsa gerek, sağlık hizmet sunumundan yararlanacak olanlar “tüketici” diye anılıyor. “Tüketiciler”den sağlık hizmetinden yararlanabilmeleri için primler dışında katkı payı alınması “zorunluluk” olarak sunuluyor.

n TÜSİAD, aralarında 224 Sayılı Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi Yasası ve 6023 Sayılı TTB Yasası’nın da bulunduğu çok sayıda yasanın yürürlükten kaldırılmasını istiyor. Hükümetin “Sağlık Kanunu” tasarı taslağının 151. maddesinin TÜSİAD’ın bu isteğini karşılıyor olması dikkat çekiyor. Burada, tek bir madde ile 21 adet yasanın yürürlükten kaldırılması isteniyor. Böyle bir durum ülke tarihinde görülmüş değildir.

Rapordan…

Türkiye’de sağlık reformunun başarıyla gerçekleşebilmesi için bazı alanlarda kanun değişikliklerinin yapılması gereklidir. Yeni kanunlara ek olarak; Anayasa’da da bazı değişiklikler gerekebilir. Bu kapsamda, aşağıda belirtilen mevcut yasal düzenlemelerin kaldırılması veya yeniden düzenlenmesi ihtiyacı söz konusudur:

- 224 Sayılı Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi Hakkındaki Kanun (1961);

- 3359 Sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu (1987);

- 1593 Sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu (1930);

- 1219 Sayılı Tababet ve Şuabatı San’atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun (1928);

- 3017 Sayılı Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaleti Teşkilat ve Memurin Kanunu (1936);

- 181 Sayılı Sağlık Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (1981) ve 210 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname (1983);

- 3958 Sayılı Gözlükçülük Hakkında Kanun (1940);

- 6023 Sayılı Türk Tabipleri Birliği Kanunu (1953);

- 6197 Sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanun (1953);

- 6283 Sayılı Hemşirelik Kanunu (1954);

- 6643 Sayılı Türk Eczacılar Birliği Kanunu (1956); ve

- SSK, Bağ-Kur, ES, Yeşil Kart uygulamasını bağlayıcı ilgili yasalar

Yeni yasal düzenlemeler, sağlık sektörünün geçiş sürecindeki gereksinimleri dikkate alınarak yapılmalıdır. Yasalarla genel çerçeve tanımlanmalı, uygulamaya dönük süreçler yönetmeliklerle belirlenmelidir. Bu düzenlemelerin hedeflerinden biri, kamu ve özel sektöre ait kaynaklar arasında sinerji yaratmak olmalıdır. Uygulamada esnekliğe imkan tanınmalıdır. Yasal düzenlemelerin hazırlanma ve uygulanma aşamalarında tüm tarafların öneri ve kaygıları dikkate alınmalıdır. Sağlık sektöründe halen mevcut çok parçalı yapılanmadan kaçınmak için, tüm yasal konuların hazırlanması ve uygulanması aşamaları Başbakanlık düzeyinde oluşturulacak bir Yönlendirme Komitesi tarafından koordine edilmelidir.

Bu kapsamda, aşağıda belirtilen alanlara yönelik yeni yasalar hazırlanmalıdır:

- Genel Sağlık Sigortası;

- Kamu ve Özel Hastaneler;

- Birinci Basamak Sağlık Hizmetleri;

- Sağlık Yönetimi;

- Sağlık Personelinin Görev, Yetki ve Sorumlulukları;

- Kamu Sağlığı;

- Özel Sektör Yatırımlarını Teşvik İçin Yasal Değişiklikler.

 

TIP DÜNYASI

Sayfa başına git         Başa dön