e-posta

   Eski Sayılar | Künye | Ana Sayfa

TIP DÜNYASI
 

.

1 Ekim 2004  Sayı: 126

gündem...

Dr. Füsun Sayek

Yargılandım, yargılandık, yargılandılar, yargılanıyorlar, yargılanacaklar…

“Herkesin davası kendine mühim” demiş yazar. Evet;  geçmişte pek çok kez yargılandım… hepsi önemliydi, en sonuncusu da… Geçtiğimiz yıl sağlık hakkı için yaptığımız faaliyet süreciyle ilgili.

Beraat ettik.

Yargılandılar:

Kocaeli tabip odası yönetici ve üyeleri…

Geçtiğimiz yıl yapılan etkinliklerle ilgili.

Beraat ettiler…

Yargılanıyorlar: evet “herkesin davası kendine mühim” ama bence bu en mühimi.

İTO ve 11 sendika, meslek örgütü ve sivil toplum örgütünden toplam 85 kişi 255 yıla kadar ceza talebiyle…

İşte nedenleri:

Atfedilen suç: “herkese nitelikli, eşit, parasız sağlık hizmeti, iş güvencesi, insanca yaşayabilecek bir “ücret” istemek.

Suçun (!) gerekçesi: ülkemizde kaynaklar (yılda 35.5 milyar dolar) borç faizi olarak iç/dışa (küçük bir grup) aktarılmakta, bu kaynaklar bilim, akıl ve vicdan yardımıyla oluşturulmuş bir sağlık hizmet ortamına dönüştürülememektedir. Sonuç olarak pekçok bebeğimiz bir yaşına gelmeden ölmekte, pek çok anne doğum sırasında yaşamını kaybetmekte, önlenebilir pek çok hastalık nedeniyle yüksek sayıda ölüm ve sakatlık oluşmaktadır. İnsanlarımız nitelikli sağlık hizmetine ulaşamadıklarından sağlık hizmeti sunanlar bu sistemin süregitmesinden mutsuzdular. Elbette bu durum değişmelidir ve herkes hak ettiği hizmeti, gerektiği anda, finansal ve diğer kaygılar olmadan ulaşabilmeli, hizmet sunanlar emeklerinin karşılığını alabilmelidirler. Bunun için bazı temel koşullar vardır. Sağlığa ayrılan kaynağın artırılması gibi.

İşte suç (!) bu gerekçelerle oluşmuştur…

Suçlular (!): 85 düzgün insandır… Örgütlülükler içinde, bir yurttaş olarak, bir aydın olarak, bir düşünen olarak, bir çözümü kolaylaştıran olarak sorumluluk duyan 85 düzgün insan… Onlar, “sağlık, sağlıkçıların sorumluluğudur” demeyen, bu ülkede herkesin sağlık konusuna bir sağlıkçı gibi sahip çıkması gerektiğine inananlardır… Bu ülkenin en önemli sendikalarının emekçi üyeleri ve duyarlı vatandaşlardır… Onlar bir ekip çalışması olarak algıladıkları sağlık alanında omuz omuza; kaynaksızlığa, eşitsizliğe, sevgisizliğe, kötü yönetime rağmen hizmet sunmaya çalışanlardır; hekimler, eczacılar, diş hekimleri, hemşireler, veteriner hekimlerdir… onlar; bu olumsuz ve suçluların (!) değiştirilmesine talep ettikleri sistemin temel mağdurları, hastalar ve hasta yakınlarıdır…

Suç(!) Yöntemi: İstanbul Tabip Odasında basın toplantısı yoluyla bu makul istekleri kamu oyu ile paylaşmak ve iş bırakma  (görev çağrısı) talebinde bulunmak… davaya konu olan suç 5 Kasım 2003’de işlenmiş, 22 Aralık 2003 tarihli konuşma delil tutuluyor, suçlanan konuşma “ücretimiz, iş  güvencemiz ve sağlık hakkı için 24 Aralık’ta görevdeyiz” cümlesini içeriyor…

Suç yöntemi (basın toplantısı) ve suç içeriği  demokratik bir ortamda en doğal olandır…

İhbar eden: Sağlık Bakanlığı, yani suçluların bütçesi artsın diye çabaladıkları, bugünkü olumsuzluklarının sorumlusu ve aslında gelecek çözüm umudunun da sorumlusu olması gereken.

Evet yargılandım, yargılandık, yargılanırız, yargılanıyoruz… dilbilgisi dersi gibi… yargılanıyorlar’a geldiğinde biraz duruyorum. Evet yargılanıyorlar ve bu beni müthiş şaşırtıyor, üzüyor. Evet “herkesin mahkemesi en mühim” ama bence bu en mühimi… burada tüm bir ülke en gerekli, masum ve makul bir isteği ifade ettiği için yargılanıyor… evet bir suçlu(!)nun dediği gibi “bu istekler suçsa biz bu suçu hergün her an  işliyoruz.”

Ben de işliyorum, ben de oradaydım ve herkes gibi ben de yargılanıyorum… Benim için de bu en mühimi… Dil bilgisi dersi bitmiyor, “ yargılanırlar” ve “yargılanacaklar” da var… sağlık ortamının olumsuzluklarının gerçek sorumluları, önerilere kulak tıkayan, gereksiz ihbar yapan, aslında sağlık ortamını tahrip edenler, ki onlar kamuoyu vicdanında “yargılanırlar”…

Evet bu dava haklılığımızın kanıtı ve hepimizin davasıdır.

 

 

TIP DÜNYASI

Sayfa başına git         Başa dön