e-posta

   Eski Sayılar | Künye | Ana Sayfa

TIP DÜNYASI
 

.

1 Ekim 2004  Sayı: 126

 

Başasistan atamaları ile ilgili genelgeye dava...

“Sürgüne, kadrolaşmaya hayır”

Sağlık Bakanlığı’nın 25 Ağustos tarihinde yayımladığı ve eğitim hastanelerinde görev yapan başasistanların D grubu illere atanmalarını öngören genelgesi hekimlerin tepkisini çekti. Tabip odaları basın açıklamalarıyla genelgenin geri çekilmesini isterken, TTB Merkez Konseyi de genelgenin yürütmesinin durdurulması ve iptali için dava açtı.

Tıp Dünyası - ANKARA -  Türk Tabipleri Birliği, Sağlık Bakanlığı’nın eğitim hastanelerinde başasistan olarak görev yapan hekimlerin uzman olarak atanmalarını düzenleyen 25 Ağustos tarihli genelgenin yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle Danıştay’a dava açtı. İstanbul, Ankara ve İzmir Tabip Odaları da yaptıkları basın açıklamalarında yüzlerce hekimi mağdur durumda bırakan genelgenin kabul edilemeyeceğini bildirdiler.

Sağlık Bakanlığı, 25 Ağustos tarihinde bir genelge yayımlayarak İstanbul, Ankara, İzmir ve Adana’daki eğitim hastanelerindeki “görev süresi dolan” başasistanların, Atama Nakil Yönetmeliği’nin 22. maddesi uyarınca uzman olarak atanacağını bildirdi ve kura evraklarının en geç 31 Ağustos 2004 tarihine kadar gönderilmesini istedi. TTB Merkez Konseyi, yıllarca eğitim hastanelerinde görev yapmış ve geleceklerini “eğitici” olmak üzere kurgulamış başasistanların bütün birikimini ve emeğini yok sayan genelge ile ilgili olarak Sağlık Bakanı Recep Akdağ ile görüştü. Akdağ’a genelgenin hukuka aykırı olduğunu ileten TTB Merkez Konseyi eğitim kadrolarıyla ilgili bu tür tasarrufların toplum sağlığına da ciddi zararlar vereceği uyarısında bulunarak, genelgenin geri çekilmesini istedi.

Hukuka aykırılık gerekçeleri

TTB Merkez Konseyi’nin genelgenin yürütmesinin durdurulması ve iptali için açtıkları dava dilekçesinde hukuka aykırılık gerekçeleri olarak şunlar sıralandı:

- Atama ve Nakil yönetmeliği dahil olmak üzere şu anda başasistanların görev sürelerinin sınırını düzenleyen bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenle “görev süresi biten” başasistanlardan söz etmek hukuken olanaklı değildir.

- Başasistanlık bir eğitici kadrosudur. Bu göreve gelen hekimler mesleki yaşamlarını “eğitici” olmak üzere planlamışlardır. Eğitici olarak mesleki yaşamlarını sürdürebilmeleri için şef ve şef yardımcılığı sınavlarının açılması gereklidir. Oysa 1998 yılından bu yana hukuken geçerli tek bir sınav açılmış değildir. Bu nedenle başasistanların 1998 yılından buyana eğitim kadrolarına şef ve şef yardımcısı olarak atanma olanakları olmadığından,  süre dolduğundan bahisle bu görevlerinden alınmaları uzun yıllardır bu alanda verdikleri emek ve birikimlerinin yok sayılması anlamına gelecektir ki bu durum hukuka aykırıdır.

- Başasistanlar naklen atama için form doldurmaya zorlanmaktadırlar. Bu durum, hukuka aykırılık dışında hizmet gerekleri ve kamu yararına da aykırılık taşımaktadır. Bu formları dolduran başasistanların bir dilekçe ekinde vermeleri ve dilekçeye başasistan olarak açılacak bir sınava kadar eğitim kadrolarında kalmak istedikleri, istemlerine rağmen atamalarının yapılması halinde geçerli olmak üzere formu doldurduklarını belirtmelerinde yarar bulunmaktadır.

Sürgüne/kadrolaşmaya hayır, başasistan kıyımına son

İstanbul, Ankara ve İzmir Tabip Odaları da konuyla ilgili olarak basın açıklaması yaptılar. Yıllarca hem asistan yetiştiren hem de sağlık hizmet sunan hekimlerin şimdi bu çalışmaları nedeniyle cezalandırılmak istendiklerinin belirtildiği açıklamada, Bakanlığın bu girişim için gösterdiği “Doğu ve Güneydoğu illerine hekim göndermekte zorlanılması” gerekçesinin gerçekleri yansıtmadığı vurgulandı. Açıklamada, 6 Haziran 2004 tarihli Atama ve Nakil Yönetmeliği’nin 24. maddesinin bu uygulamanın gerçek amacı ve niteliğini ortaya koyduğu belirtilerek, şöyle denildi:

“Bu maddeye göre haklarında adli, idari ve inzibati olarak soruşturma yapılan ve eski görev yerinde kalması sakıncalı olanlar ve sicil raporu sonucuna göre yetersizlikleri tespit edilenler D hizmet grubu illere atanırlar. Sağlık Bakanlığı D hizmet grubu olarak tanımladığı illeri bir cezalandırma/sürgün bölgesi olarak gördüğünü açıkça itiraf ediyor. Yüzlerce hekimin hem sosyal yaşamını, hem de mesleki geleceğini fevkalâde derinden etkileyecek tayin işlemlerinde meslektaşlarımızın sadece üç iş günü içinde tercihlerini yapmaları istenmiştir. Sağlık Bakanlığı’nın tüm uyarılarımıza rağmen iki yıldır ısrarla izlediği bu aceleci, özensiz ve tehditkâr tutum hekimlere karşı hürmetsizliğin, sevgisizliğin ve değer vermezliğin açık bir göstergesidir. Bir yandan eğitim hastanelerindeki hizmetlerin aksamasına, diğer yandan meslektaşlarımızın mağduriyetine yol açacak bu uygulamayı AKP iktidarının iki yıldır yürüttüğü kadrolaşma politikasının bir parçası olarak değerlendiriyoruz. Sağlık Bakanlığı’nı bu sürgün ve kadrolaşma girişiminden vazgeçmeye ve başasistan kıyımına son vermeye çağırıyoruz.”

 

İzmir Tabip Odası’ndan suç duyurusu

Tıp Dünyası - İZMİR - İzmir Tabip Odası Başkanı Zeki Gül, Sağlık Bakanlığı’nın İzmir’deki eğitim hastanelerinde görev yapan başasistanları doğu ve güneydoğuya zorla atadığını ve atamalar nedeniyle boşalan kadrolara AKP yandaşlarının getirildiğini belirterek, Sağlık Bakanlığı aleyhine suç duyurusunda bulundu.

İzmir Adliye Binası önünde bir basın açıklaması yapan Gül, hükümetin Kamu Personel Kanun Tasarısı ve Sağlıkta Dönüşüm Projesi ile hastanelerin içini boşaltığını söyledi. Hukuk dışı sürgünler, siyasi kadrolaşmalar ve başasistan kıyımları ile sözleşmeli çalışmaya geçişin zorlandığına işaret eden Gül, şunları söyledi:

“Sağlık Bakanlığı son 6 ay içinde uzmanlıkta birkaç yıl çalışmış veya çalışmamış 14 yeni hekimi İzmir Eğitim Hastaneleri’ ne uzman atarken, aynı hastanelerde 12 yıldır canla başla çalışan ve yaş ortalamaları 46 olan 18 eski hekime ‘kendinize Doğu illerinden birini seçin’ demektedir. Bu hekimlerin her biri en az 4 yıl mahrumiyet bölgelerinde hizmet vermiştir. Bu yüzden Doğu’daki hekim açığı işin bahanesidir. Yüzlerce hekim cezalandırılarak D Hizmet Grubu illere sürgüne gönderilmektedir.”

 

 

TIP DÜNYASI

Sayfa başına git         Başa dön