e-posta

   Eski Sayılar | Künye | Ana Sayfa

TIP DÜNYASI
 

.

1 Eylül 2004  Sayı: 125

 

“Hergün dün, hergün bugün13.jpg (26826 bytes)

Hergün yarın, değildi bir başına

 

Hergün hepsi birden

Iki yakamızı bırakmadan”1

 

“Abi, Dr. Mehmet Serçe öldü” dedi kardeşim, sabahın sekiziydi.

Dokuzda Neşat aradı. “MI, elimizden geleni yaptık, resüsitasyona yanıt vermedi” 

 

Bildiğimiz bir sağlık sorunu yoktu. Kırkyedi yaşındaydı. Bir sağlık sorunu yoktu !?

 

Arkadaşlarımıza haber vermeliyim. Erkan. Abi Mehmet Serçe…

 

Bir sağlık sorunu yoktu !??

 

Asi’den dizeler geliyor aklıma.

 

“sussak, sözlerimiz kısa kalıyor

uzun adımlara

konuşsak, ömrümüz” 1

 

Mehmet’i 77’de tanıdım. Konuşuyordu.

Ömrünün uzun adımlara kısa kalmakta olduğunun farkındaydı. Kuşağımızın, her konuşanı gibi.

 

“nereye göçmen çiçek eylül mü

hicertin kaçıncı yenilgisi

öldüler doğru

ölümü dalgaların itişiyle

kıyıya vurarak karşılayan bir

yengeç gibi değil

yüreğimizi ışıtan sesleriyle

bir insan gibi karşıladılar

bak işte, bu en doğrusu” 1

 

Şiir okumayı severdi dedi Haluk.

“ karayılan,

karayılan olmazdan önce…”2

en sevdiği idi.

 

Hekimlik mesleğini severdi. “İyi Hekim”di.

 

Hekimliğine muhtaç olanlarla arasına hiçbir şeyin girmesine izin vermedi.

Hastalarıyla arasına duvarlar örüldü. Aklandı.

 

“duruldum ey deniz dalgalandım,

kıyıma

uğradım, sürüldüm, oklandı

güvercinim

kıyım nerede…”1

 

Uzun süre kamu haklarından mahrum bırakıldı. Uzmanlık sınavını kazandığı halde eğitime başlayamadı. Kamuya ataması mezuniyetten 15-16 yıl sonra yapıldı. Bu süre zarfında Serinyol’da muayenehanesinde hekimlik yaptı. Bir pratisyen hekimin ne denli saygın hekimlik yapabileceğinin, insan olarak ne denli sevilebileceğinin örneklerini gösterdi. Kamuya atandıktan kısa bir süre sonra Kütahya’nın Gediz ilçesine sürüldü. Serinyol’lular “Doktorumuzu geri isteriz!” dediler. Tabip Odaları, TTB “İyi hekimlik sürgünde” dediler. İşkenceyi belgeleyen Dr. Mehmet Serçe’nin sürgün kararı durduruldu.

İyi hekimlik tabip odalarında çalışmaktı. Tabip odalarında loncadan meslek odasına evrilme, demokratiklik, katılımcılık ilkelerinin gelişmesine Hatay Tabip Odasında yönetim kurulu üyesi, genel sekreter, TTB Büyük Kongre delegesi, muhalif, örgütçü olarak katkıda bulundu. Dörtyol ilçe temsilcimizi seçtiğimizde Tabip Odasından gelen yönetici Mehmet, yıl 1988 idi.

 

Mehmet;

 

“Şimdi biz,

Ülkemizden

Sağlığımızdan,

Özlük haklarımızdan

Vazgeçmeyeceğiz”

 

pankartı arkasında Ankara’da çocuklarıyla birlikte yürürken yıl 2001 idi.

 

“sussak, sözlerimiz kısa kalıyor

uzun adımlara

konuşsak, ömrümüz” der Asi

kardeşim

 

ömrümüzden Mehmet Abim eksildi diyerek dostlara inanmak istemediğimiz haberi duyurduğumda

1 Haziran 2004 idi.

 

Bir eski Acem şairi :

“Ölüm âdildir” - diyor,-

“aynı haşmetle vurur şahı fakiri.” 3

 

Ölüm ne yazık ki toplumda her sınıfa, kuşağa adil davranmıyor. Kimileri beklenmedik biçimde; erken ölüyor.

 

Toplantıya katılan Gürcan Dağdaş, MHP orijinli, RP’de milletvekillik ve Refahyol’da bakanlık yaptı. 28 Şubat süreci sonrasında DYP’ye geçti, son seçimlerde ise Kars’tan bağımsız milletvekili adayı oldu. Dağdaş toplantıya elinde 1979 yılında Devrimci Yol’un yayınladığı bildirge ile girdi ve baştan sona kadar okudu. Bildirideki görüşleri teker teker saydı, “IMF’den kurtulmamız lazım, Amerika emperyalizmden kurtulmamız lazım, madenler millileşmeli, 16 yaşından küçükler çalışmamalı, herkese sağlık sigortası verilmeli, Kürt ve Türk halklarının kardeşliği pekiştirilmeli….”

Ardından ekledi, “Bu masa etrafından farklı bir şey mi konuşuyoruz? IMF’nin kucağındayız, Amerika emperyalist bir ülke, yer altı ve üstü kaynaklarımız teker teker elimizden çıkıyor. Fukaralık diz boyu…”

Dağdaş ardından saptama yapıyor, “Ben sağ gelenekten gelen biriyim, bunları söyleyenleri o zaman cumhuriyet düşmanı yaptık. Sadece bunları değil, elinde gümüş yüzük olanı, Kürtçe konuşanı, …” saptamalarını yapan Birgün gazetesi yazarı Sedat Bozkurt, tarih 15 Haziran 2004 idi.

 

TTB’nin iptal edilen yasa maddesinin yerine yenisi çıkarılmadığı için resmen yapamadığımız Genel Kurulumuz’u fiilen gerçekleştirdik ve IMF defol ! Bu memleket bizim ! sloganlarıyla Abdi İpekçi Parkı’na yürüdük. Tarih 19 Haziran 2004 idi.

 

Cavit de  inanamadı !

 

dünyanın yaşından daha fazla

gibi ömrümüzün kederi

daha kaç milad

peygambersiz dönecek

 

sahiden öldü mü ? mehmet 

 

29.06.2004, Edirne

 

1. Tuğrul Asi Balkar, Bir Sevinç Depremi

2. Nazım Hikmet, Kurtuluş Savaşı Destanı

3. Nazım Hikmet, Ölüme Dair

 

 

TIP DÜNYASI

Sayfa başına git         Başa dön