e-posta

   Eski Sayılar | Künye | Ana Sayfa

TIP DÜNYASI
 

.

1 Eylül 2004  Sayı: 125

 

Dünyadan haberler... Dünyadan haberler...

Almanya’da hekim sendikası uzun çalışma saatleri nedeniyle greve gidiyor

BMJ  2004;329:72

Almanya’da ülkenin en büyük hekim sendikası, Avrupa Mahkemesi’nin hekimlerin çalışma saatlerini azaltan kararı uygulanmazsa greve gidileceğini açıkladı. Almanya’daki 122,000 hekimin 80,000’ini temsil eden Marburger Sendikası, Avrupa Mahkemesi’nin kararına rağmen hastanelerdeki hekimlerin hala haftada 80 saat çalıştıklarını belirtti. Alman yasalarını da bağlayan karara göre, 1 Ocak 2004’ten itibaren hekimlerin çalışma saatlerinin azaltılması gerekiyor.

Sendika sözcüsü, Almanya’daki 2,240 hastanenin hemen hepsinin, Alman yasalarındaki bazı hastanelere muafiyet tanıyan bir maddeden yararlandıklarını belirtiyor. Bu maddeye göre, sözleşmeli personel çalıştıran hastanelerde mesai dışı çalışmalar, 2005 sonuna dek normal çalışma saatleri içinde sayılıyor. Sözcü, bu maddenin aslında hastanelerin en fazla %10’u için geçerli olduğunu, ancak hastanelerin hemen hepsinin bu maddeyi kullandıklarını söylüyor: “Burada hastalar da risk altında. Sonuçta, yorgun hekimler tarafından bakılıyorlar. Çalışma saatlerinin azaltılmaması, hekimlerin hastanelerden uzaklaşmasına yol açabilir. Şu anda Almanya’daki hastanelerde 5,000 kadro açığı var. Bu pozisyonlar, çalışma koşullarının kötülüğü nedeniyle dolmuyor. Bu da çalışmaya devam eden hekimlerin eskisinden de çok çalışması gerekeceği anlamına geliyor.”

Bazı çalışmalar, mahkeme kararının uygulanması halinde 15,000 hekimin işe alınması gerektiğini, bunun bedelinin ise 1 milyar euro’yu bulacağını öngörüyor. Sendika sözcüsü A.Drougias’a göre esnek çalışma saatlerinin yer alacağı sözleşmeler yapılırsa bu rakam 6,000’e düşecek. Ancak hastane yönetimlerinin çalışma saatlerini azaltmaya yönelik görüşme istemlerini kabul etmediklerini belirten Drougias, bununla birlikte hastanelere karşı dava açmanın da sözü edilen maddeden dolayı yarar sağlamayacağını söylüyor: “Tabii, hastanede çalışan hekimler kızgın. Ancak birçoğu ya geçici sözleşmeli çalışıyor ya da uzmanlık eğitimi yapıyor; dolayısıyla durumları pek güvence altında değil. Ancak sonuçta, diğer girişimler başarısız olursa grev yapacağız”

Hollanda tamamlayıcı tıp konusunda sert önlemler alıyor

BMJ  2004;328:485

Hollanda, hükümet sağlık soruşturmacıları, 2001 yılında meme kanserinden yaşamını yitiren oyuncu ve komedyen Sylvia Millecam’ın sağaltımını şiddetli biçimde eleştiren raporundan sonra, tamamlayıcı tıp uygulayıcılarını ilgilendiren yasaları sıkılaştırmaya hazırlanıyor. Raporda, alternatif uygulayıcıların hastanın hekimlerince konulan meme kanseri tanısına karşı çıktıklarını ve bunun yerine bilimsel temeli olmayan sağaltım yöntemleri kullandıkları belirtiliyor. Rapora göre uygulanan yöntemler çok sorumsuzca ve sonuçta hastanın sağaltım ya da yaşamının uzaması olasılığını ortadan kaldırıcı nitelikte.

Hollanda Sağlık Hizmetleri Denetmenliği, ülkede şu anda var olan “liberal rejim”i, “vatandaşlarını alternatif tıp uygulayıcılarınca zarar görmekten yeterince korumadığı” için eleştiriyor ve bu “tehlikeli şarlatanlık” için gerekli önlemleri almaya çağırıyor.

Hasta yakınlarının yakınmada bulunmamalarına rağmen, medyada Millecam’ın ölümüne ilişkin yer alan haberlerden sonra Denetmenlik 2002 yılında bir soruşturma başlatmıştı. Soruşturmacılar Millecam’ın Eylül 1999’dan ölümüne dek 28 alternatif tıp uygulayıcısı ve kurumunca sağaltım gördüğünü saptadılar. Bilimsel yöntemlere erişme olanağı bulunmasına rağmen hasta özellikle alternatif yöntemleri seçti. Hasta, hekiminin 1 cm çapında bir kitle saptaması üzerine bir hastanenin radyoloji bölümüne sevk edildi, ancak test sonuçları net değildi. Hasta bir cerraha gönderildi. Ancak hasta bunun yerine bir elektro-akupunktur uygulayıcısına gitmeyi tercih etti ve kendisine kaygı duyulacak bir şey olmadığı söylendi. Bir süre sonra hastaya meme kanseri tanısı kondu ve operasyon önerildi. Ancak hasta yine popüler bir “iyileştirici”ye başvurdu ve kendisine kanser olmadığı, ayrıca kemoterapiden uzak durması gerektiği söylendi. Sonraki bir yıl boyuncahasta birçok “iyileştirici”ye başvurmaya devam etti, bir İsviçre kliniği’nde uygulanan “hücreye özgü kanser sağaltımı”, “tuz terapisi” ve bir medyum-iyileştirici’yi de içeren çeşitli yöntemler denedi. Bu sırada en az iki kez kendisine kanser değil bakteriyel enfeksiyonu olduğu söylendi.

Soruşturmacılar altı uygulayıcı hakkında suç duyurusunda bulundular. Ayrıca üç hekimin de cezalandırılması söz konusu. Soruşturmacılar şimdi alternatif uygulayıcıların daha sıkı denetlenmesi ve tümünün kayıt altına alınmasını istiyorlar. Ayrıca eğitimli hekimler dışındakilerin tanı koymasının yasaklanması da isteniyor. Hollanda Kraliyet Tabipler Birliği bu önerileri destekliyor. Birlik sözcüsü alternatif iyileştiricileri kapsayan yasal düzenlemenin oldukça gevşek olduğuna ve Millecam olgusunun bunun iyi bir göstergesi olduğuna dikkat çekiyor.

Dünyanın ilk kök hücre bankası Britanya’da kuruldu

BMJ  2004;328:1277

Dünyanın ilk kök hücre bankası geçen hafta Britanya’da kuruldu. Bankanın kuruluş amacı, araştırma ve sağaltım için kullanılacak, etik açıdan onaylanmış, kimliklendirilmiş kök hücreleri depolamak. Banka, hükümetçe finanse edilen ve biyolojik araştırmaların niteliğini denetleyen

Ulusal Biyolojik Standartlar ve Denetim Enstitüsü’nce işletiliyor. Tıbbi Araştırma Konseyi ve Biyoteknoloji ve Biyolojik Bilimler Araştırma Konseyi Banka’nın çalışmalarına mali destek sağlayacak.

Birçok hücre dizisi için kök hücre bankaları bulunmaktaydı, ancak bu banka, embryonik, fetal ve erişkin dokulardan kaynaklanan tüm hücre dizisi tipleri için dünyanın ilk bankası olma özelliğini taşıyor. Bu hücreler hem temel araştırmalar hem de klinik uygulamalar için kaynak sağlamakta. Banka, Lordlar Kamarası Bilim ve Teknoloji Kurulu üyesi ve aynı zamanda bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanı olan Lord N.Patel’ın başkanlığında sıkı kurallar çerçevesinde çalıştırılacak. Araştırma, sağlık hizmetleri, yargı kurumları ve toplum temsilcilerinin yer alacağı bir yönetim kurulu bankanın çalışmalarını denetleyecek. Ulusal Biyolojik Standartlar ve Denetim Enstitüsü yöneticisi Dr. S. Ingles, kök hücre sağaltım yönteminin büyük bir potansiyele sahip olduğunu, ancak araştırmaların henüz erken evrede bulunduğunu, sonuç almak için daha fazla çalışmak gerektiğini söylüyor: “Kök hücreler için bu türden bir kaynak sağlanmasıyla, bu çalışmalar çok daha iyi yürütülecektir. Banka yönetim kurulunca kabul edilen kök hücre dizilerini kabul edecek, hücreleri çoğaltacak ve araştırmacılara sunacak. Bankanın ikini önemli rolü, nitelik denetimi yapacak olması. Hücreler denetlenen koşullarda saklanacak ve araştırmacılara nitelikli materyal sunulmuş olacak”.

Çin, ücretsiz HIV testi ve sağaltımı sunuyor

BMJ  2004;328:975

Çin hükümeti, ödeme gücü olmayanlara ücretsiz HIV testi ve sağaltımı sunuyor. Yeni düzenleme ücretsiz antiretroviral ilaçları, testleri, anneden bebeğe geçişi önleme çalışmalarını ve yetimlerin eğitimini kapsıyor. UNAIDS Çin koordinatörü J. Rehnstrom, hükümetin bu girişiminin oldukça cesaretlendirici olduğunu söylüyor. Program UNAIDS ile birlikte yürütülecek ve test için uygulama kılavuzları geliştirilmesi, gönüllü danışmanlık ve antiretroviral sağaltımı içerecek. Çin medyasına göre, güneybatı bölgesindeki Yunnan ve Sichuan gibi HIV prevalansının yüksek olduğu bölgelerde programın finansmanı merkezi hükümetçe sağlanacak. Diğer bölgelerde ise finansman yerel hükümetlerce karşılanacak.

Çin Sağlık Bakanlığı, ülkede 840,000 HIV (+) olduğunu öngörüyor. Bu kişilerin yalnızca %10’u saptanabilmiş durumda. UNAIDS’e göre daha etkili programlar uygulanmazsa bu rakam 2010 yılında 10 milyona ulaşabilir. Birleşmiş Milletler sözcüsü R.Dietz, sorunun büyük olduğunu ve hükümetin böyle bir girişimde bulunmasından memnun olduklarını söyledi: “Bununla birlikte hala kentler düzeyindeki durumdan kaygılıyız. Hiyerarşi, özellikle seks işçileri hakkında yetkililerin etkin önlemler almalarını engelleyebiliyor. Bizim için en önemli gösterge HIV (+) kadınların sayısındaki artış. Diğer ülkelerdeki deneyimlerden, bu sayı arttığında sorunun çok ciddi boyuta ulaşmış olduğunu biliyoruz.”

 

TIP DÜNYASI

Sayfa başına git         Başa dön