e-posta

   Eski Sayılar | Künye | Ana Sayfa

TIP DÜNYASI
 

.

15 Temmuz 2004  Sayı: 124

 

Dünyadan haberler...Dünyadan haberler...

Pfizer suçunu   kabul etti, ancak Neurontin satışı artarak devam ediyor.

BMJ  2004;328:1217

Dünyanın en büyük ilaç üreticisi Pfizer, 13 Mayıs’ta, gabapentin’in (Neurontin) ruhsatsız kullanım alanlarının reklamını yaptığı için birçok sivil ve kriminal suçlamadan suçlu bulundu. Şirket 240 milyon dolar ceza ve eyalet sağlık hizmetleri programına 152 milyon dolar ödemeyi kabul etti. Bu ceza ilaç endüstrisi için şimdiye kadar verilen en büyük ikinci ceza. Bu arada, kullanıldığı bazı alanlarda etkisiz olduğuna ilişkin kanıtlara rağmen gabapentin’in ruhsatsız satışı artarak sürüyor.

2002 yılında Pfizer tarafından satın alınmadan önce Warner-Lambert için “tıbbi bağlantı uzmanı” olarak çalışan mikrobiyolog David Franklin, Pfizer’a karşı bir dava açtı ve şirketi aldatıcı bilimsel kanıtlar kullanarak gabapentin’in ruhsatsız alanlardaki kullanımının reklamını yapmakla suçladı. Dr.Franklin’in davası, şirketin çalışma sonuçlarını gizlediğini, tıbbi toplantılara gabapentin’i aklayacak sorular soran kişiler gönderdiğini, hayalet yazarlar kullandığını, “düşünce liderleri”ne cömert ücretler ödediğini ve hekimlerin psikolojik profillerini kullandığını ortaya çıkardı. Dr.Franklin ilacın ruhsatsız alanlardaki kullanımına yönelik satışının, geçen sene tüm dünyadaki 2.7 milyar dolarlık satışının %90’ından fazlasını oluşturduğunu söyledi.

Gabapentin kullanımı, sadece parsiyel nöbetlerde ve post-herpetik nöraljide ek sağaltım yöntemi olarak onaylanmış durumda. Ancak şirket nöbetlerde monoterapi, huzursuz bacak sendromu, bipolar bozukluk, migren ve alkol kesilme nöbetleri dahil olmak üzere en azından 11 ayrı endikasyon için çalışanlarını eğitti. Dr. Franklin, birçok insanın ilacın iyi olduğunu söylediğini belirtiyor: “Ancak hastalar diğer ilaçları almayı bıraktıklarında bu ilaç tehlikeli.” Klinik psikiyatri uzmanı Dr Matthew Keats, Mayıs 2002’de gabapentin kullanırken özkıyım girişiminde bulunan 16 yaşındaki bir hastayı anımsatarak bu fikre katıldığını söylüyor: “Öykünün şok edici boyutu, şirketin daha 1998’de Neurontin’in bipolar bozuklukta etkin olmadığını ortaya çıkaran bir çalışmayı desteklemiş olması. Ancak sonuçları iki yıl yayımlamadılar. İlacın hala bipolar bozukluk için reçete edildiğini görüyoruz.”

Davanın sonucunda varılan uzlaşmaya göre Dr.Franklin 24.6 milyon dolar alacak. Bu uzlaşma Pfizer için ağır bir yenilgi sayılmaz. Çünkü gabapentin’in dünya çapındaki satışı 2000 yılında 1.3 milyar dolar iken 2003 yılında 2.7 milyar dolara çıkmış durumda. Dr.Franklin’e göre şirketin tanıtım çalışmaları son derece etkin: “Şu anda gabapentin alan insanların çok büyük kısmı ilacı yanlış nedenlerle kullanıyorlar”.

 

Lizbon’da kadın hastalıkları ve doğum uzmanları 11 gün grev yaptılar.

BMJ  2004;328:1222

Lizbon’da bulunan Portekiz’in en büyük kadın hastalıkları ve doğum hastanesinde çalışan hekimler 11 gün süren bir grev yaptılar. Grevin amacı, hastanede eğitilen hekimlerin diğer enstitülere gitmesini engellemekti. Ayrıca fazla mesai ücretlerinin ödenmesini güvenceye almayı amaçladılar. Portekizli Hekimler Bağımsız Sendikası’na göre grev 17 Mayıs’ta başladı ve 28 Mayıs’ta sona erdi. Sendika sözcüsü Alvaro Cohen tüm hekimlerin greve katıldığını, acil servis, hemodiyaliz, onkoloji gibi bölümlerin hizmet sunmaya devam ettiğini ve ayaktan hastalara yeniden randevu verildiğini belirtti. Sendika genel sekreteri Carlos Arroz hastanede yılda ortalama 6,500 doğum yapıldığını ve ülkenin çeşitli bölgelerinden gelen komplike olgularla uğraşıldığını söylüyor: “Geçen iki yılda eğitimini tamamlayan sekiz hekimin tamamı ülkedeki başka hastanelere gittiler. Şu anda sağlık çalışanlarımızın sayısında ciddi eksiklikler var ve hastanenin geleceği açısından kaygılanıyoruz. Şu anda çalışan hekimlerin üçte biri zaten 50 yaşın üzerinde ve artık zorunlu olmamalarına rağmen birçoğu acil serviste nöbet tutuyor.” Ana Margarida Branco Sağlık Bakanlığı’nın, greve neden olan fazla mesai ücretlerinin grevden iki hafta önce hastaneye gönderildiğini açıkladığını, ancak hak ettikleri halde kıdemsiz hekimlerin bu ödemenin dışında tutulduğunu ileri sürüyor.

Sağlık Bakanlığı eğitim hastanelerindeki kıdemsiz hekimlerin acil servislerde ücret tutmalarını istiyor. Bakanlık kamu hastanelerine gönderdiği bir yazıda bu uygulamanın gerekçesini sağlık harcamalarını azaltmak olarak açıkladı. Portekiz Genç Hekimler Birliği Başkanı Carlos Cortes konuyu şöyle yorumluyor: “Acil servislerde ücretsiz nöbet tutma uygulamasına tamamen karşıyız. Profesyonel bir işin karşılığını ödememek, sağlık kurumlarının mali durumunu güvenceye almak için bir yol olamaz. Bu en hafif deyişle hekimlere karşı yapılmış bir haksızlıktır ve Sağlık Bakanı bunu biliyor”

 

Rusya’daki hekimlerin yarısı işlerini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya

BMJ  2004;328:1092

Rusya, Sovyet döneminden kalan sağlık sisteminde köklü değişiklikler yapmak üzere. Bu değişiklikler, hekimlerin yaklaşık yarısının işlerini kaybetmesine neden olabilir. Rusya’nın sağlık sistemi SSCB’nin 1991’de dağılmasından sonra yenilenmedi ve Batılı uzmanlara göre personel sayısında büyük fazlalık bulunuyor.

Sağlık hizmetleri sunumunun teorik olarak ücretsiz olmasına rağmen hizmetlerin niteliği oldukça düşük ve birçok Rus gereksindiği hizmeti alabilmek için rüşvet vermek durumunda kalıyor. Putin hükümetince sunulan bir yasa taslağı bu tabloyu değiştirmeye çalışıyor. Taslak, hasta sayısından çok sunulan hizmetin niteliğine odaklanmayı amaçlıyor. Taslak Duma’da değiştirilebilecek olsa da temel özelliklerinin korunması bekleniyor. Eğer taslak yasalaşırsa Rus medyasına göre 300,000 hekim ve sağlık çalışanı işten çıkarılacak ve birkaç yıl içinde bazı hastaneler kapatılacak. Taslak ayrıca önümüzdeki on yılda Rusya’nın 1.6 milyon olan yatak sayısını üçte bir oranında azaltılmasını ve onbinlerce yerel uzman merkezinin kapatılmasını öngörüyor. Buradaki temel fikir, hekimleri uzmanlaşmaktan caydırmak ve genel pratisyenliğe yönlendirmek. Hükümet ayrıca hekimlerden, hastaları hastaneye yatırma eşiklerini yükseltmelerini ve yatma süresinin olabildiğince kısaltılmasını istiyor.

Kırsal bölgeler, küçük merkezlerin kapatılması ve hizmetin büyük kentlerdeki ayaktan bakım merkezlerine kaydırılması sonucunda, bu durumdan en olumsuz etkileneceklerin başında geliyor. Bazı hekimler taslağı belirsiz olmakla eleştiriyorlar: “Kaotik ve amaçları net değil”

 

Çocuk Felci Afrikalı Çocukları Tehdit Ediyor

BİA Haber Merkezi

01/07/2004     

Küresel Çocuk Felcini Yok Etme Girişimi (Global Polio Eradication Initiative) Batı ve Merkez Afrika’da son yılların en büyük çocuk felci (polio) salgınının başlayabileceğini ve binlerce çocuğun felç olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu açıkladı.

Bölgedeki çocuk felci vakalarının sayısı geçen yıla göre beş kat arttı. Girişim, salgının Nijerya’daki aşı programının duraklatılmasından kaynaklandığını düşünüyor.

Dünya Sağlık Örgütü’nden (WHO) David Heyman “Virüs alarm verecek derecede hızlı yayılıyor” diyor. Heyman, yılın ikinci yarısında çok daha fazla vaka görülebileceğinden endişe ettiğini söylüyor.

Çocuk felci genellikle beş yaşın altındaki çocukları etkiliyor ve sinir sistemini sararak çocuğun felç olmasına hatta ölümüne yol açıyor. Çocuk felcinin tedavisi yok; yalnızca aşı ile koruma sağlanabiliyor.

“Aşılar Batı’nın komplosu”

Nijerya’nın kuzeyinde bulunan Kano eyaletinde, İslami önderlerin itirazları üzerine, aşı programının sekiz ay boyunca durdurulmasından sonra bölgede, 197’si Nijerya’da olmak üzere, 237 çocuk felci vakası rapor edildi.

Geçtiğimiz yılın aynı döneminde rapor edilen vaka sayısı 49’du.

Eyaletteki İslami önderler, aşıların “bölgede nüfusun artmasını istemeyen Batılıların bir komplosu olarak zehir içerdiğini” söylemişlerdi. Aşı programının Endonezya’dan getirilecek yeni stoklarla yeniden başlayacağı tahmin ediliyor.

15 senede 350 bin vakadan 800 vakaya

Küresel Çocuk Felcini Yok Etme Girişimi, 1988’de, 166 ülkeden temsilcilerin katıldığı 41. Dünya Sağlık Kongresinde (World Health Assembly), çocuk felcinin 2000 yılı sonuna kadar tüm dünyada ortadan kaldırılmasını sağlamak üzere kuruldu.

Girişimin kurulduğu 1988’de dünya çapında yaklaşık 350 bin olan çocuk felci vakalarının sayısı 2003’de 800’e düştü. 2004’te, bugüne kadar 339 vaka rapor edildi.

Çocuk felcinin görüldüğü ülkelerin sayısı da 125’den altıya indi. Şu an yalnızca Nijerya, Hindistan, Pakistan, Nijer, Afganistan ve Mısır’da çocuk felci virüsü bulunuyor.

Daha sonra hedeflerini revize eden Girişim, 2005 yılı sonuna kadar çocuk felcinin tüm dünyada yok edilmesini hedefliyor. Bu amaca ulaşmak için dünya çapında bir laboratuar, gözlem ve aşılama ağı oluşturuldu.

Girişim, çocuk felcinin önlenmesi için tüm dünyada, her yeni doğanın yaşamının ilk senesinde dört doz aşı almasına, ulusal aşı günleri sırasında destekleyici dozlar uygulanması, vakaların rapor edilmesi ve vakaların belli bir bölgeye sıkıştırıldığı durumlarda kampanyalar düzenlenmesine çalışıyor.

Sadece 2002 yılında 500 milyon çocuğun aşılanmasını sağlayan Girişim, Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Rotary International, üye ülke hükümetleri ve bağışçılar tarafından finanse ediliyor.

Türkiye’de 1998’den beri vaka yok

Girişim, Haziran 2002’de, Türkiye’nin de içinde bulunduğu 51 ülkeyi kapsayan DSÖ Avrupa bölgesinin çocuk felcinden tamamen temizlendiğini açıkladı. Bir bölgede bu karara varılabilmesi için üç yıl boyunca hiç çocuk felci vakası görülmemesi gerekiyor.

Avrupa bölgesindeki son çocuk felci vakası 1998 yılında Türkiye’de, Güneydoğu Anadolu bölgesinde görüldü.

 

TIP DÜNYASI

Sayfa başına git         Başa dön