e-posta

   Eski Sayılar | Künye | Ana Sayfa

TIP DÜNYASI
 

.

1 Haziran 2004  Sayı: 122

 

hukuk
köşesi

Avukat Mustafa Güler

Sağlık Bakanlığını yönetmek ne güzel olurdu, şu doktorlar olmasa!...

Bir zamanlar Milli Eğitim Bakanının söylediği “Talebeler olmasa Maarifi ne güzel idare ederdim” özlü sözü bugün birçok alanda benimsenmeye başladı. Her yerde taşın altına elini koymadan “koordine edici” işlev üstlenmek gayreti var.

Sağlık Bakanlığı da  hastaneleri işletmeye dönüştürmenin yanı sıra bu kez de sağlık hizmetlerini dışarıdan satın almak suretiyle personel istihdamından kaçınmaya çalışıyor.

5 Mayıs 2004 tarihli Resmi Gazete’de Sağlık ve Yardımcı Sağlık Personeli Tarafından Yerine Getirilmesi Gereken Hizmetlerin Satın Alma Yoluyla Gördürülmesine İlişkin Esas ve Usuller adıyla ilginç bir düzenleme yayımlandı. Kamu İhale Kanunu kapsamında alımı yapılacak olan sağlık hizmetlerinin bedeli döner sermaye gelirlerinden ödenmek kaydıyla satın alınma yoluyla gördürülmesine daîr esas ve usuller bu düzenlemede belirlenmiş. Sağlık ocaklarından hastanelere kadar bütün sağlık kurum ve kuruluşları bu düzenlemenin kapsamında.

Hemen bir tespiti sizlerle paylaşmak isterim: Bu Kanun kapsamındaki idarelerin kendi özel mevzuatı uyarınca hak sahiplerine sağlayacakları teşhis ve tedaviye yönelik hizmet alımları 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 3. maddesinin (h) bendi uyarınca Kanunun kapsamı dışındadır. 5 Mayıs tarihli Sağlık Bakanlığı düzenlemesinde satın alma yoluyla gördürülmesi öngörülen hizmetler ise Kamu İhale Kanunu kapsamında alımı yapılacak sağlık hizmetleri olarak saptanmıştır. Bu durumda ise özel mevzuatı uyarınca hak sahiplerine sağlanacak olan teşhis ve tedaviye yönelik hizmet alımları  Bakanlık düzenlemesinin kapsamı dışında kalmaktadır. Daha açık söylersek, Sağlık Bakanlığı bu Usul ve Esaslar ile dışarıdan hekim ve yardımcı sağlık personeli hizmeti satın alamaz. Ancak hastalıkların teşhis ve tedavisine yönelik olmayan hizmetler bu Usul ve Esaslar ile dışarıdan hizmet satın almanın konusu olabilir.

Usul ve Esaslar’da hangi hizmetlerin satın almaya konu olabileceği 1. maddede belirtilmiş ve teşhis ve tedaviye yönelik hizmet alımları  kapsam dışında bırakılmış olmasına karşın devamı maddelerinde bütünüyle sağlık hizmetlerinin nasıl satın alınacağına, satın almada rekabetin korunması için neler yapılması gerektiğine, bu hizmetlerin en az paraya alınması için neler yapılacağına ilişkin düzenlemeler bulunmaktadır. Bu yönüyle düzenleme kendi içinde çelişkiler barındırmaktadır.

Ayrıca, düzenlemenin ayrıntısına girdikçe çelişkiler çoğalmaktadır. Örneğin düzenlemenin 7. maddesinde satın alınacak sağlık hizmetinin yaklaşık maliyetinin önce idare tarafından belirleneceği ama bunun onay aşamasına kadar mutlak gizliliğinin sağlanacağı belirtilmektedir. Bundan amaçlanan saptanan yaklaşık maliyetin altında teklif verilmesinin engellenmemesi olsa gerektir. Oysa düzenlemenin 20. maddesinde yaklaşık maliyetin hesabında ortaya çıkan taban maliyetin altında sözleşme imzalanamaz hükmü bulunmaktadır. Bu durumda, saptanan yaklaşık maliyetin gizli tutulmasının gerekçesi anlaşılamamaktadır. Ya İdare tespit ettiği yaklaşık maliyetin doğruluğu noktasında tereddütlüdür ya da yaklaşık maliyetin altında hizmet satın almaya çalışmaktadır. Her iki varsayım da satın alınacak hizmetin SAĞLIK HİZMETİ olması sebebiyle, hizmette ortaya çıkacak aksaklığın telafisinin bulunmaması sebebiyle tehlikelidir.

Düzenleme bütünüyle sağlık hizmetlerinin taşeronlar eliyle sunulmasını sağlamaya yönelik hükümler taşımaktadır. Hizmet sunanların genel düzenlemeler kapsamı dışında tutulması güvencesiz bir çalışma sistemini dayatacağı gibi sağlık hizmet sunumunda yaratılacak fiyat rekabeti ile sonuçta halkın alacağı sağlık hizmetinin kalitesinde bir düşme olacağını öngörmek de kehanet olmasa gerektir.

Sağlık Bakanlığı, bu Usul ve Esaslar ile tümüyle taşeronlar aracılığıyla sağlık hizmeti sunan, mümkünse hiç hekim istihdam etmeyen bir bakanlık olma yolunda ilerlemektedir.

 

 

 

TIP DÜNYASI

Sayfa başına git         Başa dön