e-posta

   Eski Sayılar | Künye | Ana Sayfa

TIP DÜNYASI
 

.

1 Mayıs 2004  Sayı: 121

 

hukuk
köşesi

Avukat Ziynet Özçelik

Nöbet (!)

Bir süredir asistan hekimlerin nöbet ücretlerinin ödenmediği haberleri basında da yer alıyor. Nöbet sözcüğünü duyduğumda genellikle iki şey aklıma gelir. Birincisi insanların bir hastalık nedeniyle geçirdikleri şey, diğeri ise bir şarkının “hekimden sorma çekenden sor” dizesi. Gerçektende hekimlerin hele de asistan hekimlerin bazen “fıçı” gibi terimlerle anlattıkları nöbetleri, başlı başına insana nöbet geçirtebilecek sorunlarla doludur. Ve de bunun böyle olduğunu bu nöbeti tutanlardan başka kimse bilmez.

Türk Tabipleri Birliği hukuk bürosuna mesleğinin başında bir avukat olarak dahil olduğumda, önümüze ilk getirilen sorunlardan biri idi hekimlerin karşılığını alamadığı nöbet ücretleri.  1991-92 yıllarında üniversitelerde çalışan asistanlara nöbet ücreti ödenmiyordu. Türk Tabipleri Birliği’nin girişimleri üzerine 1993 yılı Bütçe Kanuna bir hüküm konularak   bütün asistan hekimler de dahil 25 ve üzeri yatağa sahip yataklı tedavi kurumlarında 10 nöbete kadar olan nöbetlerin ücretlerinin ödenmesi ya da karşılıklarında izin kullandırılması öngörüldü. Daha sonra Bütçe kanunundaki bu hüküm 657 Sayılı Devlet Memurları Kanuna ek madde 33 olarak eklendi ve halen yürürlükte bulunmaktadır. Ancak o günden buyana icapçı nöbetlerinin ve tutulan bütün nöbetlerin izin ya da ücret karşılıklandırılması konusunda bir gelişme sağlanamadı. Hukuk bürosu olarak nöbet tutmayan veya tuttuğu nöbetleri unutanlara nöbetlerin nasıl bir şey olduğunu anlatmak için hazırladığımız yazıdan bir bölüme bu köşede yer veriyorum:

“657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda devlet memurlarının çalışma süreleri haftada 40 saat iken, 2368 sayılı “Sağlık Personelinin Tazminat ve Çalışma Esaslarına Dair Kanun”da ise sağlık personeli için haftalık çalışma süresi 45 saat olarak belirlenmiştir. Genellikle ortalama ile ifade edilen bu normal çalışma süresinin yanı sıra, özellikle hekimlerin  gerçek çalışma süreleri çok daha uzundur. Gerçek çalışma süresi, yasalarla belirlenen normal çalışma süresi dışında fazla çalışma, nöbet ve çağrılmalarda geçen süreyi de kapsamaktadır. Sağlık hizmetlerindeki acil durumlar, sağlık hizmetlerindeki özel zorunluluklar, insanlarla uğraşmanın oldukça özgün yanı, beklenmeyen durumların sıklığı ve benzeri etmenler çalışma süresinin normal süreyi aşmasına neden olmaktadır.

Yatan hastalara gerekli bakımın gece gündüz her saat verilme gerekliliği, sağlık hizmetlerindeki işlerin sürekliliği, gece çağrılmalar, gece çalışması ve vardiya uygulamalarına yol açmaktadır. Gece çalışması, vardiyalı çalışma ve düzensiz çalışılan saatler çalışanlar açısından oldukça sorunlu bir uygulamadır. Uyku düzensizliği, yemek alışkanlıklarında değişme ve bunların etkileri ortaya çıkmaktadır. Daha da önemlisi gece çalışması ve düzensiz çalışma saatleri aile ve sosyal yaşam üzerinde rahatsız edici etkiler yaratmaktadır. Uzun iş saatleri, fazla çalışma sıklığı, düzensiz çalışma saatleri acil ve beklenmeyen durumlar nedeniyle son anda ortaya çıkabilen değişiklikler, göreve çağrılmalar, acil çağrılmalar hastanelerde çalışanların iş dışındaki yaşamlarını baskı altına almaktadır.

Sağlık hizmetlerinde fazla çalışma, gece ve vardiya çalışması, hafta sonu ve resmi tatilde çalışma, icapçı ya da anında hazır görev gibi düzenli hizmetin dışında ve elverişli olmayan ortamlarda yapılan çalışmalar önemli bir iş güçlüğü olarak ortaya çıkmaktadır.

Sağlık hizmetlerinin özelliği 24 saat süreyle ve kesintisiz olup bu nedenle yataklı tedavi kurumlarında mesai saatleri haricinde de sağlık hizmetlerinin sürdürülebilmesi için nöbet tutulmaktadır. Ancak mesai saatleri dışında ve genellikle gece ve tatil günlerinde daha zor şartlarda yürütülmekte olan hizmetin karşılığında ödenen nöbet ücreti külfet nimet dengesine uygun değildir.

İcapçı görevi (hazır bekleme, çağrılma ve benzeri) özellikle hastaneler ve yataklı tedavi kurumlarında yaygındır. Bu görev sağlık personelinin yaşam düzenini sarsması, çalışma süresini uzatması, çalışma süreleri arasındaki dinlenme sürelerinin düzensizleşmesi gibi sıkıntılar yaratmaktadır. Ayrıca uzun süre göreve hazır beklediği halde resmen çağrılmadığından bu süre mevcut yasal düzenlemeler çerçevesinde sağlık personeli açısından çalışılmamış olarak kabul edilmektedir. Bugün ülkemizde icapçı nöbetlerinde, göreve çağrılma halinde bile hiçbir biçimde karşılık ödenmemektedir.”

Belki okuyup da anlayan olur!

 

 

 

TIP DÜNYASI

Sayfa başına git         Başa dön