e-posta

   Eski Sayılar | Künye | Ana Sayfa

TIP DÜNYASI
 

.

15 Nisan 2004  Sayı: 120

 

hukuk
köşesi

Avukat Mustafa Güler

SSK Genelgesi

25 Aralık 2003 tarihinde SSK tarafından bir genelge yayınlandı. "3-222 Ek" sayılı genelge, 3 sayılı ana genelgeye ek yapan 222. genelge. Bu genelge ile SSK işyeri hekimlerine yetki verilmesinde uygulanacak kurallara ilişkin düzenleme yapmaktadır. Ancak bu düzenlemeyi yaparken hekimlerin işyeri hekimi olarak çalışmalarına oda tarafından onay verilmesi ile ilgili düzenlemeler de yapmak suretiyle bazı noktalarda yetkisini aşmaktadır.

Anımsanacağı üzere SSK 1997 yılında da benzeri bir düzenleme yapmıştı. SSK tarafından 09.01.1997 gün ve 3-119 sayılı genelge düzenlemesi yapılmış ve açılan dava sonucunda Danıştay 10. Daire'nin 1997/552 E. sayılı dosyasında önce yürütmenin durdurulması kararı verilmiş;

 "...düzenlemelerde, işyeri hekimlerinden, kendisinin yükümlü olduğu sağlık hizmetlerinin sunumundan da yararlanabilmesi öngörülen davalı idareye, bu alanın dışında işyeri hekiminin atanması konusunda esasları belirleme ve düzenleme yapma yetkisi tanınmamıştır.

Davalı idarece daha önce çıkarılan 3.3.1986 tarih ve 3 sayılı Genelge ile bu Genelgeye ek olarak çıkarılan 13.12.1994 tarih ve 3-77 Ek Sayılı Genelgelerde de uygulama belirtilen biçimde yönlendirilmişken; dava konusu Genelgeyle davalı idare kendisinin işyeri hekimiyle yapacağı anlaşmalarda esas alacağı konuları düzenlemek yerine, yetkisinin bulunmadığı bir alan olan "işyeri hekimi atanması" konusunda, tabip odasından izin belgesi alınması yolundaki yasal zorunluluğu da kaldırır nitelikte bir düzenleme yapmıştır.

Bu itibarla, dava konusu genelgede 6023 sayılı Türk Tabipler Birliği Kanununa uyarlık görülmemiştir."

gerekçeli 1999/682 K. sayılı karar ile de iptal edilmiştir. Bu karar, İdari Dava Daireleri Genel Kurulu tarafından da değerlendirilmiş ve 1999/918 E. 2001/293 K. sayılı karar onanarak kesinleşmiştir.

Son dönemde İş Yasası değiştirilmiş ve buna bağlı olarak İşyeri Sağlık Birimleri ve İşyeri Hekimlerinin Görevleri ile Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik yayınlanmıştır. Ancak bu düzenlemelerde  işyeri hekimlerinin atanmalarında tabip odalarının yetkilerini düzenleyen, SSK'yı bu alanda yetkili kılan yeni bir düzenleme yapılmış değildir.  Buna rağmen SSK, belli ki kendisine yönelen baskılar karşısında direnememiş ve yetkisi olmadığı kesin hükümle belirlenmiş bir alanda yine / yeniden düzenleme yapmıştır. Bu düzenlemeye karşı Türk Tabipleri Birliği tarafından iptal davası açılmış ve yürütmenin durdurulması da talep edilmiştir.

Bu arada 1997 deneyimine ilişkin bir iki noktayı hatırlatmakta da yarar var. O dönemde bazı hekimler SSK'nın, hukuka aykırı genelgesine dayalı olarak, tabip odası onayı olmadan da tedavi yetkisi vermiş olmasını yeterli sayarak işyeri hekimliği yapmaya başladılar. Tabip odasının durumu bildiren yazılarına kendilerine SSK tarafından verilen yetkinin yeterli olduğu yanıtını vererek çalışmakta ısrar etmeleri üzerine disiplin soruşturması açıldı. Soruşturma sonunda meslekten men cezasına varan cezalar verildi hekimlere. Bu cezaların iptali için açılan davalarda TTB işlemleri hukuka uygun bulundu. Sonuçta, birçok hekim hukuka aykırılığı açık olan SSK işlemine güvenmeleri ve hukuksal düzenlemelerin yorumunda hata yapmaları sebebiyle zarar gördüler.

SSK'nın yeni düzenlemesi de 1997 genelgesi ile aynı niteliktedir. Yargısal sürecin devamı süresince SSK'dan tedavi yetkisi almadan önce işyeri hekimliği ile ilgili olarak oda onayının alınmasında, ileride herhangi bir olumsuzlukla karşılaşmamak bakımından,  yarar bulunmaktadır.

 

 

 

 

TIP DÜNYASI

Sayfa başına git         Başa dön