e-posta

   Eski Sayılar | Künye | Ana Sayfa

TIP DÜNYASI
 

.

15 Mart 2004  Sayı: 118

 

14 Mart Tıp Haftası etkinliklerine katılan Cumhurbaşkanı Sezer:

“İnsan yaşamını herşeyin üstünde tutan, tüm güç koşullara karşın özveriyle çalışan doktorlar ve sağlık çalışanlarının Tıp Bayramı coşkusunu paylaşmaktan büyük mutluluk duyuyorum.”

Tıp Dünyası - ANKARA - Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, hekimler, sağlık çalışanları ve hastalar yönünden bakıldığında Türkiye’de sağlıkta henüz istenen düzeye ulaşılamadığını belirtirken, hükümete daha sağlıklı politikalar yürütülmesi gerektiği mesajını verdi. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tümer Çorapçıoğlu, hükümetin sağlık politikalarını eleştirirken, salt siyasi amaçla, hiçbir insan gücü çalışması yapılmadan gündeme getirilen yasaların sağlık gereksinimini karşılamakta yetersiz kalacağını söyledi. Ankara Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman da, sağlıktaki kadrolaşmanın had safhaya ulaştığına dikkat çekti.

14 Mart Tıp Haftası nedeniyle Ankara Tabip Odası’nca, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Morfoloji Binası’nda düzenlenen törene Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer katıldı. Törene Törene hükümet ve Sağlık Bakanlığı’ndan temsilci katılmadı

“GSS ve Aile Hekimliği uygun değil”

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tümer Çorapçıoğlu, açış konuşmasında Türkiye’nin sağlık göstergelerinin ülkenin ekonomik olanaklarıyla örtüşmeyecek ölçüde ve asla hak etmediği biçimde bozulduğunu söyledi. Sağlık hizmetinin devletin anayasal görevi olduğunu vurgulayan Çorapçıoğlu, hükümetin uygulamaya koymayı planladığı Genel sağlık Sigortası ve Aile Hekimliği modellerinin ülkenin bünyesine uygun olmayan, pahalı modeller olduğunu kaydetti. Çorapçıoğlu, sağlık hizmetlerinin sosyalleştirilmesi modeli ve toplum hekimliği uygulanmasının benimsenmesi gerektiğini bildirdi. Yeni tıp fakültesi açılmasına izin verilmemesini ve tıp fakültelerinin öğrenci kontenjanının azaltılmasını isteyen Çorapçıoğlu, tıp eğitimim yetersizliğine dikkat çekti. Türkiye’de sağlık personelinin yurt içinde yeterli dağılımını gerçekleştiremeyen politikaların sürdürülmesinin anlamlı olmadığını ifade eden Çorapçıoğlu, “Salt siyasi amaçla, hiçbir insan gücü çalışması yapmaksızın getirilen yasalar, günümüzün sağlık gereksinmelerini karşılamakta yetersiz kalacaktır” dedi. Çorapçıoğlu, “Antidemokratik, anayasaya aykırı, eşitsizlik yaratan, sağlık çalışanlarının üretkenliğini ve tıp eğitiminin geleceğini olumsuz etkileyen koşulların düzeltilmesini ve gönülleri çalışma aşkıyla dolu sağlık personelinin mağduriyetlerinin önlenmesini bekliyoruz” diye konuştu.

“Kadrolaşma had safhada”

Ankara Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman da, 4 kişilik bir aile için yoksulluk sınırının 1 milyar 371 milyon lira olduğu Türkiye’de pratisyen hekimin 813, hemşirenin 550, hizmetlinin 450 milyon maaş ile geçinmeye çalıştığını belirtirken, sağlık çalışanlarının yaşamını sürdürebilmek için ek iş yaptığını söyledi. Hekimlerin yüzde 62’sinin bilimsel etkinliklere kendi imkanları ile katılamadığına dikkat çeken Adıyaman, her yıl 4500 yeni hekimin katıldığı tıp dünyasının önemli sorunlarla karşı karşıya olduğunu kaydetti. Hükümetin Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir kadrolaşma çalışması içinde olduğuna dikkat çeken Adıyaman, bu kadrolaşmaların liyakat ve eğitim gözönüne alınmadan yapıldığını söyledi. Adıyaman sağlık hizmetinin devletin görevi olmaktan çıkarılmaya çalışıldığını kaydederken, kamu reformu yasası ile kamu çalışanlarının siyasi iradenin boyunduruğu altına alınmaya çalışıldığını, sözleşmeli personel yasası ile iş güvencesinin ortadan kaldırılmaya çalışıldığını belirtti. Adıyaman, “Çabalarımızı ideolojik diye tanımlayanlara sesleniyorum; çalışanlarının haklarından yana, halkın iyi sağlık hizmeti almasından yana bir ideolojimiz var. Bizim ideolojimiz çağdışı karanlık bir ideoloji değildir” dedi.

“Sağlığa daha çok kaynak”

Çorapçıoğlu ve Adıyaman’ın ardından konuşma yapan Cumhurbaşkanı Sezer, “İnsan yaşamını herşeyin üstünde tutan, tüm güç koşullara karşın özveriyle çalışan doktorlar ve sağlık çalışanlarının Tıp Bayramı coşkusunu paylaşmaktan büyük mutluluk duyuyorum” diyerek başladığı konuşmasında  devletin, bireylere sağlıklı ve kaliteli bir yaşam sürdürebilecekleri sosyo-ekonomik ve kültürel ortamı sağlamasının temel koşul olduğuna dikkat çekti.

Tüm olumlu gelişmelere karşın, doktorlar, sağlık personeli ve hastalar yönünden bakıldığında, sağlık alanında henüz istenilen düzeye ulaşılamadığını ifade eden Sezer, “Sağlık hizmetlerinin ülke geneline yaygınlaştırılması çalışmaları ile hastane ve nitelikli personel sayısında önemli artışlar kaydedilmiş, ancak, ülkede dengeli bir dağılım sağlanamamıştır. Yurttaşlarımızın ve başta doktorlarımız olmak üzere sağlık çalışanlarının çözüm bekleyen birçok sorunu vardır” diye konuştu.

Çağdaşlık yarışındaki hedefin sürdürülebilmesi için, sağlık sisteminin geliştirilmesi ve tüm yurttaşların daha kaliteli sağlık hizmetlerinden yararlandırılması gerektiğini vurgulayan Sezer, “Bunun için bir yandan sağlık sisteminin aksayan yönlerini düzeltmek amacıyla gerekli adımlar atılırken, diğer yandan da sağlık hizmetlerine daha çok kaynak ayrılması ve yatırımların sürdürülmesi zorunludur” dedi.

Çalışmalarını yurdun dört bir yanında özveriyle sürdüren tüm sağlık personeline hak ettiği yaşam olanaklarının sağlanması, çalışma saatlerinin ve hasta yoğunluğunun azaltılmasına yönelik düzenlemelerin yapılmasının sağlık hizmetlerinde kaliteyi artıracağını bildiren Sezer, şunları kaydetti:

“Sorunlara uzun erimli ve kalıcı çözümler üretilmeli, insanımızın gereksinimlerinin daha iyi karşılanması yönünde beklenilen düzenlemeler, konunun taraflarının görüşleri, önerileri ve istekleri de dikkate alınarak bir an önce yaşama geçirilmelidir. Sağlık hizmetlerinin etkin ve ulaşılabilir kılınması, hastane koşullarının iyileştirilmesi, koruyucu hekimlik uygulamalarının yaygınlaştırılması ve nitelikli personel gereksiniminin karşılanması yönündeki çabalara hız verilmelidir.”

Doktorların yoğun ve stresli çalışma koşullarında, herkesin yardımına, güvenine ve desteğine gereksinim duyduklarını kaydeden Sezer, sağlık alanındaki tüm sorunların kısa sürede çözülmesini umut ettiğini vurguladı.

Törene katılan TBMM Başkanı Bülent Arınç, konuşma yapmak üzere kürsüye davet edilmesine karşın, hazırlıksız olduğunu gerekçe göstererek, konuşmadı.

 

“Tıp fakültelerine alınan öğrenci sayısı düşürülsün”

Tıp Dünyası - ANKARA - Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi, tıp fakültelerine alınan öğrenci sayılarının acilen yarıya indirilmesini istedi.

Türk Tabipleri Birliği’nden 14 Mart Tıp Haftası nedeniyle yapılan açıklamada, tıp eğitimindeki sorunlara değinildi. Türkiye’deki tıp fakültelerinin, kaynak yetersizliği, altyapı eksiklikleri gibi tüm sorunlara karşın “Nasıl iyi yetişiriz/yetiştiririz” kararlılığıyla, ülkenin sorunlarını bilen, toplumun öncelikle hastalanmamasına, hastalıklarda da en nitelikli hizmeti sunmaya çalışan hekimleri yetiştirdikleri kaydedildi.

Her yıl tıp fakültelerine 4 bin 500 öğrenci alındığına dikkat çekilen açıklamada, bu durumun gerek eğitimin niteliğini, gerek istihdamı, gerekse sağlık ortamını olumsuz etkilediği belirtilirken, bu nedenle tıp fakültelerine alınan öğrenci sayısının acilen yarıya indirilmesi istendi. Açıklama, “Sağlıklı bir toplum için çabalayan hekimler, geleceğin hekimleri tıp fakültesi öğrencileri ve onları eğitenlere, umudu çoğalttığımız bugünlerde daha güzel 14 Martlar diyoruz” dileğiyle sonlandırıldı.

 

TIP DÜNYASI

Sayfa başına git         Başa dön