e-posta

   Eski Sayılar | Künye | Ana Sayfa

TIP DÜNYASI
 

.

15 Ocak 2004  Sayı: 116

 

Sağlık, Bakanlıkça “derdest” edildi

“Sağlık”sız tasarı

Bakanlık, uzun süredir yaşama geçirmeyi planladığı Genel Sağlık Sigortası (GSS), Aile Doktorluğu ve taşradaki sağlık örgütlenmesinin il özel idarelerine devri gibi düzenlemelerin de içinde yer aldığı “Sağlık Kanunu” tasarısını hazırladı. Tasarı ile sağlık alanının tamamen ticarileştirilmesi ve özelleştirilmesi, sağlık çalışanlarının iş güvencelerinin ortadan kaldırılması yönünde adım atılıyor.

Tıp Dünyası - ANKARA - Mevzuatın iyisi, bir alanda var olan ama ayrı ayrı başlıklarda yer alan düzenlemelerin biraraya toparlanmışı olsa gerektir. Bu açıdan bakınca “Sağlık Kanunu” tasarısı (versiyon 5, 10 Kasım 2003 tarihini taşıyan) çok iyi bir yasa hazırlığı. 4 geçici ve 155 maddeden oluşuyor. Yasa sağlık alanında insan haklarından koruyucu sağlık hizmetlerine, gemi, liman, havaalanlarındaki önlemlere, il-ilçe sağlık kurullarının görevlerine, genel sağlık sigortası ve aile hekimliğine, malpraktis alanında düzenlemelere kadar  genişlik içeriyor. Yürürülüğe girmesi ile  iptal olacak yasalara bakınca (Umumi Hıfzısıhha Kanunu, 224 sayılı yasa, 1219 sayılı yasa vb.) zaten tasarının önemi anlaşılıyor. Tasarıyı dikkatle okuyanlar sağlık alanının ticarileştirilmesi ve “devletin” sırtından atılması, sağlık çalışanlarının iş güvencesiz bir ortamda nasıl sürüneceklerinin yasal zeminin oluşturulduğunu hemen anlayabilirler. Biz şimdilik, tasarının “Aile Hekimliği” ile ilgili bölümüne yer verelim:

Aile Hekimleri

Madde 116 - Aile doktoru, kendisine kayıtlı kişilerin sağlığını korumak ve geliştirmek üzere kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri ile birinci basamak tanı, tedavi ve rehabilite edici hizmetleri vermekle yükümlü hekimdir.

Aile doktoru görev yaptığı yerdeki sağlık ocağına kaydolur.

Aile hekimleri, uzman da olsalar aile hekimliğinden başka bir iş yapamazlar.

Aile doktorunun görevleri,

a) Birinci basamak tanı ve tedavi hizmetleri ile kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetlerini yürütmek,

b) Periyodik muayene ve erken tanı hizmetlerini sunmak,

c) İkinci ve üçüncü basamak tedavi hizmetlerinin evde, ayakta ve gerektiğinde sağlık kurumunda takibini yapmak,

d)Kendisine kayıtlı kişilere yönelik laboratuar hizmetlerini yürütmek,

e)Acil yardım hizmetlerini vermek,

f)Kendisine kayıtlı kişilerin kayıt ve sağlık istatistiklerini tutmak,

g)Tıbbi danışmanlık yapmak,

h)Eczane bulunmayan yerleşim yerlerinde ilgili mevzuata göre ecza dolabı açmaktır.

Aile doktoru, bölgesinde bulunduğu sağlık ocağı ve hastasını sevk ettiği kurumlar ile işbirliği ve koordinasyonu sağlamakla yükümlüdür.

Aile doktoru, Genel Sağlık Sigortası Kurumundan, bulunduğu yöreye ve kendisine kayıtlı kişilerin sayısına göre değişen bir ücret alır.

Aile doktoru, bu hizmetlerin sağlanması için, yanında ücretli olarak çalışacak yeterli sayıda ebe ve/veya hemşire istihdam eder; bu mümkün olmadığı takdirde geçici olarak o yerdeki sağlık ocağı tarafından görevlendirilecek bir elemanla işbirliği yapar. Aile doktoru gerektiğinde sağlık ocağından laboratuar ve radyoloji hizmeti gibi destekler de alabilir. Sağlık ocağının bu desteklerine karşılık ödenecek hizmet bedelleri Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Aile doktoru muayenehanesinin asgari standartları Bakanlıkça belirlenir.

Aile doktoruna veya sağlık ocağına kayıt

Madde 117 - Sağlık güvencesine sahip her kişi, bölgesindeki aile hekimlerinden kendi seçeceği birine veya o yerdeki sağlık ocağına kaydolur. Kişiler, Genel Sağlık Sigortası Kurumunca yönetmelikle belirlenen bir sebeple aile doktorunu değiştirebilirler.

Aile doktorunun hizmet sunması

Madde 118 - Sağlık güvencesine sahip her kişi varsa o il ve ilçedeki, acil durumlar, yolculuk ve geçici yerleşme dışında ilk başvurusunu kayıtlı olduğu aile doktoruna veya sağlık ocağına yapar. Aile doktoru veya sağlık ocağı hekimi kişiye mesleki yetkileri çerçevesinde uygun bulduğu tıbbi işlemleri uygular; gerekli gördüğü taktirde, ikinci basamak sağlık hizmeti veren bir kuruluşa, tıbbi zorunluluk hallerinde ise üçüncü basamak hizmet veren bir kuruluşa gerekli bilgi ve belgelerle birlikte sevk eder.

Aile doktoru veya sağlık ocağı, sevk ettiği kişiye verilen hastane bakımını izler; birinci basamak hekimi ve hastane bu konuda işbirliği yapmakla yükümlüdür.

Meslek örgütlerine kuşatma

Sağlık Bakanlığı, sağlık alanındaki tüm meslek odalarını kendisine bağlayan bir yasa tasarı taslağı hazırladı. Hazırlanan taslakta, Türk Tabipleri Birliği, Türk Dişhekimleri Birliği ve Türk Eczacıları Birliği’nin varolan yasal düzenlemelerini yürürlükten kaldırarak, bakanlığa bağlı, güdümlü yeni bir yapılanma öngörerek, meslek örgütlerini kuşatıyor.

Tıp Dünyası - ANKARA - Sağlık Bakanlığı, sağlık alanındaki tüm meslek odalarını kendisine bağlayan bir yasa tasarı taslağı hazırladı. “Sağlık Meslek Odaları ve Birlikleri Kanun Tasarı Taslağı” adını taşıyan düzenleme, Türk Tabipleri Birliği, Türk Dişhekimleri Birliği ve Türk Eczacıları Birliği’nin varolan yasal düzenlemelerini yürürlükten kaldırarak, bakanlığa bağlı yeni bir yapılanma öngörüyor.

Taslakta, yasanın amacı, “sağlık alanındaki mesleklerden her birinin mensuplarının kendi ortak ihtiyaçlarını gidermek, birbirleriyle ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak ve meslek ile ilgili etik kuralları belirlemek üzere Sağlık Meslek Mensupları Odaları ve Birliklerinin kurulmasına, teşkilat, faaliyet ve denetimlerine ilişkin esas ve usulleri düzenlemektir” biçiminde tanımlanıyor.

Yine taslağa göre, sınırları içinde belli bir sağlık mesleğine üye en az 100 kişinin bulunduğu her ilde bir oda kurulması öngörülüyor. Sınırları içinde oda kurmak için yeter sayıda ilgili sağlık meslek üyesi bulunmayan illerde bulunanların, hangi illerde bulunan meslek mensuplarıyla birleştirileceğine bakanlık karar verecek.

Taslak, söz konusu örgütlerin varolan yasal düzenlemelerinden aldıkları “halk sağlığını koruma” görevini de ortadan kaldırıyor. 6023 Sayılı TTB Yasası’nda geniş biçimde yer tutan, “Halk sağlığına ve hastalara fedakarlık ve feragatla hizmeti ideal bilen meslek geleneklerini korumak ve geliştirmek”, “ Halkın sağlığını korumaya, üyelerini muayyen refah seviyelerine ulaştıracak gerekli iş sahaları bulmaya, iş kanunları ile sosyal kanunları ve bunlara bağlık nizamname ve talimatname hükümlerinin meslek ve meslektaşların hak ve menfaatlerini korumaya ve her türlü iş tevzinin düzenlenmesine çalışmak, “Halk sağlığı ve tıp mesleğiyle ilgili meselelerde resmi makamlarla işbirliği yapmak ve onlara yardım sağlamak” görevlerinin hiçbirine yeni taslakta yer verilmiyor.

“Meslek örgütü” tanımına aykırı olarak, söz konusu kuruluşların bağımsız ve özerk olmaktan çıkararak bakanlığa bağlayan taslakta ayrıca, sağlık alanında çalışanların haklarını aramak için eylem yapabilmelerine dönük hukuki zemin de bırakmıyor.

Türk Tabipleri Birliği ile Diş Hekimleri Birliği’nin asgari ücret belirleme yetkisi, Türk Eczacıları Birliği’nin eczacılar adına SK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı gibi kurumlarla ilaç fiyatı protokolü imzalama yetkilerini de iptal eden taslak, Yüksek Onur Kurulları’nı da ortadan kaldırarak “tek tip” ceza uygulaması getiriyor.

Sağlık Bakanlığı, daha önceki pek çok düzenlemede olduğu gibi, meslek örgütlerini doğrudan ilgilendiren bu konuyla ilgili olarak da, söz konusu örgütlerin görüşlerini almadı ve böyle bir taslağın hazırlandığına dair bilgilendirmede bulunmadı.

Hekimlerin ve Türk Tabipleri Birliği’nin olduğu kadar, dişhekimleri ve eczacılar ile onların meslek örgütleri de taslağa, taslağın mantığına ve kendilerini doğrudan ilgilendiren bir konunun büyük bir gizlilik içinde yürütülmesine karşı çıkıyorlar.

 

TIP DÜNYASI

Sayfa başına git         Başa dön