e-posta

   Eski Sayılar | Künye | Ana Sayfa

TIP DÜNYASI
 

.

1 Kasım 2003  Sayı: 113

 

aradabir...

Uzm. Dr. Engin Tonguç*

Sağlık Devrimcisi Prof. Dr. Nusret Fişek

27 Mayıs Devrimi günleriydi. İstanbul’da toplanmış ... Türk Tıp Kongresi her zamanki rutinliği ile sürerken tebliğini sunan bir kişi dikkatimi çekti. O kişi, sAğlık Bakanlığı Müsteşarı Dr. Nusret Fişek’ti. Türkiye’nin sağlık sorununun çözümü için bütçede dokunulmaz sayılagelmiş bazı kuruluşların paylarından sağlığa aktarma yapılmasını öneriyor ve bunun yeterliliğini sayılarla açık seçik kanıtlıyordu. Sağlık Bakanları ve bakanlık ileri gelenleri her dönemde sağlığa hiçbir zaman yeterli para ayrılamaycağı önyargısı ve inancındadırlar. Belki de bu görüşlerinden ötürü o görevlere getirilirler. Ama o Müsteşar, olanca yüreklilik, açıklık ve belirginlikle tam tersini savunuyordu. Alışık olduğumuz bürokratlarla hiçbir benzerliği yoktu. O konuşmayı hiç unutmadım.

Daha sonraki yılarda onun mimarı olduğu, kısaca Sağlıkta Sosyalizasyon Yasası dediğimiz yasanın uygulanması için verdiği savaşımı uzaktan, kıvançla izledim. Olağanüstü bir kişiyle karşı karşıyaydık.

70’li yılların sonuna doğru SSK’de yöneticilik yaparken sosyalizasyon uygulamasını yakından tanımaya geresinim duyarak O’na başvurdum. Beni yanına aldı, bir gün boyunca, birlikte Çubuk ve Etimesgut bölgesindeki sağlık ocaklarını dolaştık. Etimesgut’taki Merkez’de dört dörtlük bir brifingi dinledik. Konuyu en yetkili ağızdan bi gün boyunca dinlemek ve uygulamayı onunla izlemek büyük mutluluktu. O gün çarpıldım diyebilirim. Sanki çok ileri bir ülkenin sağlık örgütünü görüyordum. Yürüttükleri koruyucu ve tedavi edici sağlık hizmetinin nitelikleriyle, ocaklarda bu örgütlenme içinde görev yapmalarını sağlayacak bilgi ve pratiği edinmekte olan tıp öğrencisi stajyerleriyle tüm örgüt insanı duygulandıran bir çalışma içindeydi. O gün, sağlık hizmetlerimizin geleceğinden en umutlu olduğum mutlu bir gündür.

Daha sonraki karşılaşmamız O’nun kentlerde kurulacak sağlık ocaklarının özelliklerini saptamak için yaptığı bir toplantıya beni de çağırmasıyla gerçekleşti. SSK’nin kentlerdeki dispanserleri konusunda istediği bilgileri O’na verdim. Kent sağlık ocaklarının kırsal kesimlerdekilerden kadro ve kuruluş bakımından değişik olmaları görüşüne yardımcı olduğumu umuyorum.

Nusret Hoca’nın Türk Tabipleri Birliği Başkanı olduğu dönem, O’na daha yakınlaştığım yıllardır. O dönem süresince Yüksek Onur Kurulu Üyeliği, iki kez Genel Kurullarda Divan Başkanlığı, yıllarca İşçi Sağlığı Kolu üyeliği ve sertifika kurslarında öğreticilik yaptım. Bana bu olanakları vererek emeklilik dönemimi anlamsızlıktan kurtaran O’dur.

O dönemde Hoca, 12 Eylül darbesiyle hırpalanmış, örselenmiş, hatta aşağılanmış Türk Tabipleri Birliği’ne saygınlığını yeniden kazandırmak için büyük savaşım verdi. Ulusal ve uluslararası kişiliğini bu amaçla ortaya koymaktan çekinmedi. Amacı, tüm gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, TTB’yi mesleğinin her alanında baş sorumlu ve yetkili çağdaş bir meslek kurumu düzeyine getirmekti. Meslek etiğinin korunması amacıyla onur kurullarının ciddi olarak işletilmeye başlanması bu dönemdedir. İş hekimliğine önem verilmesi, işyeri hekimleri için sertifika kursları açılması, sınırlı yasal olanaktan yararlanılarak işyeri hekimliklerinin dağıtımında odalara etkinlik kazandırılması, tüm bu çalışmaların sonucu olarak yaptırım gücü, saygınlık ve ekonomik güç kazanılması yine bu dönemin başarılarındandır. Ve elbette, sağlık hizmetlerinin her alanındaki yanlışlara, anlayışsızlıklara, aldatmalara karşı sürekli savaşım verilmiştir.

Nusret Hoca çok iyi bir örgütleyiciydi. Çevresine topladıklarını çalıştırmasını, onlardan en yüksek verimi almasını bilirdi. Otoriterdi, ama dinlemesini de bilirdi. Değişik düşüncelere değer verir, onlardan kendi sentezini çıkarmak için yararlanırdı. Açık sözlüydü. Düşünlerinde, önerilerinde kaypaklık, belirsizlik, tutarsızlık olmazdı. Genel kültürü, konuları evrensel boyutlarda ele almasına olanak sağlardı.

O’nun için benim şu anda söyleyebileceklerim bunlardır. Çok daha fazlasını ona iyice yakın olmuş çalışma arkadaşları söyediler, söyleyeceklerdir. Ne yazık ki, kayıplarından çok büyük acı duyduğum insanlar için kolayca konuşamıyorum, yazamıyorum; tutulup kalıyorum. Bunu yenmem yıllar alıyor.

Bana göre Prof. Dr. Nusret Fişek Türkiye’nin sağlık sorununun çözümünü bulan, doğru ve çağdaş yolu göstermiş olan büyük bir insandır, bir sağlık devrimcisidir. Anısına saygılarımla...

* Eski TTB Yüksek Onur Kurulu üyesi

 

 

TIP DÜNYASI

Sayfa başına git         Başa dön