e-posta

   Eski Sayılar | Künye | Ana Sayfa

TIP DÜNYASI
 

.

1 Ekim 2003  Sayı: 111

 

dışarıdangöz...

Faruk Bildirici*

Eleştiriye açık olmanın önemi

Işığın değerini, karanlık tünellerden geçmiş olanlar daha iyi bilir. Siyahın bilinmezliğinde yürürken ilerde görünen toplu iğne başı büyüklüğündeki ışık huzmesi, ödüllerin en büyüğüdür. Işığa koşmak, kucaklaşmak, içinde yıkanmak ister insan.

Gerçi durum bu kadar vahim olmasa da ben medyadaki eleştiri ve onları izleyen özeleştirileri tünelin ucunda görünen ışık kadar önemsiyorum. Nitekim o ışık giderek de büyüyor; eleştiriler geçmişe oranla daha çok dikkate alınıyor; özeleştiriler artıyor. Eleştirileri görmezden gelme devri kapandı son üç beş yıldır...

Her alanda olduğu gibi sağlık konusunda da aynı durum sözkonusu. Gerek televizyonlar, gerekse yazılı basın, sağlık haberleri konusunda geçmişe oranla daha duyarlı, daha dikkatli.

HIV Virusü taşıyan Y.O. adlı çocukla ilgili olarak yaşananlar da bu değişimin basit bir kanıtı. Medya, İzmir’deki ilköğretim okulunda Y.O’nun öğrenime başlamasıyla birlikte yaşananlar konusunda sağduyulu davrandı. Gerek küçük çocuğun adının açıkça verilmemesi ve gerekse de çocuklarını aynı sınıfa göndermeyen ailelerin uyarılması konusunda üstlendiği işlev, alkışlanmaya değerdi doğrusu.

Ancak bu örneğin bir de diğer yüzü var. Aynı örnek, medyanın eskiden yaptığı bir yanlışı, duyarsızlığı da gözler önüne seriyor. Medyanın üç dört yıl önce yaptığı yanlış olmasa bugün bu kriz yaşanmayacaktı.

Hatırlayın, Y.O’nun AİDS’li kanı almasından sonra adı gizlenmeden haberler yapılmış, ailesiyle birlikte fotoğrafları, görüntüleri yayınlanmıştı. Zaten son kriz de bu yüzden çıktı; Y.O’yu o fotoğraflardan tanıyan bir ailenin itirazı üzerine kıyamet koptu.

Gerçi bu noktada hata sadece medyanın değil. Ailesi de bu tür sıkıntıların yaşanacağı o günden öngörerek, Y.O’nun görüntüsünün ve fotoğraflarının yayınlanmasına izin vermeyebilirdi. Anlaşılan onlar da farkedemediler olayın vehametini.

Yine de Y.O. örneğinde tartışmalar ve eleştiriler, medyanın üzerinde yoğunlaştı. Kuşkusuz bu da benzer olayların bir kez daha yinelenmemesi için yeni adımlar atılmasına vesile olacak. Dilerim, uzmanlaşmış sağlık muhabirleri çalıştırılması yolunda da etkili olacak.

Medyada eleştiriler konusunda oluşan duyarlılıktan bunca ümitli biçimde söz ederken bir yandan da kendi içimde uzun bir zamandır oluşan bir soruya yeterli bir yanıt alamıyorum. “Acaba sağlık alanında görev yapanlar, özellikle de doktorlar da eleştirilere bizim kadar açık mı? Eleştirilerden ders alıyorlar, özeleştiride bulunuyorlar mı?’’

Doktorların kendi aralarında yaptıkları özeleştirileri duymamış, okumamış olabilirim. Biliyorum, medya ile ilgili herşey gözönünde hem de gürültülü biçimde yaşanıyor; fakat doktorların kendi aralarındaki eleştiri ve özeleştiri mekanizması örtük biçimde işliyor olabilir. Orasını bilemiyorum.

Yine de yanıtının önemine inandığım bir soruyu, Türk Tabipler Birliği aracılığıyla doktorların dikkatine sunmak istiyorum. “Acaba doktorlar da medya kadar eleştiriye açık mı? Medyadan gelen yanlış eleştirilere tepki gösterirken, haklı ve doğru eleştirileri de önyargısız biçimde değerlendiriyorlar mı?’’

Doğrusu ben bu sorunun yanıtı konusunda kuşkular taşıyorum. İlaç promosyonu, “bıçak parası’’ gibi konularda yazılan haberlere karşı gösterilen tepkiler de kuşkularımı artırıyor.

Umarım yanılıyorumdur...

*Gazeteci, yazar

 

 

TIP DÜNYASI

Sayfa başına git         Başa dön