e-posta

   Eski Sayılar | Künye | Ana Sayfa

TIP DÜNYASI
 

.

15 Temmuz 2003  Sayı: 108

 

Dr. Füsun Sayek, sağlık alanında son dönemde yaşama geçirilen düzenlemelerin sağlık ortamını tehdit ettiğini söyledi

“Sağlıkta çarpık yasalaşma”

10.jpg (22069 bytes)Tıp Dünyası - ANKARA - Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Dr. Füsun Sayek, Türkiye’de sağlık alanındaki olumsuzlukların sürmesine karşın, 59. Hükümetin bu olumsuzlukları daha da ağırlaştıracak çarpık bir yasalaşmaya gittiğini söyledi. Sağlık Bakanlığı’nın, sağlık ocaklarına büyük zarar verecek uygulamaları peşpeşe yaşama geçirmeye başladığını kaydeden Sayek, bu düzenlemelerin kabul edilemeyeceğini kaydetti. Sayek, Sağlık Bakanlığı’nın bugün, ilk günlerde yapılan açıklamalardan çok farklı bir tutum içinde olduğuna işaret ederken, hekimlerin ve TTB’nin “Artık yeter” deme zamanı geldiğini ve bu itirazın sonbaharda dile getirileceğini açıkladı.

TTB’nin 21 Haziran’da gerçekleştirilen 53. Büyük Kongresi’nde konuşan TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Füsun Sayek, 59. Hükümeti ve Sağlık Bakanlığı’nın son dönemdeki uygulamalarını eleştirdi. Sağlık Bakanlığı’nın yaşama geçirmeye çalıştığı düzenlemelerin hiçbiriyle ilgili olarak TTB’nin görüşünü almadığını bildiren Sayek, Bakanlığın bazı açıklama ve uygulamalarını “akıl dışı” ve “sevgisiz” olarak nitelendirdi.

TTB’nin 50 yıl önce kurulduğu ülke ve dünya ortamını bazı verilerle anımsatan Sayek, 50 yıl sonra bugün de durumun çok parlak olmadığını söyledi. Sayek, Türkiye ile ilgili tüm raporlarda “eşitsizlik” ve “yoksulluk” vurgularının öne çıktığına dikkat çekerken, bu iki durumun sağlığı son derece olumsuz etkileyen faktörler olduğunun altını çizdi. Böyle bir ortamda halkın sağlık hizmeti almaya, hekimlerin de bu hizmeti sunmaya çalıştığını belirten Sayek, “Dünya Bankası raporuna göre ekonomik krizlerin ardından, hastalandığı zaman tedavi yoluna gidenlerin oranı yüzde 72’ye düşmüş, en yoksul yüzde 20’lik grubun sadece yüzde 68’i 2001 yılında tedavi görmüştür. En büyük düşüş sigortası olmayanlar arasında gözlenmiş ve bu grupta hastalık sırasında tedavi olanların yüzdesi yüzde 72’den 2001 yılında yüzde 55’e düşmüştür. Her zaman söylediğimiz gibi, halkın sağlık hizmetine ulaşmasının önündeki engel yükseltilmiş, ağırlaştırılmıştır kısacası” diye konuştu.

“Aklımızda 3 SA kaldı”

6 ay önce 58. ve daha sonra 59. hükümetin göreve gelmesinden bu yana akıllarda “3 SA”nın kaldığını belirten Sayek, bunları “Savaş”, “SARS” ve “Sağlıkta Çarpık Yasalaşma” olarak niteledi. Sayek, ilk iki SA’nın bütün dünyayı etkilediği günlerde, Türkiye’de de üçüncü SA’nın sessizce işlediğini söyledi.

Döner sermaye uygulamasına itiraz ettiklerini anımsatan Sayek, eşitsizlikleri artıran, çalışma iklimini bozan, sonuçta özlük haklarına da yansımayan bu sisteme itiraz ettikçe genişletildiğini ifade etti. Sayek, Dünya Bankası raporuna göre, döner sermaye gelirlerinin üçte ikisinin cepten harcamalardan sağlandığını belirtirken, halkın cebinden çıkan bu paraların sağlık çalışanlarına ulaştığı görüntüsü verilmeye çalışıldığını ancak bunun gerçek olmadığının pekçok kurumda aylardır döner sermayenin ödenmemesiyle gösterildiğini belirtti. Hekimlerin döner sermayenin kaldırılmasını ve kalıcı iyileştirmeler yapılmasını bekledikleri bir sırada 6 ay önce “Vardiya kaldırılacak” diyen Sağlık Bakanlığı’nın sağlık ocaklarına da vardiya getirdiğini söyleyen Füsun Sayek, “çalışmıyorlar” denilerek sağlık ocaklarının zaten bozuk olan altyapılarının büsbütün bozulmaya çalışıldığını, sağlık ocağı çalışanlarının ceplerinden katkı da dahil ocakları yaşatmak için verdikleri mücadelenin görmezlikten gelindiğini dile getirdi.

Sayek, bu dönemde devlet memurlarının özel sağlık kurumlarına sevkini sağlayan düzenlemenin de yaşama geçirildiğini, sağlık ocağı sayısını artırıp olanları iyileştirmek dururken kamunun kaynaklarının özele kaydırıldığını ve bakanlık yetkililerin deyişiyle “özelin önünün açıldığını” anımsattı. “Performans değerlendirmesi” uygulamasıyla artık sağlıkta ne kadar hasta o kadar para devrinin resmen ve açık olarak başladığına dikkat çeken Sayek, performans kriteri olarak “hasta sayısı”nın belirlendiği uygulamanın ilk izlenimlerinin umut vermediğini vurgularken, “Çünkü sağlık alanında böyle bir performans değerlendirmesi yapılamaz” diye konuştu. Sayek, bunların dışında “sözleşmeli personel yasası”nın da bu son dönemin uygulamalarından biri olduğunu anlatırken, burada söz konusu edilen “iyileştirmenin” gerçek anlamda bir iyileştirme olmadığını belirtti. Füsun Sayek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bunca çalışkanlık(!) içinde Sağlık Bakanlığı, tıp ortamının beklediği Tıpta Uzmanlık Yönetmeliğini, çeşitli bahanelerle bir türlü çıkartmıyor, sessizce eğitim hastanelerine pekçok atama yapıyor. Nedense çalışkanlık bu alanda kullanılmıyor. Özlük haklarımıza düzgün, kalıcı çözümler getirilmiyor. Tam gün diyoruz, kamuda maaşlara artış diyoruz, yanıt: ‘Hekimler benden toplu iyileştirme beklemesin’, ‘hekimler rekabet içinde ücretlerinde iyileştirme sağlayabilirler’ olmaktadır. Bu da hekimlerin kurumlara güvensizliğini arttırmaktadır. İsteksizliği, bazı konularda hızla yasalaşma; IMF ve Dünya Bankası  isteklerine kolayca teslim olmasının ifadesidir. Ve bu hükümet hızla teslim olmuştur.”

Sayek “Bütün bunlar olurken siz nerdesiniz” diyenlere de iki yanıtı olduğunu söyledi. TTB olarak bakanlığın çalışmalarının neredeyse hiçbirine katılamadıklarını ve bunu hekimlerin de bildiğini kaydeden Sayek, Ankara Tabip Odası’nın yaptığı bir çalışmada yer verilen “hekimlerin yüzde 80’i bakanlığı diyaloğa açık bulmuyor” saptamasının bu gerçeği  açıkça ortaya koyduğunu belirtti. Sayek, sorunun diğer yanının ise bakanlığın “işbirliği içinde olduğu kuruluşlar”a bakılarak anlaşılabileceğini ifade etti. Özele sevk konusu hekimleri doğrudan ilgilendirmesine karşın TTB’den hiç görüş alınmadığına dikkat çeken Sayek, Bakan Akdağ’ın TOBB’a bu konuda brifing verdiğini öğrendiklerini aktardı. 

Bütün bu süreç karşısında “artık yeter”i söylemenin zamanı geldiğini vurgulayan Sayek, sonbahar ve 2004 yılı bu itirazın seslendirilişinde önemli bir tarih olacağını vurguladı.

 

TIP DÜNYASI

Sayfa başına git         Başa dön