e-posta

   Eski Sayılar | Künye | Ana Sayfa

TIP DÜNYASI
 

.

15 Temmuz 2003  Sayı: 108

 

TTB'nin kuruluşunun 50. yılında geçmişten bugüne deneyimler aktarıldı

“Geçmişten  geleceğe  TTB”

8.jpg (27132 bytes)Türk Tabipleri Birliği 53. Büyük Kongresi’nin 22 Haziran’da gerçekleştirilen ikinci gününde, eski başkanlar ve yöneticiler 1980 öncesi ve sonrası yaşananları anlattılar. Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ’ın hekimlere yönelik eleştirileri ikinci güne de damgasını vururken, TTB eski başkanlarından Prof. Dr. Erdal Atabek, “Bakanlar gelir, giderler. Ama ilişkilerimiz her zaman onlara değil, bize bağlı olmuştur” diye konuştu.

Tıp Dünyası - ANKARA - Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) 53. Büyük Kongresi, 22 Haziran’da gerçekleştirilen ikinci gününde, “Geçmişimizi konuşuyor, bellek yeniliyor, geleceğe taşıyoruz” temasıyla toplandı. TTB eski başkanları ve yöneticilerinin 1980 öncesi ve sonrası yaşananları aktardığı ikinci günde, TTB’nin 50 yıllık birikimi ve zenginliği anılar ve fotoğraflar aracılığıyla bir kez daha ortaya konmuş oldu.

1980 öncesinde TTB’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Erdal Atabek, Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ’ın kongrenin ilk gününde hekimlere yönelttiği eleştirilere gönderme yaparak, “Sağlık Bakanları çok gelir, gider. Sağlık Bakanı’nın bu kongreye gelmesi de normaldir, bu sözleri söylemesi de normaldir. TTB iyi bir takımdır. Siz galip gelmeyi bilirsiniz” dedi. TTB yönetimlerinin çeşitli zamanlarda Sağlık Bakanlarıyla çok takıştığını belirten Atabek, “Ama ilişkilerimiz her zaman onlara değil, bize bağlı oldu” diye konuştu.

5.jpg (22141 bytes)6.jpg (14474 bytes)Atabek, bakanlıkların iyi iş yaptıkları zaman her zaman TTB’den destek gördüğünü, ancak olumsuzluklarda da daha güçle köstek olduğunu anlattı.

Akdağ’ın “özelleştirmeyi” savunan bir hükümetin üyesi olduğunu anımsatan Atabek, sözlerini şöyle sürdürdü:“Bu da insan sağlığını meta olarak gören bir anlayıştır. Asıl bıçak budur. Sağlık parası olan içindir bugün.

Sağlığın herkesin hakkı olduğunu anlatabildiğimiz ölçüde halk bize sahip çıkacaktır.”

Atabek, Bakan Akdağ’ın övgülediği “özel sağlık hizmetlerinin” hiç de göründüğü kadar iyi olmadığını, “cicili bicili” görüntünün altında, herkesin ayrı bir şey söylediği, bilgisizliğin öne çıktığı bir yapıya sahip olduğunu söyledi.

 4.jpg (14474 bytes)TTB’nin kamu ve özel hizmet arasındaki düzeyi belirlemesini isteyen Erdal Atabek, bugün kamu hizmetlerinin bu kadar kötüleştirilmesinin kasıtlı olduğunu kaydetti. Atabek, “Tıbbın her alanına saldırmış durumdalar. Biz bunlara karşı da, bakana karşı da mesleğimizi savunmak zorundayız” dedi.

7.jpg (16577 bytes)Kadrolaşma konusuna da değinen Atabek, Sağlık Bakanı’nın kadrolaşma konusuna hiç değinmediğine dikkat çekerken, “Bunu lütfen takip edin, deşifre edin, hekimler bilsin. Kadrolaşma daha önce de vardı ama şimdi daha hızlı gidiyor” diye konuştu.

“Hekim tabip odasına verir”

Prof. Dr. Atabek, TTB’nin kendi siyaseti bulunduğunu, bunun “tek” olduğunu ve “insandan yana olmak” olduğunu belirtti. Zaman zaman “Tabip odası bize ne verdi” biçiminde ifade bulan eleştirilere de yanıt veren, Atabek “Tabip odası size ne versin? Siz tabip odasına vereceksiniz ki tabip odası güçlensin” görüşünü aktardı.

TTB’nin demokratik haklar konusundaki mücadelesini eskisinden daha güçlü bir biçimde sürdürmek istediğini kaydeden Atabek, “Cumhuriyet kültürü cemaat sistemine dönüştürülüyor, liyakat kalktı. Her yerde yakınlık işliyor. Bütün üyelerimizi, kendimizi korumak zorundayız” diyerek sözlerini tamamladı.

Atabek’den sonra söz alan Prof. Dr. Şükrü Güner, TTB’nin geçmişte içinde bulunduğu sorunların şimdikilerden pek farklı olmadığını belirterek, can güvensizliği, demokratik özgürlükler, çalışma güvensizliği, insan yaşamına saygı, hayat pahalılığı gibi konularda o zamanlarda da şimdiki gibi sorunlar yaşandığını anlattı.

Yıllar içerisinde yaşanan hak ve özgürlük gaspları ile öldürülen TTB yöneticilerini, hekimleri kronolojik bir sırayla aktaran Güner, TTB’nin demokratik hak ve özgürlüklerin korunmasında önemli rol oynadığını söyledi.

Dr. Engin Tonguç da, konuşmasında Erdal Atabek’in TTB başkanı olduğu döneme ilişkin anılarını aktardı. Bu dönemin çok etkin olduğunu belirten Tonguç, birliğin TBMM ile bakanlarla, siyasetçilerle olan ilişkilerinde çok güçlü olduğunu anımsattı. Tonguç, 12 Eylül’den sonra TTB yeniden açıldığı zaman dönemin başkanı Nusret Fişek’in karşısındaki en büyük zorluğun, birliği önceki saygınlığına ulaştırma olduğunu, Fişek’in de bunun için çok büyük emek harcadığını söyledi. Engin Tonguç, etkinliğin daha çok artırılabilmesi için normal vatandaşa nasıl ulaşılacağı konusunda önem verilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Prof. Dr. Gençay Gürsoy, Dr. Orhan Süren, Dr. Özen Aşut da 1980 önceki döneme ilişkin anılarını anlattılar. Öğleden sonra ise, Dr. Uğur Cilasun, Dr. Ata Soyer, Dr. Selim Ölçer, Dr. Zuhal Okuyan ve Prof. Dr. Şükrü Hatun da, 1980 sonrasında yaşananları, TTB’nin 1980’de kapatıldıktan sonra yeniden açılması sürecinde karşılaşılan sıkıntıları, bütün olumsuzluklara karşın başarılanları aktardılar.

 

TIP DÜNYASI

Sayfa başına git         Başa dön