e-posta

   Eski Sayılar | Künye | Ana Sayfa

TIP DÜNYASI
 

.

15 Temmuz 2003  Sayı: 108

 

Sağlık çalışanlarını önemli hak kayıplarına uğratacak "çakılı personel" düzenlemesi yaşama geçiriliyor

Bakan’dan “kölelik” müjdesi!

Gerçekler gerekçede

sb_logo.gif (4442 bytes)Sağlık Bakanlığı, “mecburi hizmet” uygulamasının yerine, hekimleri 1 yıl için yapılan sözleşmelerle çalıştıracağı “çakılı personel” uygulamasını getiriyor. Tasarının genel gerekçesinde “bakanlığın zorunlu olarak hekim istihdamı yapmak durumunda kalmamak” amacı taşıdığı açıkça ifade ediliyor.

Tıp Dünyası - ANKARA - Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ, hekimlerin son derece tepki duyduğu “mecburi hizmet yasası”nın yerine “sözleşmeli personel çalıştırılmasına” ilişkin düzenlemenin yaşama geçirileceğini açıkladı. Sağlık Bakanı Akdağ, özlük hakları yönünden uzun vadede hekimleri son derece olumsuz etkileyecek olan bu düzenlemeyi “müjde” olarak niteledi. Bir yanlışın başka bir yanlışla düzeltilemeyeceğini açıklayan Türk Tabipleri Birliği , yasa tasarısının geri çekilmesini istedi. Sözleşmeli personel tasarısının yasalaşması durumunda TTB yasal yollara başvuracak.

Sağlık Bakanı Akdağ, TTB’nin 53. Büyük Kongresi’nde yaptığı konuşmada hekimlere “kölelik” müjdesi verdi. “Eleman Temininde Güçlük Çekilen Yerlerde Sözleşmeli Sağlık Personeli Çalıştırılması”na yönelik hazırlanan yasa tasarısının TBMM’ye gönderildiğini bildiren Akdağ, tasarıyla “eleman temininde güçlük çekilen yerlerde” görev yapacak sağlık personeline “daha yüksek ücret verileceğini” söyledi. Sağlık Bakanı’nın “müjde” olarak nitelemesine ve ilk anda görece “yüksek ücret”le “cazip” gösterilmeye çalışılmasına karşın, tasarı hekimleri özlük hakları yönünden son derece olumsuz etkiliyor. Tasarının gerçek amacı, genel gerekçesinde son derece açık olarak belirtiliyor. Genel gerekçede, tasarının özüyle ilgili olarak dikkat çeken ifadeler şöyle:

“1981 yılında 15 civarında tıp fakültesinde tıp ve uzmanlık eğitim yapılmakta iken, bugün itibarıyla 52 tıp fakültesinde tıp ve uzmanlık eğitim verilmektedir. Yine bugün itibarıyla yükseköğretim Kurulu Başkanlığı’ndan alınan bilgiler ve Sağlık Bakanlığı verilerine göre, tıp fakültelerinden yılda yaklaşık 5 bin tabip mezun olmakta ve yine tıp fakültelerinden, Sağlık Bakanlığı’na ve diğer bakanlıklara bağlı eğitim hastanelerinden yılda yaklaşık 3 bin tabip ihtisasını tamamlayarak uzman olmaktadır. 2514 sayılı yasa yürürlükte olduğu sürece, yılda yaklaşık 7-8 bin atamanın yapılması gibi bir zorunluluk söz konusu olacaktır. Bir süre sonra hiç ihtiyacımız olmadığı halde, zorunlu olarak tabip istihdamı yapmak gibi halen ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik şartlar ve kamuda personel istihdamını azaltmaya yönelik hükümet politikaları ile çelişen bir durumla karşı karşıya kalmamız kaçınılmaz olacaktır.”

Tasarının “eleman temininde güçlük çekilen yerlerde hekimlerin görevlendirilmesini” özendirmek amacıyla çıkarıldığı açıklanmasına karşın, bunun gerçekçi olmadığı yine genel gerekçede bakanlığın kendi ifadeleriyle itiraf ediliyor. Genel gerekçede, halen yürüklükte olan Sağlık Bakanlığı Atama ve Nakil Yönetmeliği’ne göre zaten uzman ve pratisyen hekimler de dahil olmak üzere, sağlık hizmetleri sınıfında görev yapan tüm personelin ilk atanmalarında personel istihdamında güçlük çekilen Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesi illeri ile kalkınmada öncelikli illere öncelik verilmekte olduğu belirtiliyor. Tasarının özlük hakları yönünden basına yansımayan bölümlerinden bazı dikkat çekici unsurlar şöyle:

- Tasarıya göre, sözleşmeli personel görevlendirmesi uzman tabip, tabip, dip tabibi ve eczacı pozisyonlarına her türlü atama kura ile, diğer sözleşmeli personel pozisyonlarına ise merkezi sınavla yapılacak.

- Hizmet sözleşmesi, Sağlık Bakanlığı ile sözleşmeli personel olarak çalışmaya ha kazanmış kişiler arasında yapılacak. Sözleşme, bakanın ilde yetkili kıldığı amir ile sözleşmeli personel arasında imzalanacak.

- Sözleşmeli personelin görev yeri, görevi dahilinde yapacağı işlerin tanımları, uyacakları mesleki ve etik kurallar, ödev, yetki ve sorumlulukları ile diğer hususlar hizmet sözleşmesinde belirtilecek.

- Hizmet sözleşmesinin uygulanma süresi, mali yıl ile sınırlı olacak. Taraflardan birinin, sözleşmenin bitiminden en geç bir ay önce karşı tarafa yazılı fesih bildiriminde bulunmaması durumunda hizmet sözleşmesinin uygulanma süresi, izleyen yılın sonuna kadar uzatılmış sayılacak.

- Sözleşmeli personel kazanç getirici başka bir iş yapamayacak, resmi veya özel herhangi bir müessesede maaşlı, ücretli veya sözleşmeli olarak görev yapamayacak, serbest olarak sanat ve mesleğini icra edemeyecek, 657 sayılı yasada devlet memurları için yasaklanmış bulunan fiil ve eylemlerde bulunamayacak ve siyasi partilere üye olamayacak.

- Sözleşmeli personelin haftalık çalışma süresi 40 saat olacak. Ancak ilgili valilik, çalışma birimlerinin ve hizmetin özellikleri ile emsali devlet memurlarının çalışma saatlerini dikkate alarak farklı çalışma süreleri ve günlük çalışma saatlerini belirlemeye yetkili olacak. Belirli sürede bitirilmesi gereken işler söz konusu olduğunda, sözleşmeli personel normal çalışma saatleri dışında veya hafta tatili ve resmi tatillerde de çalışma zorunda kalacak. Bu çalışmaları karşılığında sözleşmeli personele herhangi başka bir ücret ödenmeyecek.

- Askerlik dahil geçen hizmet süresi bir yıldan beş yıla kadar (beş yıl dahil) olan sözleşmeli personele 14, on beş yıla kadar olanlara 20, on beş yıldan fazla olanlara ise (15 yıl dahil) 26 işgünü ücretli yıllık izin verilecek.

- Sözleşmeli personelin isteği üzerine eşinin doğum yapması halinde 2, kendisinin ya da çocuğunun evlenmesi, eşinin, çocuğunun veya kardeşinin, kendisinin veya eşinin annesinin, babasının ölümü halinde ve her olay için 3 gün ücretli mazeret izni verilecek.

SSK’de 1 yıl önce başlatılan “sözleşmeli personel” deneyimi olumsuzluklarla dolu

Tıp Dünyası - ANKARA - Halen SSK’nin Bursa, Yalova, Buca, Akhisar, Aksaray, Bartın, Polatlı ve Iğdır’daki hastanelerinde Mart 2002 tarihinden buyana “sözleşmeli personel” olarak çalıştırılmakta olan yaklaşık 900 hekim ile 3 bin 200 sağlık personeli bulunuyor.

Sözleşmeli personelin tabi tutulduğu esaslara göre halen bu statüde çalışmakta olan hemşire ve teknisyenler 370 milyon lira, pratisyen hekimler 580 milyon lira, uzman hekimler de 750 milyon lira aylık net ücret alıyorlar.

SSK’nin bireysel sözleşme metninde “ödenmeyeceğine” dair açık bir hüküm bulunmadığı halde aynı hastanelerde memur kadrosunda çalışanlara ödenen “SSK ek ödeme”si sözleşmeli personele ödenmiyor.

Tutulan nöbetler karşılığında herhangi bir ücret alınmıyor. Sözleşme metninde aksi bir hüküm olmamasına karşın, hekimlerin 1 yıldır açık olan muayenehaneleri SSK Başkanlığı’nın talimatı ile kapatılmaya çalışılıyor ve sözleşmeli hekimlerin muayenehane açma haklarının olmadığı açık olarak ifade ediliyor.

Askere giden ya da askerlik çağrısı gelen sözleşmeli personelin sözleşmesi feshediliyor, askerlik dönüşünde tekrar işe alınma konusunda hiçbir güvence verilmiyor. Doğum izni kavramı sözleşmeye konulmamış olduğundan, doğum öncesi ve doğum sonrası toplam olarak 30 günlük “hastalık” izni dışında bir izin kullanılamıyor.

Askere gitmek zorunda kalan sözleşmeli personel işini kaybediyor!

Tıp Dünyası - ANKARA - Yasa tasarısında bu konuda açık bir hüküm olmamakla birlikte halen SSK’de yaşanmakta olan uygulama örnek alındığında, askerliğe gidiş sözleşmeli personelin kişisel sorunu olarak kabul ediliyor. Askere gidilmesi, hatta askerlik şubesinin gitmesi gerekir istemi bile sözleşmenin feshedilmesine yetiyor. Askerlik dönüşü önceden çalışmış olmak özel bir hak oluşturmuyor. İhtiyaç varsa ve durum uygunsa herkes gibi yeniden sözleşmeli personel olarak başvurarak işe girilmesi gerekiyor. Çok büyük bölümü askerlik öncesi işe girecek olan erkek çalışanların uğrayacakları hak kaybı, bugüne kadar gündeme getirilmemiş derin bir sorun olarak duruyor.

 

CHP İzmir Milletvekili Prof. Dr. Hakkı Akalın:

“Tasarı anayasaya aykırı”

1.jpg (6367 bytes)TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda konuşan Prof.Dr. Hakkı Akalın, hekim ve sağlık çalışanlarının iş güvencesini ortadan kaldıran “çakılı personel” yasa tasarısının anayasaya ve Anayasa Mahkemesi kararlarına aykırı olduğunu açıkladı.

Tıp Dünyası - ANKARA - CHP İzmir Milletvekili Prof. Dr. Hakkı Akalın, hükümetin Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin sağlık personeli gereksinimini karşılama gerekçesiyle gündeme getirdiği ancak daha sonra tüm illeri kapsaması kararlaştırılan “eleman temininde güçlük çekilen yerlerde sözleşmeli personel çalıştırılması”na yönelik düzenlemenin anayasaya aykırı olduğunu savundu.

Hakkı Akalın, 26 Haziran tarihinde TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yaptığı konuşmada, tasarıyla hekim ve sağlık çalışanları için iş güvencesinin ortadan kaldırıldığını, sağlık hizmetleri ve yardımcı sağlık hizmetlerinin üçüncü kişilere ihale edilebildiğini söyledi.

Tasarı ile anayasanın 128. maddesinde belirtilen kamu hizmetlerinin genel idare esaslarına göre kamu görevlileri eliyle yürütülmesi ilkesinin gözardı edildiğini belirten Akalın, “En temel kamu hizmeti olan sağlığın kamu görevlisi ve iş güvencesi olmayanlar eliyle yürütülmesi amaçlanarak sağlığın ve sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesi gündeme getirilmiştir” dedi. Akalın, bu durumun Anayasa Mahkemesi’nin 19.4.1998 tarihli 1987/16 E, 1988/8 K sayılı kararına aykırı olduğunu ifade ederek, “Anayasa Mahkemesi bu kararında 3359 sayılı sağlık hizmetleri temel yasasının sözleşmeli personel çalıştırılmasını düzenleyen 7. maddesini, kamu hizmetinin kadrolu kamu görevlisi eliyle yürütülmesi ilkesine aykırı bularak iptal etmiştir. Dolayısıyla bu kanun tasarısı şimdiki haliyle anayasaya aykırıdır” diye konuştu.

Tasarının anayasaya ve “eşit işe eşit ücret” ilkesine aykırı olduğunu kaydeden Akalın, bu tasarıya iş güvencesinin ortadan kaldırıldığını söyledi. Akalın, yıllarca başarı ile uygulanan trahom, sıtma, tüberküloz mücadeleleri, sosyalizasyon ve tam gün yasalarından yararlanarak, 657 sayılı yasaya tabi personelin özendirilmesi için yeni bir kadro yasasına gereksinim bulunduğunu belirterek, şunları söyledi:

“Sözlerimi Türk Tabipleri Birliği’nin son bir çağrısı ile bitirmek istiyorum. ‘Altı aydır sadece IMF’nin, Dünya Bankası’nın ve sermaye örgütlerinin söylediklerini dinleyen siyasi yetkilileri şimdi artık hekimlerin sesine kulak vermeye çağırıyoruz.’ Ben de, halkımızın IMF’ye karşı gerçekleştirdiği başkaldırıyı hükümetin bir kez daha anımsamasını istiyorum”.

 

TTB’den açıklama

ttb_amblem_.gif (6336 bytes)Tıp Dünyası - ANKARA - Türk Tabipleri Birliği (TTB), Sağlık Bakanlığı’nın kamuoyunu yanıltarak “müjde” biçiminde duyurduğu düzenlediği “Eleman Temininde Güçlük Çekilen Yerlerde Sağlık Personeli Çalıştırılması”na ilişkin yasa tasarısı ile hekimlik mesleğinin bağımsızlığını ve niteliğini yıpratma pahasına, hekimlerin işgüvencesinin ortadan kaldırılmaya çalışıldığını bildirdi.

TTB Merkez Konseyi’nin, 3 Temmuz günü yaptığı basın açıklamasında, Sağlık Bakanlığı’ın tasarıyı öncelikli 26 ile özendirici önlemlerle sağlık personeli sağlanması olarak yansıtmasına karşın, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda 26 il yerine tüm ülkeyi kapsayacak biçimde değiştirilerek temel gerekçesinin ortadan kaldırıldığına işaret etti. Tasarının genel gerekçesinde de belirtildiği gibi, bu bölgelere yönelik öncelikli düzenlemelerin zaten bulunduğuna dikkat çekilen açıklamada, kamuoyuna yansıtılan bu gerekçenin gerçek olmadığının baştan belli olduğu ifade edildi. Açıklamada, bu yasa girişiminin olası sonuçları şöyle sıralandı:

- Bundan sonra mezun olacak hekimlerin iş güvencesi ortadan kaldırılacaktır. (Bilindiği gibi Kamu Yönetimi Temel Kanunu Tasarısı’nda kamuda görevli hekimlerin sözleşmeli personel olması öngörülmektedir.)

- Sağlığın bir hak ve dolayısı ile kamusal hizmet olmaktan çıkarılması sonucu hekimler “ucuz işgücü” ortamının unsurlarına dönüşeceklerdir.

- “Ucuz işgücü” ortamının unsuru olacak hekimlerin, mesleğin ön koşulu olan mesleki bağımsızlıkları büyük tehdit altına alınacaktır.

- “Ucuz işgücü” ortamının unsuru olacak hekimlerin tasarıda belirtilen bireysel hizmet sözleşmeleri ile iş güvenceleri ortadan kalkacaktır.

- Bir yıllık sözleşmelerin sürdürülmesi “sicil ve disiplin amirlerinin” keyfiyetine kalacaktır.

- Çalışma saatleri dışında çalışmak zorunda olup bunun karşılığı bir ek ücret ödenmeyecektir.

- “Ödül” adı altındaki uygulamaların (yılda en fazla 2 aylık ücret) sicil ve disiplin amirlerinin keyfiyetine bağlanması ile çalışma barışı bozulacaktır.

- Zorunluluklar da olsa tayin talebi ortadan kaldırılmaktadır.

- İzinler mevcut iş yasasına göre bile kısalmaktadır (örneğin doğum izni doğumdan önce 3 hafta, doğumdan sonra 6 hafta).

- 30 güne kadarki raporlu hastalık hallerinde yarım ücretin alınacağı, 30 günden fazla hastalık hallerinde ise sözleşmenin feshinin gerçekleşebilirliği hükme bağlanmaktadır.

- Sözleşmeli personel kazanç getirici başka bir iş yapmayacaktır.

- Emeklilik esas olarak düşünülmemektedir.

- Çalışma hukukunda iş güvencesiz işçi statüsü, hak arama araçlarına Toplu Sözleşme hakkı olmayan Memur Sendikası zorunlu tutulmaktadır.

- Hekimlerin 5 milyar ücret alacağı demagojisi ile hekim ve kamuoyu aldatılmak istenmektedir. Yapılabilecek hiçbir hesaplama kamuoyuna açıklanan rakama yaklaşmamaktadır.

- Tasarının 11.maddesinde yer alan “sağlık hizmetlerinin ... bedeli döner sermaye gelirlerinden ödenmek kaydıyla, ... hizmet satın alınması yoluyla gördürülür” ifadeleri ise fiilen yaşanmakta olan sağlığın bir hak olma dolayısı ile kamusal bir hizmetin esas alınması anlayışının terk edilmesinin yasal belgesi olarak görülmelidir.

Açıklamada, hükümetin “mecburi hizmetin kaldırılması”, “hekimlerin özlük haklarının iyileştirilmesi”, “Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne sağlık personeli istihdamının arttırılması” gibi TTB’nin yıllardır öncelikli konuları ve uğraşları arasında bulunan önemli gerçekleri kullanarak, gerçekte sorunların çözümü için gerekli ciddiyeti kesinlikle taşımayan, hatta sorunların daha da ağırlaşmasına yol açacak politikaları sürdürmesinin bir talihsizlik olduğu belirtildi. 

Hekimlerin mesleki bağımsızlık ve niteliğini tahrip ederek tüm özlük haklarını ortadan kaldırmaya dönük bu çabaların hekimler, hastalar ve ülke için durdurulmasının yaşamsal bir önem taşıdığının vurgulandığı açıklamada, bu öneme denk düşen TTB programının önümüzdeki günlerde kamuoyu ile paylaşılacağı duyuruldu.

 

TIP DÜNYASI

Sayfa başına git         Başa dön