e-posta

   Eski Sayılar | Künye | Ana Sayfa

TIP DÜNYASI
 

.

15 Haziran 2003  Sayı: 107

 

dışarıdangöz...

Aydın Engin*

Benim (solcu, hatta Marksist) Doktor Arkadaşlarım

Bu yazıya oturunca farkettim: Benim çok doktor arkadaşım var.

Bu yazıya oturunca farkettim: Benim doktor arkadaşlarımın hemen hepsi solcu.

Bu yazıya oturunca farkettim: Benim solcu doktor arkadaşlarımın çoğu Marksist.

Bunun elbette iyi sonuçları var. Milyarlar ödesem elde edemeyeceğim bir sağlık sigortam var. Beş kuruş ödemiyorum ama var.

Bir dizi röportaj için Ege yollarında sürterken kulağım önce ağrıdı, sonra şişti, ardından da sarı bir irin akıtmaya başladı. Ağrılar içinde kıvranarak İzmir’e ulaştım. Sadece iki telefondan sonra kendimi  İzmir’in en iyi hastanelerinden birinde, 9 Eylül Üniversitesi’nin hastanesinde kulak doktorunun karşısında buldum.  Sadece kulak bölgem uyuşturuldu; sivri ve keskin aletlerle doktor işe koyuldu. Küçük ameliyat boyunca 30 saniye kadar kulağımdan, 30 dakika kadar da “Abi n’olcak bu memleketin hali”nden konuştuk. Ameliyat bitti, ilaçlar (galiba numune ilaçlardı) tedarik edildi ve ben, ertesi günü Ege röportajları için direksiyon sallamaya devam ettim.

Bir seçim gezisi sırasında Bartın’da mideme balyozla vurulmuşcasına kıvranmaya başladım. Kendimden geçmezden az önce bir sürü tıbbi terim arasında “spazm” filan gibi biraz aşina olduğum sözcükler duydum. Uyandığımda Bartın Devlet Hastanesinden bir   arkadaş-doktor bir yandan enjeksiyonu hazırlıyor bir yandan da “Neydi lan o geçen gün yazdığın yazı? Oğlum Berlin duvarı yıkıldı diye niye yas tutuyorsun? Yıkılan sizin revizyonist sistem. Zamanında benim devrimci çizgimi benimseseydin...” diye yıllardır sürüp giden ve yıllardır süreceğine kuşkum olmayan “ideolojik kavgamız”a bir çentik daha  atıyordu...

Danimarka başkentinde tuvaletten çıkamaz hale geldim. Sağlık sigortası olmadan kapısından bile girilmeyen bir hastanedeki doktor “Neyin var” diye soracağına “Herr Engin, Berlin’de nükleer füzelere karşı Barış Konferansından sonra kafayı çektiğimiz geceyi hatırlıyor musunuz” diye sormuş, ama ardından “amipli dizanteri” teşhisiyle beni tek kişilik bir odaya yatırıp üç gün beyler paşalar gibi ağırlamıştı. Üç gün boyunca da ishal kesici ilaçları değil, Danimarka Komünist Partisi’nin “pro-Sovyet” çizgisini tartışmıştık.

Adana’nın Kadirli ilçesinde, Diyarbakır’da, Belgrad’da, Silifke’de, Bolu dağında, Selanik’te...

Yok böyle olmayacak. Örnekleri kesmezsem bu yazı bitmez...

Ama anlaşıldı. Çok doktor arkadaşım olması bana bedava sağlık sigortası gibi bir olanak sağlıyor.

Bu iyi.

Ama bir de “kötü”sü var.

Çok sayıda doktor arkadaşım oluşu, bunların hemen hepsinin solcu oluşu ve solcuların çoğunun “Marksist” oluşu benim tıbbın bugünkü durumuna olan güvenimi temellerinden dinamitledi.

Gözünüzden kaçmasın, güvensizliğim “tıp bilimi”ne demedim, “tıbbın bugünkü durumuna” dedim.

İlaç ve kimya tekellerinin bugünkü sağlık sistemlerindeki, tedavi hizmetlerindeki belirleyici etkisini gazetede okumak başka, doktordan dinlemek başka.

Sayıları bir elin parmaklarını geçmeyen küresel ilaç tekellerinin yeni ilaç üretmek ya da varolan ilaçları geliştirmek için “araştırma-geliştirme” fonlarına aktardıkları milyar dolarlar pek çok kişi tarafından “Aman ne iyi, ne hayırlı iş” diye alkışlanır herhalde. Ama solcu doktor arkadaşlarım sayesinde  böylesi haberler bende “Hipokrat yemini”ni değil, “Wall Street yemini”ni çağrıştırıyor: Kâr, daha çok kâr, olabildiğince çok kâr!

Yani doktor arkadaşlarım yüzünden şöyle ağız tadıyla hasta olup, ağız tadıyla yatıp, ağız tadıyla tedavi görme şansım yok benim. Hastalandığımda kendimi küresel ilaç tekellerinin kârlarına kâr katan bir avanak olarak görüyorum.

“Sen de solcu olmayan doktorlara git” diyenler için not: Bunu denedim. Gel gör ki onlar da   habire ve neredeyse istisnasız “Aydın bey, o dediğiniz ilaç da olur ama, yeni çıkan bir ilaç var. Gerçi biraz pahalı ama sizin derdinize birebirdir yani...” diyor da başka bir şey demiyorlar.

Kaynanama başvurup “kocakarı ilaçları” üstüne bir “briefing” mi alsam acaba?

 * Gazeteci, yazar

 

 

 

TIP DÜNYASI

Sayfa başına git         Başa dön