e-posta

   Eski Sayılar | Künye | Ana Sayfa

TIP DÜNYASI
 

.

1 Haziran 2003  Sayı: 106

 

TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Haluk Başçıl, Uluslararası ve Ulusal Hukuk Sisteminde İşyeri Hekimliği Sempozyumu’nu değerlendirdi

Hukuk akademisyenlerinden TTB’ye destek

Dr. Haluk Başçıl, 24 Mayıs günü gerçekleştirilen “Uluslararası ve Ulusal Hukuk Sisteminde İşyeri Hekimliği Sempozyumu”nun tam anlamıyla amacına ulaştığını, İş Yasası’nın da değiştiği bir dönemde, işyeri hekimliği açısından tarihsel bir önem taşıdığını söyledi.

7.gif (32243 bytes)Tıp Dünyası - ANKARA - Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Üyesi Dr. Haluk Başçıl, TTB’nin ve tabip odalarının işyeri hekimliğiyle ilgili tüm uygulamalarının ulusal ve uluslararası hukuka uygun olduğunu belirterek, “Hukuk Sisteminde İşyeri Hekimliği Sempozyumu”nun bunu tam anlamıyla ortaya koyduğunu söyledi. Başçıl, böylece Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu’nun (TİSK) ve buna destek olacak biçimde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın işyeri hekimliğine yönelik girişimlerinin gerek uluslararası normlara, gerekse iç mevzuta aykırı olduğunun da hukuk uzmanları tarafından teyid edildiğini vurguladı.

TTB’nin düzenlediği “Uluslararası ve Ulusal Hukuk Sisteminde İşyeri Hekimliği Sempozyumu” 24 Mayıs 2003 günü gerçekleştirildi. Başçıl, düzenleyicisi olduğu sempozyumu değerlendirdi. Başçıl’ın değerlendirmeleri şöyle:

n  Sayın Başçıl, TTB İSAK olarak 24 Mayıs 2003 günü Uluslararası ve Ulusal Hukuk Sisteminde İşyeri Hekimliği Sempozyumu yaptınız. Böyle bir sempozyuma neden ihtiyaç duyuldu?

İşyeri hekimliğine ilişkin tabip odalarının yürüttüğü çalışmaları, işyeri hekimliği onayı, işyeri hekimliği sözleşmesi, işyeri hekimleri için tabip odaları tarafından işyeri hekimleri  aday listelerinin oluşturulması ve bu listeden işyeri hekimi önermesinin yapılması, asgari ücretlerin belirlenmesi  olarak söyleyebiliriz.

Bazı işverenler ve hekimler tabip odalarının yürüttüğü bu çalışmaları eleştirmiş, hatta yargıya başvurmuşlardır. Mesela, TİSK “İşyeri Hekimliği İstihdamında Yaşanan Sorunlar” adlı bir broşür çıkarmış ve bu broşürde işyeri hekimliğinde tabip odalarının kullandığı yasal yetkiler eleştirilmiş ve zorlama yorumlarla tabip odasının kullandığı bu yetkilerin yasalara aykırı olduğunu iddia etmiştir. Yine geçen dönem bir meslektaşımız Dr. Murat Ergöz Danıştay dava açarak TTB’nin İşyeri Hekim Atama Yönetmeliğinin iptalini istemiştir. Danıştay’da bu Yönetmeliğin Resmi Gazetede yayınlanmaması nedeniyle, yürütmenin durdurulmasına karar vermiştir Bu karar TİSK ve bazı kesimlerce çarpıtılmış, tabip odası uygulamalarının Danıştayca iptal edildiği doğrultusunda yalan yanlış bir bilgi etrafa yayılmaya çalışılmıştır.

2002 yılında İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimliği Kol başkanı olarak, TTB hukuk bürosu ile görüşmüş ve var olan hukuksal durumu değerlendirmiştik. İşyeri hekimliğine ilişkin mevzuatımızın yorumlanmasına ilişkin sorunlar olduğunu tespit ettik. Ülkemizde işçi sağlığı ve iş güvenliği ve işyeri hekimliğine yönelik bilimsel çalışmalarını tarafsızlık içinde sürdüren hukuk hocalarından görüş alınmasına karar vermiştik. Bunu da o dönemde, hukuk bürosunda çalışan arkadaşlar Av. Ziynet Özçelik, Av. Mustafa Güler ile birlikte yazılı bir rapor olarak Merkez Konseyi’ne sunmuştuk.

2002 Ekim ayında Av. Ziynet Özçelik ile birlikte hukuk camiasından her kesin tanıdığı ve görüşlerinin bilimselliğinin herkesçe kabul gördüğü, hocalarımızla görüşmeye başladık. Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Prof. Dr. Ali Güzel, Ankara Hukuk Fakültesi’nden Prof. Dr. Sarper Süzek, Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesinden Doç. Dr. Celal Erkut ve Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinden Yrd.Doç.Dr. Aydın Başbuğ’a amacımızı anlattık. Hocalarımızdan işyeri hekimliği ve tabip odalarının bu alandaki rolüne ilişkin görüşlerini bir sempozyumda sunmalarını rica ettik. Sempozyum fikri de bu görüşmelerde netleşti.

n  Sizce bu Sempozyum amacına ulaştı mı?

Evet. Sempozyum tam anlamıyla amacına ulaştı. Bu sempozyumda sunulan bildiriler ve daha sonraki tartışma bölümünde ifade edilen görüşler, bu alanda TTB’nin ve tabip odasının yürüttüğü çalışmaların ve kullandıkları yetkilerin tamamen uluslararası mevzuatla paralellik gösterdiği ve mevzuatımıza uygun olduğu bilimsel temelleri ile ortaya konuldu.

Bu sempozyumun işyeri hekimliği için tarihsel bir önem taşıdığını düşünüyorum. Zamanlama açısından da son derece başarılı buluyorum. Bildiğiniz gibi İş Kanunu değişti. Şimdi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Teşkilat Yasası, İSİG Tüzüğü ve bu Tüzük’te belirtilen 24-26 Yönetmelik çıkarılacak. Bu düzenlemelerin içinde işyeri hekimliğini doğrudan ilgilendiren hükümler bulunmaktadır. Yapılacak tüm bu düzenlemelerde, işyeri hekimliğine ilişkin 6023 sayılı TTB yasaya aykırı, hekimlik mesleğinin özünün ortadan kaldırılması durumu ile karşılaşabiliriz. Genel olarak iç mevzuatımızla da çelişen düzenlemelerin yapılması durumunda, yürüteceğimiz hukuksal mücadelede, bu sempozyumun çıktıları bize ve mahkemelerimize hukuksal yorumlamaya ilişkin yararlı yol gösterici bir kaynak olacaktır. Yeni mevzuat hazırlıklarına ilişkin bir şeyi de burada ifade etmek isterim. İSİG ne ilişkin mevzuat hazırlıkları İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğünce yürütülmektedir. Sayın Genel Müdür Vedat Reha Mert ile bir çok kez bir araya geldik ve birlikte İşyeri Ortak Sağlık Birimleri çalışması, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın İSİG etkinliklerine katkıda bulunduk. Sayın Vedat Reha Mert’in anlayamayacağım tarzda bir ideolojik tutum sergilediğini, hatta zaman zaman bir nevi hekim düşmanlığı içine girdiğini düşünüyorum. Bunu şunun için söylüyorum,   Sayın Vedat Reha Mert’e bir çok kez işyeri hekimliği eğitimi, tıbbi bir eğitimdir, İşyeri Hekimliği Sertifika Eğitimi Sürekli Tıp Eğitimi bünyesinde yer almaktadır, Sürekli tıp eğitimi dünyanın her yerinde meslek kuruluşlarınca yapılmaktadır, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının böylesi bir eğitimi verme, yani işyeri hekimlerini eğitme hakkı ve hukuku yoktur, bunu kendi teşkilat yasanıza, İSİG Tüzüğüne koysanız bile, 6023 sayılı TTB Kanunu, 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair kanun, 2547 sayılı YÖK kanununu ve esas aldığınızı belirttiğiniz uluslararası düzenlemeleri ihlal etmiş olursunuz, bu nedenle de işyeri hekimliği eğitimine ilişkin “gayretkeşlikle” yapacağınız düzenlemelerin mahkemelerce iptal edilir dedik. Bu kadar açık ve net olan bir durumda, gerçekliğe ve akla aykırı davranmak için kişinin ideolojik davranması dışında bir neden görmüyorum.

n  Sempozyumla ilgili son olarak ilave etmek isteğiniz bir şey var mı?

Bu sempozyumda ‘İşyeri Hekimliğinde Mesleki Bağımsızlık’ bildirimde de söylediğim gibi, işyeri hekimliğinde Tabip Odalarının yürüttüğü çalışmaların yani işyeri hekimliği sözleşmesinin hazırlanması, işyeri hekimlerine onay yetkisi, asgari ücretin TTB tarafından belirlenmesi, sadece kazanılmış hakka, işyeri hekimliği özlük haklarına indirgenemez. Tüm bu uygulamalar işyeri hekimlerinin mesleki bağımsızlıklarının da sağlanmasına yöneliktir. İşyeri hekiminin yasaların kendisinden isteği görevi yerine getirirken, aynı zamanda işvereni olan yöneticilerinden korunmasına, yani mesleğini bilimsel, bağımsız ve özgürce, sadece vicdanına karşı sorumlu olarak yerine getirmesi amacına da yöneliktir.

n  İş Kanununda işyeri hekimliğine ilişkin yapılan düzenleme hakkında bilgi verir misiniz?

İş Kanununun 81. maddesi doğrudan işyeri hekimliğine ilişkindir. Bakanlar Kurulundan TBMM gönderilen İş Kanunu Taslağı’nda İşyeri Hekimliğine ilişkin maddede  50’den fazla işçi çalıştıran işyerlerinde işyeri hekimi bulundurulması mecburiyeti belirtilmiyor ve bunun çıkarılacak yönetmelikte düzenlenmesi öngörüyordu. TİSK’in işyeri Hekimi İstihdamında Yaşanan Sorunlar Broşürünün belirttiği taleplerin arasında, işyeri hekimi bulundurma zorunluluğunu 50’den 250 işçiye çıkarılması isteniyordu. Çıkarılacak Yönetmelikle 50 rakamının TİSK Yönetiminin isteğine doğrultusunda 250’ye çıkarılması çalışmalarının şimdiden engellenmesi  ve 50 rakamının altında işçi çalıştıran işyerlerinin de işyeri sağlık organizasyonları içinde yer alması için uğraş verdik.

Meclisteki   Sağlık, Aile Çalışma ve Sosyal İşler   Komisyonu’ndaki AKP ve CHP’den Hekim milletvekili arkadaşlarımızla görüştük. Bu hekim milletvekili arkadaşlarımız, Komisyonda getirdikleri öneri ile 81. maddenin, 50 fazla işçi çalıştıran işyerlerinin işyeri hekimi çalıştırmaları zorunluluğu, daha önceki yasal mevzuatımızda olduğu gibi korudu. Böylece ileride bizleri, örgütümüzü, meşgul edebilecek bir sorun,   önceden önlenmiş oldu. Ayrıca işyeri hekimliğine ilişkin çıkarılacak Yönetmelikte sadece Sağlık Bakanlığı’nın görüşü alınır cümlesi de değiştirildi. TTB’nin de görüşünün alınmasının gerektiği yasaya girdi.

Böylelikle TTB işyeri hekimliği ile ilgili meselelerde taraf olduğu ilk defa İş Kanununda da  yer almış oldu. İş Kanununda yer alan; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının İYH ile ilgili olarak çıkaracağı Yönetmelikte TTB’nin görüşünü alması zorunluluğu sayesinde, 6023 sayılı yasa ile TTB’ne verilen  yetkilere aykırı bir Yönetmelik düzenlemesinin önü  de kapatılmış oldu.

Şu anda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İSİG Tüzük Taslağını hazırladı ve kendi web sayfalarında yayınladılar. Bu tüzükte işyeri hekimlerinin eğitimine, atanmasına ilişkin TİSK talepleri ile uyumlu bir düzenleme olduğu görülmektedir.Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü Sayın Vedat Reha Mert ısrarla işyeri hekimliği eğitimini ve sertifika verilmesini Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda bünyesine alma gayreti içindedir. Ama bunun olamayacağını da görecektir.

 

TIP DÜNYASI

Sayfa başına git         Başa dön