e-posta

   Eski Sayılar | Künye | Ana Sayfa

TIP DÜNYASI
 

.

1 Haziran 2003  Sayı: 106

 

Dünya basını Irak’ta yaşanan olağanüstü durumun sürdüğüne dikkat çekiyor...

Iraklı hekimler işlerinin başına dönüyorlar, ama ilaçlar hala bulunamıyor...

13.gif (38474 bytes)Irak’taki olağandışı durumun son haftasında, hekimlerin tüm ülkede işlerinin başına dönmeye başladıkları, elektrik ve su ağındaki sorunların kısmen de olsa giderildiği görülüyor. Ancak Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) kronik hastalıkları olanların ilaç sıkıntısıyla karşılaştıklarını ve birçok hastanenin sadece acil servisleriyle hizmet verebildiklerini bildiriyor.

DSÖ’nün belirttiğine göre Irak’ın sağlık hizmetleri altyapısını araştıran bir çalışma, ülkede 1447 sağlık kurumu bulunduğunu, bunlardan 160’ının hastane olup, 33’ünün Bağdat’ta olduğunu ve 1285 sağlık ocağı bulunduğunu göstermiştir. 26,000 civarında hastane yatağı kullanılabilir durumda olup, DSÖ’ye göre yeterli sayıdadır.

DSÖ, yardım etmek isteyen ülkelerin sahra hastaneleri göndermek yerine, varolan hastanelere maddi yardımda bulunmalarını önermektedir. Varolan tehlikeye, maaş ödenmemesine ve tıbbi malzeme eksikliğine rağmen çalışmaya devam eden Iraklı sağlık çalışanlarını öven DSÖ, sağlık çalışanlarının bir süre sonra ailelerine bakabilmek için başka işler aramak zorunda kalacaklarını vurguluyor ve Bağdat’taki her hastane için aylık 3,000-5,000 dolarlık bir yardım gerektiğini ekliyor.

Uluslararası Kızılhaç Komitesi işlevsel durumdaki hastaneleri üç sınıfa ayırıyor: Kapasitesi düşük de olsa, çalışanlarının sorunlarla başetmek için çözümler yarattığı ve böylece hizmet verebilen az sayıdaki hastane, sadece acil sağlık hizmeti verebilen hastane (çoğunluğu oluşturuyor) ve hiçbir biçimde işlev göremeyen çok sayıdaki hastane.

Geçtiğimiz hafta, genellikle dini liderlerin müdahalesiyle Bağdat hastanelerinden yağmalanan tıbbi malzemelerin bir kısmı geri getirildi. Ancak ilaç stokları çok az ve antibiyotikler yarım doz verilebildiği bildiriliyor. Bu da ilaçlara direnç gelişme olasılığını artırıyor. Geçtiğimiz Çarşamba günü Bağdat’taki büyük hastanelerden Yarmouk Hastanesi’nde insülin bitti ve DSÖ Ürdün’deki bürosundan taksiyle 600 kutu insülin gönderdi.

Çatışmalara yoğunluğunu kaybetmesine rağmen, hastanalere yaralılar getirilmeye devam ediyor. Misket bombaları, mayınlar ve diğer patlamamış silahlar hergün yeni yaralanmalara neden oluyor. Son olarak Bağdat’ta bulunan bir silah deposundaki patlama sonucu altı kişi öldü ve en az elli kişi yaralandı. Kerkük’teki en büyük hastane, sadece geçen hafta mayınlar ve patlamamış silahların 52 kişinin ölümüne, 63 kişinin yaralanmasına neden olduğunu bildirdi. Ölenlerin çoğunluğu çocuklardı.

Britanya Savunma Bakanlığı Sekreteri G.Hoon’un seyreltilmiş uranyumun sağlığa zararlı olmadığına ilişkin açıklamasına Royal Society tarafından yapılan itirazdan sonra, Körfez’den dönen Britanya askerlerinde idrarda seyreltilmiş uranyum tarama testi yapılacağı açıklandı. Savunma Bakanlığı ayrıca uranyumlu silahların nerelerde kullanıldığını açıklayacağını ve ABD’nin de benzer bir uygulamada bulunmasını umduklarını bildirdi. Royal College’in seyreltilmiş uranyum çalışma grubu başkanı B.Spatt ise, seyreltilmiş uranyumlu silahların kullanılan alanlarda toprağın ağır derecede kontamine olduğunu ve su kaynaklarının da kirlenmesi halinde etkilenmenin daha uzun süreli ve geniş çaplı olacağını söyledi. Diğer yandan, Iraklı sivillerin uranyumlu silahlardan etkilenme düzeylerini araştırmak için herhangi bir plan bulunmuyor. Önceki Körfez savaşında 350 ton civarında kullanılan uranyumlu silahların, bu savaşta 1000 ila 2000 ton arasında kullanıldığı tahmin ediliyor.

*Kaynak: British Medical Journal, 3 Mayıs 2003

 

TIP DÜNYASI

Sayfa başına git         Başa dön