e-posta

   Eski Sayılar | Künye | Ana Sayfa

TIP DÜNYASI
 

.

15 Mayıs 2003  Sayı: 105

 

Ankara Tabip Odası tarafından düzenlenen Düşünce Mutfağı toplantıları sürüyor...

Düşünce Mutfağı: Saldırı Yasaları

Prof. Dr. Erhan Nalçacı - Ankara Tabip Odası Halk Sağlığı ve Sağlık Politikaları Komisyonu tarafından 8 Mayıs Perşembe günü yeni bir Düşünce Mutfağı toplantısı Hacettepe Üniversitesi Merkez Kampüsünde gerçekleştirildi. Düşünce Mutfağı’nın konusu “Saldırı Yasaları”ydı. Halk Sağlığı ve Sağlık Politikaları Komisyonu’ndan Dr. Bülent Cengiz tarafından yönetilen toplantıya konuşmacı olarak Siyasal Bilimler Fakültesi’nden Öğr.Gör.Burçak Özoğlu, Gazi Üniversitesi İktisadi Bilimler Bölümünden Doç.Dr. Aziz Konukman ve siyasetçi-yazar Haluk Yurtsever katıldılar.

Burçak Özoğlu, saldırı yasaları ile devletin rolünün değiştiğini ve artık sermayeye “Dilediğin gibi çalışma hayatını düzenleyebilirsin” dendiğini, bu şekilde kuralsızlaştırılmış ve bireyselleştirilmiş bir çalışma rejiminin dayatıldığını söyledi. Bu rejimin esnek çalışmayı yaygınlaştırarak, sendikaları işlevsizleştirmeyi ve güçsüzleştirmeyi, örgütsüzleştirilmiş bireylerle tek tek anlaşma yapmayı amaçladığını anlatan Özoğlu, işçilerin yeni iş yasası ile köle gibi patronlar tarafından bir birlerine ödünç verilebileceğini anlattı. Çalışma rejiminin odağına “performans” konularak bir birleriyle rekabet eden işçiler yaratılmaya çalışıldığını, “kalite” ile de kar edilmesini öne çıkaran ve kamusal alanın altını boşaltan bir yapı oluşturulmaya çalışıldığını bildirdi. “Yönetişim” ve “Sivil Toplum” lafı görülen her yerde esas amacın sermayenin iradesini hakim kılmak olduğunu ifade eden Özoğlu, amaçlananın rekabetin serbestleştirilmesi ve karın maksimizasyonu olduğunu sözlerine ekledi.

Aziz Konukman ise, İş Güvencesi Yasası 10 işçi çalıştıran ve yukarısındaki işletmeleri kapsarken, AKP iktidarının sessizce yaptığı bir değişiklikle bu sınırı 30 ve yukarısına çektiğini, bu şekilde bir kalemde 2.5 milyon işçinin iş güvencesinden yararlanamaz hale geldiğini bildirdi. Hükümetin aralık ayı sonuna kadar 25 bin kişiyi sokağa atacağını söyleyen Konukman, yasayla öngörülen “Özel İstihdam Kuruluşları”nın bir “köle pazarı” yaratacağını ileri sürdü. IMF Direktörünün “Bize sormadan iş yapıyorlar, bize sorup ondan sonra iş yapsınlar” ifadesine karşılık, Bakan Unakıtan’ın “Oysa biz takdir bekliyorduk” sözlerini gazete kupürlerinden gösteren Konukman, AKP iktidarının stratejik önemi olan limanları dahi özelleştirmeye niyetlendiğini söyledi. Konukman, artık ulusal bir sermaye sınıfından bahsedilemeyeceğini, tek ulusal sınıfın emekçi sınıflar olarak kaldığını vurgularken, öne çıkarılan şeffaflık, saydamlık gibi kavramların altında uluslararası sermayenin denetleme hakkının yattığını sözlerine ekledi.

Haluk Yurtsever ise konuşmasına Chaplin’in “Duygusu olmayan akıldan daha tehlikeli bir şey yoktur” sözlerini hatırlatarak başladı. Kimsenin Irak’ta kaç kişinin  öldürüldüğünü sormadığını, bundan bahsedilmediğini söyleyen Yurtsever, emperyalizmin piramide benzeyen bir hiyerarşi olduğunu ve savaşları olağanlaştırdığını ifade etti. AB ile uyum meselesinin söz konusu saldırı yasalarına meşruluk kazandırdığını ve yasalara karşı politikasızlığın sendikalara sirayet ettiğini vurguladı. ABD’de 20 sene içinde sendikalaşma oranının %35’ten %15’e düştüğünü ve bu durumun Avrupa’da farklı olmadığını belirten Yurtsever, Avrupa Birliğinde işçi sınıfı haklarının giderek daha fazla yok edildiğini ekledi. Türkiye tarihinin en büyük yağması ile karşı karşıya olduğumuzu, Tekel, Petkim gibi büyük kamu kuruluşlarının gerçek değerlerinin çok altında fiyatlarla haraç mezat satılmak istendiğini belirten Yurtsever, “Ne yapmalı?” sorusunu, toptan bir karşı çıkışın zorunlu olduğu, sosyal devletin artık mümkün olmadığı, işçi sınıfının iktidar hedefiyle hareket etmesinin tek çıkış yolu olduğunu belirterek yanıtladı.

Oldukça zengin tartışmalarla süren Düşünce Mutfağı 3 saatin sonunda tamamlandı

 

TIP DÜNYASI

Sayfa başına git         Başa dön