e-posta

   Eski Sayılar | Künye | Ana Sayfa

TIP DÜNYASI
 

.

15 Mayıs 2003  Sayı: 105

gündem...

Dr. Füsun Sayek

Anestezisiz “Neşter Operasyonu”

“Doktorun aletleri geldi mi gözünüz önüne?

O parıldayan şey neşterdi, değil mi?”         (N. Hikmet)

Evet bizim aletimiz, “neşter”...

“Ölür mü ki?

            Bir ilaç yazıversen...

            -İlaç kar etmez.-

            Karnını yaracağız...”   (N. Hikmet)

diyerek en radikal iyileştirmelerin aracı olarak sunulan neşter. Önerilen ilaçların, başka girişimlerin yapamadığının kesin çözümü neşter... Parıldayan alet... Kesti mi boşaltır irini. Operasyonun adı bu nedenle mükemmel... Operasyonun şu anda yürütüldüğü adalet  alanıyla ilgili bir adı da olabilirdi... Terazi gibi mesela... Ama neşter iddialı (ki ben bu iddiayı benimsiyor ve beğeniyorum) o nedenle kim bulmuşsa bu adı; güzel... Neşterimi seve seve ödünç verebilirim operasyonculara, her ne kadar umut, beyaz balina vb. gibi ad konmuş boş çıkmış operasyon süreçleri sonuçlarıyla hayal kırıklığı yaratmışsa da...

İçinde yer aldığımız Türk Tabipleri Birliği örgütü; yıllardır “iyi hekimlik” diye çırpınmış bir meslek kuruluşu... iyi hekimliğin iki kelimeden ibaret olmayıp, yüzlerce kelimeyle, tutumla ifade edilen bir “yaşam biçimi” olduğunu savunmuş... Temelinde sevgi ve şevkat olan hekimlik mesleğinin, iyi öğretilmesi, öğrenilmesi gerektiğini, mesleki uygulama aşamasında donanımlı sağlık kuruluşlarında, emeğinin karşılığını alarak hastasıyla parasal bir ilişki içerisine girmeden yürütülebileceğini dilinde “tüy” bitercesine savunmuş bir meslek örgütü... Mesleğimiz, dünyada ve Türkiye’de meslek ahlak kuralları yasalarla varolan tek meslek... bu mesleği yürütenler her gün Türkiye’de yalnızca Sağlık Bakanlığına ait kurumlarda 6.000 kez neşter kullanıyor, 300.000 kez hekimlik hizmetini polikliniklerde sunuyorlar. Örgütleri Türk Tabipleri Birliği, bu hizmetler yürütülürken ortaya çıkan olumsuzlukları “kral çıplak” diye bıkmadan herkese duyuruyor... Sanırım bugün bunları güncel “operasyon” doğrultusunda bir kez daha ifade etmeliyiz... Benim açımdan Neşter Operasyonu’nun birkaç önemli boyutu var: Öncelikle bu operasyonun pahalı malzemeleri devlet kurumlarına aldırarak zarara uğratmak ve bu amaçla rüşvet almak gibi adi ama ağır bir suç çerçevesinde yürütüldüğünü bilelim... Böyle bir suçlama varsa, yargısız infaz yapılmaması koşuluyla derinlikli soruşturulmalı ve karşılığı ceza ne ise verilmelidir. Yürüyen bir soruşturma olduğundan belki fazla konuşulamaz ancak suçlamalar ağırdır, “tanınmış hekim” baskısı hissedilmeden mutlaka ayrıntılı soruşturulmalıdır.

Türk Tabipleri Birliği; savcılık soruşturmasının başladığı günlerde, konunun soruşturulmasından memnun olduğunu, hekimlerle de sınırlı tutulmayarak bürokrat, firma ve politikacılara genişletilmesi gerektiğini ifade etmiştir. Bugün de böyle düşünmektedir. Bir yandan da adı geçen hekimlerle ilgili “etik” soruşturmaları yapmaktadır(Burada bir kez daha “etik”in yasaya dönüştüğünde artık “yasanın” hakim olduğunu hatırlatalım).

Bu soruşturmaların bizim açımızdan bir diğer boyutu da şu:üzülerek görüyorum ki bir kesim, Türk Tabipleri Birliği’nin bu olayda “sessiz” kaldığını ima etmektedir. Türk Tabipleri Birliği, iyi hekimliği sürekli savunan, iyi hekimlik yapmayanları da kovuşturan bir meslek örgütüdür. Yasal soruşturma açılsın açılmasın etik açıdan soruşturmasını yapmaktadır. İşte o soruşturmalardan bazı dökümler ve sonuçları:

Yalnızca   Türk Tabipleri Birliği Yüksek Onur Kurulu (oda onur kurulları hariç) yalnızca geçtiğimiz yıl 283 dosya görüşmüş, 140 ceza kararı vermiştir. Bu cezaların %17.6’sı geçici süreyle meslekten men cezasıdır. Bu cezalar tıbbi hata, ihmal sonucu hastaya zarar verme, kamuda çalışırken usulsüzlük yapma, gerçeğe aykırı belge düzenleme gibi gerekçelerle verilmiştir.

Deontoloji Tüzüğü’nü “bu Tüzüğü Sağlık ve Adalet Bakanlıkları uygular” diyerek çıkaracaksınız, Türk Tabipleri Birliği’nin yeni hazırladığı tüzüğü tüzük olarak benimsemeyeceksiniz, Türk Tabipleri Birliği Tabip Odaları ve Yüksek Onur Kurulu tarafından “Neşter Operasyonu”ndaki uygulamalar benzeri faaliyetleri nedeniyle “cezalandırılan” hekimleri, hem de basına demeçler verip savunarak ödüllendirip en büyük hastanelere yönetici yapacaksınız, Türk Tabipleri Birliği’nin soruşturma yetkisini sürekli sorgulayacak, Danıştay’da “TTB kamu hekimini soruşturamaz” kararları alacaksınız, sonra da bu olumsuzluk yumağını “sen çöz” diyeceksiniz. Buna gülerler...

Gelelim operasyonun bir başka boyutuna:Türk Tabipleri Birliği koruyucu hekimliğe yürekten inanıyor. O zaman bu durumun “koruyuculuk” boyutuna eğilelim... Eğer olayın geçtiği hastaneler malzemeyi temin etselerdi firma/hekim/hasta ilişkisi kurulur muydu? Bu kadar basit bir çözüm elbette kamu hastanelerine kaynak ayırmanızı gerektiriyor. Eğer kocaman planlama kurumları, yürütme Bakanlıkları ülkeye giren malzemeyi denetleseler firmaları zapturapt altına alsalar böylesine kokarmıydı herşey? Kendilerine takılan stentler için “hekimim bilir” diyenler vatandaş için başka formüller üretebilirler miydi?

Türk Tabipleri Birliği “denetleyin” diyor. Uygun olmayanı ülkeye sokmayın diyor. Türk Tabipleri Birliği toplu alım yapın diyor. Türk Tabipleri Birliği tüm bunları söylüyor. Sessiz değil ve hatta haykırarak....

“İndirince ten kafesine neşteri

Yürekte ne gördüler dersiniz.

Yürekte memleket gördüler”

Evet ne acı ki bizim gördüğümüzü ama çırpınmamıza rağmen önleyemediğimizi onlar yeni gördüler...

“Ama işte doktor beyler

Doğrusu geç kaldılar,

Çok geç kaldılar”

Biz gerçeği görmüştük, çözüm önerilerimizle birlikte haykırmıştık... “bıçak parasına çözüm: tam zamanlı çalışmayı getirmektir” önerimize sıcak bakmayıp, ücretsiz hasta bakılmasını sağlamak yerine, ücretsiz “doktorum bıçak parası istiyor” hattını törenle açanlar da “geç” kalmak üzereler... İyi hekimlerin, sorumlu olmadıkları konularda hastalarıyla aralarını açmak sadece “kötü elmaların” işine yarar. Onların ayıklanması anestezisiz, yani acıyla olacaksa da neşterin hakkını vermeye hepimiz her zamanki gibi hazırız. Yeter ki neşteri doğru tanıyla ve doğru ameliyat için kullanalım...

 

TIP DÜNYASI

Sayfa başına git         Başa dön