e-posta

   Eski Sayılar | Künye | Ana Sayfa

TIP DÜNYASI
 

.

1 Mayıs 2003  Sayı: 104

 

TTB ve ATO, üniversiteye hazırlanan öğrencilerin yaygın olarak başvurduğu asılsız “rapor” istekleri için girişim başlattı.

Asılsız rapor talebi hekimleri isyan ettirdi

Asılsız rapor talebi hekimleri isyan ettirdi ATO, Ankara’daki hastane yönetimlerine yazı göndererek,asılsız rapor talebiyle karşılaşan hekimlerin mağdur duruma düşmemeleri için başvurmaları gereken mevzuata yer vererek, hekimlerin bu konuda bilgilendirilmesini istedi. TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Füsun Sayek de, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’e gönderdiği yazıda, konunun düzenlenmesi gerektiğini bildirdi.

Tıp Dünyası - ANKARA - Lise son sınıf öğrencilerinin, üniversiteye hazırlanmak amacıyla uzun süreli sağlık raporu alma talepleri hekimleri zor durumda bırakması üzerine, Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve Ankara Tabip Odası (ATO) girişim başlattı. Milli Eğitim Bakanlığı’ndan hekimleri zor durumda bırakan bu konunun uygun yollarla düzenlenmesi istenirken, hekimlere de başvurabilecekleri yasal mevzuat ulaştırıldı.

TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Füsun Sayek, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’e gönderdiği yazıda, “Birçok gerekçesyel öğrencilerin öğretmenlerince hekimlere gönderilmeleri doğal bir davranış, hekimlerin de rapor vermeleri doğal bir ‘çözüm’ olarak kanıksanmıştır. Rapor vermeyi uygun görmeyen meslektaşlarımız, çok ağır bir ‘suç’ işlemiş, bir öğrencinin geleceği ile oynamış durumuna düşmektedirler” ifadesine yer verdi. Rapor verme yetkisinin hekimlere ait olmakla birlikte, yaygınlaşmış bir sosyal meselenin çözümü için kullanılmasının, ortamı ve rapor verme işini bütünüyle dejenere ettiğini vurgulayan Sayek, “Eğer öğrenciler sınav öncesi yaygın olarak okula gitmiyor ya da gidemiyorlarsa ve bu tarafınızdan anlaşılır bulunuyorsa, idari bir yetki kullanılarak ilgili öğrenciler için izin verilmesinin yerinde olacağı düşüncesindeyiz” görüşünü aktardı. TTB önceki hükümeti de bu konuda uyarmıştı.

Bakanlık kabullendi

Milli Eğitim Bakanlığı’ndan bakan adına Orta Öğretim Genel Müdürü Hüseyin Atılgan’ın gönderdiği yanıt yazısında, öğrencilerin aldıkları sağlık raporlarının ilgili mevzuat çerçevesinde değerlendirildiği, bunun dışında başka bir uygulama yapılamayacağı ifade edildi.

ATO’dan hekimlere mevzuat

ATO’nun, Ankara’daki hastane yönetimlerine gönderdiği yazıda da, “Odamıza yapılan başvurulardan birçok üyemizin gerçeğe aykırı rapor talepleri ile zor durumda bırakıldıkları anlaşılmıştır. Konu Yönetim Kurulumuz tarafından incelenmiş, meslektaşlarımızın çeşitli mağduriyetlerle karşılaşmamaları için konu ile ilgili mevzuatın ulaştırılmasının yararlı olacağı kanaatine varılmıştır” denildi.

ATO’nun hazırladığı, öğrencilerin anadolu lisesi ya da üniversite sınavlarına hazırlanmak amacıyla asılsız rapor talebinde bulunmaları karşısında, hekimlerin başvurabilecekleri mevzuat şöyle:

- 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’nın 107. maddesi gereğince hekimlere hastalık raporu verme yetkisi düzenlenmiş, yönetmelikle de raporun hangi hallerde, hangi hekimler veya sağlık kurulları tarafından hangi sürelerle verileceği belirtilmiştir. Buna göre; hastayı muayene eden bir hekimin 20 güne kadar istirahat raporu vermeye yetkili olduğu düzenlenmiştir. Uzun süreli hastalıklarda ise hekimin hastayı sağlkı kuruluna sevk etmesiyle raporun ancak sağlık kurulu tarafından verilebileceği belirtilmiştir.

- Hekimin vereceği raporlar; idari (sağlık raporları, hastalık raporları, istirahat, malüliyet raporları) ve adli raporlar (adli makamlarca resmi yazı ile gönderilen kişilere verilen raporlar) olmak üzere ikiye ayrılarak değerlendirilebilir.

- Adli merciler dışında gelen bireysel adli rapor istemlerinde; kişinin muayene ile ilk tedavisi yapılarak, protokol defterine muayene ilgili bulgular kaydedilecek, ancak kişinin kendisine adli rapor düzenlenmeyecektir. Türk Ceza Yasası 530. madde ile, duruma göre memur hekime, mesleği icabı öğrendiği suçu yetkili makamlara bildirme sorumluluğu yüklemiş bu sorumluluğa aykırı davrananları da cezalandırma yoluna gitmiştir. Ancak aynı kişinin, bu defa Cumhuriyet Savcısı tarafından resmi yazı (sevk) ile gönderilmesi halinde, kişi tekrar muayene edilerek önceki kayıtlarla mukayese süreti ile adli rapor tanzim edilebilecektir.

- Türk Ceza Yasası 354. madde ile hekimin, resmi kurumlar tarafından, güvenle ve itimat edilerek kabul edilen bir belgeyi hatıra binaen gerçeğe aykırı olarak vermesi halinde, üç aydan sekiz aya kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı ayrıca ağır para cezasına çarptırılacağı düzenlenmiştir. Anılan maddenin üçüncü fıkrasında ise hakikate aykırı belgenin, vaat veya temin olunan para vesair menfaat karşılığında tanzim edilmesi halinde, cezanın iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası olacağı düzenlenmiştir.

- Dolayısıyla özellikle cezai sorumluluğu gerektiren hakikate aykırı rapor istemlerinin, hangi gerekçe ile talep edilirse edilsin ret edilmesi gerekmektedir. Cezai sorumluluğun yanı sıra 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San’atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun, Tıbbi Deontoloji Tüzüğü ve Hekimlik Meslek Etiği Kuralları gereğince de gerçeğe aykırı rapor verilmesi halinde hekimin, Türk Tabipleri Birliği Soruşturma ve Yargılama Yönetmeliği madde 6 ile düzenlenen “Geçici olarak meslekten alıkoyma cezası ile” cezalandırılabileceği konusunda hekimlerin bilgilendirilmesinin önemli bir ihtiyaç olduğu kanaatindeyiz.

 

TIP DÜNYASI

Sayfa başına git         Başa dön