e-posta

   Eski Sayılar | Künye | Ana Sayfa

TIP DÜNYASI
 

.

1 Mayıs 2003  Sayı: 104

 

Son dönemde arka arkaya gündeme getirilen yasa tasarıları, tüm toplum gibi hekimleri ve sağlık çalışanlarını da tehdit ediyor

Sağlıkta nereye?

Sağlıkta taşra örgütlenmesi kalkıyor

Osman Durmuş döneminde yönetmelik ve yönerge

Sağlık ocaklarında “kiralık” dönem

 

Sağlıkta taşra örgütlenmesi kalkıyor

1.jpg (26348 bytes)Bakanlar Kurulu’nun gündeminde bulunan “Kamu Yönetimi Temel Kanunu Tasarısı”, Sağlık Bakanlığı’nın taşradaki örgütlenmesini ortadan kaldırıyor. Sağlık Bakanlığı’nın taşra teşkilatı il özel idarelerine bırakılıyor ve hekimlerin kadro yerine sözleşmeyle çalışmaları gündeme getiriliyor.

Tıp Dünyası - ANKARA - Bakanlar Kurulu’nun gündeminde bulunan “Kamu Yönetimi Temel Kanunu Tasarısı”, içerdiği yasal düzenlemelerle sosyal haklar yönünden hekimlerin ve sağlık çalışanlarının geleceğini tehdit ediyor. Tasarıyla Sağlık Bakanlığı’nın taşradaki örgütlenmesi ortadan kaldırılıyor ve kamuda görev yapan sağlık personelinin “sözleşmeli” olarak çalışması gündeme getiriliyor. Buna göre, kamuda çalışan hekimler ve sağlık çalışanları, çok önemli ve büyük hak kayıplarına uğruyor.

Tasarının sağlık alanı ve kamu çalışanlarıyla ilgili olarak getirdiği dikkat çekici düzenlemelerden bazıları şöyle:

- Kamu kurum ve kuruluşlarında yetki ve sorumluluk hizmetten yararlananlara en uygun ve en yakın birime verilir.

- Kamu kurum ve kuruluşları piyasada rekabet koşulları içinde üretilen mal ve hizmetleri üretemez ve piyasada haksız rekabet oluşturamaz. Bu ilkelere aykırılık teşkil eden bütün birimler tasfiye edilir ve yenileri kurulamaz.

- Adalet, iç ve dış güvenlik, dış ilişkiler, gümrük, maliye, vergi, dış ticaret, sosyal güvenlik, acil durum yönetimi, din hizmetleri, tapu kadastro, ekonomik, sosyal ve fiziki planlama, nüfus ve vatandaşlık, ulusal ve bölgesel ormanların korunması ve yönetimi hizmetleri; merkezi idarenin merkezde, taşrada ve dış ülkelerde teşkilat kurarak bizzat yerine getireceği asli ve sürekli görevleridir.

- Milli eğitim, sağlık, şehircilik, iskan, ulaştırma, haberleşme, tarım, sanayi, teknolojik ve bilimsel araştırma geliştirme, enerji ve tabi kaynakların yönetimi, kültür, turizm, çevre ve spor hizmetleri, merkezi idarenin taşrada ve dış ülkelerde teşkilat kurmadan, ulusal ve bölgesel düzeyde (4. maddede belirtilen yetkilerini kullanarak) yerine getireceği görevlerdir.

- Yerel yönetimlere ilişkin kanunlarda yer alan ve yerel yönetimlerin sorumluluğuna bırakılan görev ve hizmetler için bakanlıklar ayrıca teşkilat kuramaz, doğrudan harcama yapamaz, görev ve hizmetin ilgili yerel yönetimlerce etkin bir biçimde yapılabilmesi için gereken yardım ve desteği sağlar.

- Taşra teşkilatı kaldırılan bakanlıkların taşka teşkilatlarına ait, taşınır, taşınmaz malları, personeli, araç ve gereçkleri, malzemeleri, bunlara ilişkin olarak genel bütçede ayrılan ödenekleri ve benzer her türlü kaynağı ilgili yerel yönetim birimlerine devredilir.

- Kamu personel sisteminin temel ilkeleri: Kamu hizmetlerinin gerektirdiği nitelik ve sayıda istihdamı esas alarak değişen şartlarda uygulanabilir. Esnek, eşit işe eşit ücreti eşit statüye tabi tutmak suretiyle ödemeyi öngören, sade, basit, taraflarınca anlaşılabilir, performans değerlendirmesine müsait, şeffaf, etkinlik ve verimlilik ölçütleriyle işletilebilen, halka güveni esas alan, hizmetin yürütülmesini yetkili ve sorumlularıyla birlikte vatandaşlara en uygun ve mümkün olduğunca sunan bir personel sistemi bu kanun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde hayata geçirilecektir.

Sosyal devleti tamamen ortadan kaldıran, “rekabetçi piyasa koşullarının oluşturulmasını” amaç olarak benimseyen, devlete ise “koordinasyon” görevini veren tasarıda, bazı maddelerin de henüz tam olarak düzenlemeyişi dikkat çekiyor. Tasarı, Bakanlar Kurulu’nun onayından geçtikten sonra TBMM’ye sevkedilecek.

2.jpg (16923 bytes)Günü kurtarma, geleceği karartma

Osman Durmuş döneminde yönetmelik ve yönerge düzeyinde yapılan döner sermaye düzenlemeleri, 31 Mart 2003 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren BütçeYasası ile yasalaştırıldı. Bugünü görece kurtararak sağlık çalışanlarını oyalayan döner sermaye, gerçekte emeklilikte“sürünerek yaşama” anlamına geliyor.

Tıp Dünyası - ANKARA - 31 Mart 2003 tarihli Resmi Gazete’nin 25. sayfasından başlayıp bütün bir 26. sayfayı da doldurmak üzere, döner sermaye konusunda yapılan “cambazlıklar” yasalaştırılmış oluyor.

Bütün çaba, sağlık çalışanlarına gelecekte maaş vermemek ve onların emekliliklerinde de devlete “yük” olmalarını engellemek! Osman Durmuş döneminde yönetmelik ve yönerge düzeyinde geliştirlen projeler bir devam olarak yasal hale getiriliyor.

Sağlık Bakanlığı bütün bunları “çalışanla çalışmayanı ayırmak ve daha iyi hizmet sunumunu sağlamak” için rekabet unsurunu sokmak amacıyla yapıyor! Elbette Tıp Dünyası’nda yer alan diğer haberleri de okuyunca (Kamu Personel Yönetimi Yasası, sözleşmelilik,   SSK’daki sözleşmeli hekimlerin durumu, emekli hekimlerin mevcut maaşlarla içinde bulundukları sıkıntılar vd.) götürülen istikamet belli oluyor. Biz üşenmedik resmi gazeteyi buraya aldık, herkes okuyabilsin diye! Okusun ve tartışsın; net, emekliliğe yansıyan bir maaşla mı hizmet ve yaşantımız daha güvencede yoksa aşağıdaki gibi mi?

Ya da döner sermaye ile bugünü kurtarma umudu ve gelecekte/emeklilikte sürünerek yaşama garantisi mi?

Bütçe yasasında döner sermaye

-  4.11.1981 tarihli ve 2547 sayılı yasanın 58. maddesinin (a) bendinin dördüncü fıkrası 1.4.2003 tarihinden itibaren aşağıdaki şekilde uygulanır:

Her eğitim-öğretim, araştırma ve uygulama birimi veya bölümü ile ilgili öğretim elemanlarının katkısıyla toplanan döner sermaye gelirlerinin en az yüzde 50’si (bilimsel araştırma projeleri için ayrılacak pay dahil) o kuruluş veya birimin araç, gereç, araştırma ve diğer ihtiyaçlarına ayrılır. Kalan kısmı ise üniversite yönetim kurulunun belirleyeceği oranlar çerçevesinde döner sermayenin bağlı bulunduğu birimde görevli öğretim elemanları ve aynı birimde görevli 14.7.1965 tarihli ve 657 sayılı kanuna tabi perosnel arasında paylaştırılır. Öğretim üyeleri ile Üniversitelerarası Kurulca önerilerek Yükseköğretim Kurulunca kabul edilen teknik ve sanatla ilgili birimlerde görevli öğretim elemanlarına döner sermayeden bir ayda ayrılacak payın tutarı bunların bir ayda alacakları aylık (ek gösterge dahil), yan ödeme, ödenek (geliştirme ödeneği hariç) ve her türlü tazminat (makam, temsil ve görev tazminatı hariç) toplamının iki katını, diğer öğretim elemanları için bir katını, 14.7. 1965 tarihli ve 657 sayılı yasaya tabi personel için ise yüzde 80’ini geçemez. İşin ve hizmetin özelliği dikkate alınarak yoğun bakım, doğumhane, yeni doğan, süt çocuğu, yanık, diyaliz, ameliyathane, kemik iliği nakil ünitesi ve acil serviste çalışan sağlık personeli için yüzde 80 oranı, ayrıca yüzde 50’sine kadar artırılabilir. Şu kadar ki, öğretim üyelerine mesai saati dışında döner sermayeye yaptıkları katkılarından dolayı ilave olarak ödenecek pay, almakta oldukları aylık (ek gösterge dahil), ödenek (geliştirme ödeneği hariç) ve her türlü tazminat (makam, temsil ve görev tazminatları hariç) toplamının üç katını geçemez.

-  4.1.1961 tarihli ve 209 sayılı kanunun 5. maddesinin üçüncü, dördüncü ve beşinci fıkraları 1.4.2003 tarihinden itibaren aşağıdaki şekilde uygulanır:

Personelin katkısıyla elde edilen döner sermaye gelirlerinden; o birimde görevli personele ek ödeme yapılabilir. Bir ayda yapılacak ek ödemenin tutarı, tabip ve diş tabiplerinde bir ayda alacakları aylık (ek gösterge dahil), yan ödeme ve her türlü tazminat (makam, temsil ve görev tazminatı hariç) toplamının yüzde 100’ünü, diğer personelde ise yüzde 80’ini geçemez.

Ancak uygulanacak oranlar;

1) Vardiyalı çalışma sistemi uygulanan hastanelerde normal günlük çalışma saatleri dışında ikinci vardiyada yürütülen hizmetler kapsamında fiilen çalışılan günler için yüzde 30’una,

2) Yoğun bakım, doğumhane, yeni doğan, süt çocuğu, yanık, diyaliz, ameliyathane, kemik iliği nakil ünitesi ve acil serviste çalışan sağlık personeline (tabipler hariç, anestezi uzmanı ve asistanları dahil) yüzde 50’sine,

3) Serbest çalışmayan hastane başhekimlerine yüzde 200’üne kadar fazlasıyla tespit edilebilir. Bu şekilde yapılacak ek ödemelerin oran, usul ve esasları Maliye Bakanlığı’nın uygun görüşü üzerine Sağlık Bakanlığı’nca belirlenir.

Sağlık Bakanlığı talep ve hizmet özelliklerini dikkate alarak eğitim astaneleri ve en az 100 yatağa sahip hastanelerde şef, şef yardımcısı ve uzmanlar tarafından acil vakalar hariç, saat 16.00’dan sonra olmak üzere mesai saatleri dışında özel sağlık hizmetleri verebilir. Bu hizmetlerden elede edilen ücretler döner sermayeye gelir kaydedilir. Bu şekilde döner sermayeye kaydedilen gelirlerden bu hizmetlerde görev alacak personele yapılacak ek ödemelerin oranı, usul ve esasları ile hizmet ücret tarifesi Maliye Bakanlığı’nın uygun görüşü üzerine Sağlık Bakanılığı’nca belirlenir. Ancak, özel sağlık hizmetlerine iştirak eden personele bir ayda yapılacak ek ödeme tutarı, bu personelin bir ayda alacağı  aylık (ek gösterge dahil), yan ödeme ve her türlü tazminat (makam, temsil ve görev tazminatı hariç) toplamının serbest çalışan tabiplere yüzde 100’ünü, serbest çalışmayan tabiplere yüzde 300’ünü, bunlar dışında kalan sağlık personeli ve diğer personele ise yüzde 20’sini geçemez.

-  Sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesi, kaliteli ve verimli hizmet sunumunun sağlanması amacıyla, Maliye Bakanlığı ve Sağlık Bakanılığı’nca pilot olarak belirlenecek azami on sağlık kurumunda 4.1.1961 tarihli ve 209 sayılı yasanın 5. maddesinin üçüncü, dördünca ve beşinci fıkraları 1.4.2003 tarihinden itibaren aşağıdaki şekilde uygulanır:

Personelin katkısıyla elde edilen döner sermaye gelirlerinden o birimde görevli personele mesai içi veya dışı ayırımı yapılmaksızın ek ödeme yapılabilir. Ek ödemenin oranı ile usul ve esasları, personelin unvanı, görevi, çalışma şartları, hizmete katkısı, performansı, serbest çalışıp çalışmaması ile muayene, ameliyat, anestezi, girişimsel işlemler, özellik arz eden riskli bölümlerde çalışma gibi unsurlar esas alınarak Maliye Bakanlığı’nın uygun görüşü üzerine Sağlık Bakanlığı’nca belirlenir.

Bu kapsamda elde edilen döner sermaye gelirlerinden personele bir ayda yapılacak ek ödemenin tutarı ile ilgili personelin bir ayda alacağı aylık (ek gösterge dahil), yan ödeme ve her türlü tazminat (makam, temsil, ve görev tazminatı hariç) toplamının tabip ve diş tabiplerinden serbest çalışanlar için yüzde 200’ünü, serbest çalışmayanlar için yüzde 500’ünü, diğer personel için yüzde 100’ünü geçemez.

Sağlık ocaklarında “kiralık” dönem

3.jpg (10953 bytes)Sağlık çalışanlarını olumsuz etkileyecek adımlara hergün bir yenisini ekleyen AKP hükümeti, sağlık ocakları için de “kiralama” yöntemini yaşama geçirmeyi kararlaştırdı. Diğer taraftan, Özel Hastaneler Yönetmeliği’nde yapılan değişiklik de, başka amaçla yapılan her türlü binanın özel hastaneye dönüştürülebilmesine olanak sağladı.

Tıp Dünyası - ANKARA - Hükümet, sağlık alanında gerek yurttaşlar gerekse çalışanlar açısından gelecekte çok büyük sıkıntılar yaratacak uygulamaları bir bir yaşama geçiriyor. AKP’nin 21 Nisan tarihli Merkez Yürütme Kurulu toplantısında ele alınan “Reform Paketi”nde sağlık ocakları için bina yapılması yerine kiralanması, “anlaşmalı-çakılı personel” uygulamasına geçilmesi, özel hastanelere doğrudan sevkin serbest bırakılması ve sağlık personelinin döner sermayeden “performansa göre” pay alması gibi uygulamalara yer verildi.

AKP hükümetinin kısa sürede yasalaşmasını öngördüğü uygulamalar arasında hastaların hekim ve hastane seçebilmeleri, SSK ve devlet hastaneleri dışındaki bazı hastanelerin; TCDD, PTT, belediye ve polis hastaneleri gibi hastanelerin Sağlık Bakanlığı ya da SSK’ye devredilmesi gibi konular da bulunuyor.

Diğer taraftan Özel Hastaneler Yönetmeliği’nde de değişiklik yapıldı. Buna göre, özel hastane müdürü olmak için gerekli olan en az 5 yıl süreyle kamuya ait bir hastanede hekimlik yapma koşulu kaldırıldı. Özel hastanelerin laboratuvarlarında görev alan uzman doktorların “kadrolu olma” zorunluluğu kaldırıldı.Yeni düzenlemeye göre, daha önce başka amaçla yapılmış olsa da, her türlü bina, bakanlıktan alınacak özel izinle özel hastaneye dönüştürülebilecek.

Vakıf üniversitelerinin hastaneleri de özel hastane kapsamına alındı. Faaliyetlerini sürdüren vakıf üniversitelerine ait hastaneler, 27 Mart 2004’e kadar bina ve fiziki alt yapı koşulları dışında, yönetmelikteki diğer unsurlara uygunluklarını sağladıkları taktirde, bakanlık tarafından ruhsatlandırılacaklar.

 

TIP DÜNYASI

Sayfa başına git         Başa dön